Erdoğan'ın "köklü değişim" arayışının ilk anlamı kuşkusuz uzun süredir belli görevleri üstlenenlerdeki yorgunluğu atmak ve "bayrak değişimini" sağlamak
Devamı
Yüzde otuz dört oy oranı ile iktidara gelmesinin ardından hiçbir seçimde bu oranın altına düşmeyen ve en yakın rakibine her seçimde önemli oranda fark atarak bu istisnailiğini koruyor.
Devamı
AK Parti hem reform dalgasıyla kurumları dönüştürdü hem de kendisini ülkenin ve devletin bekasıyla özdeşleştirdi.
Avurpa’nın rahatı bozulmasın diye milyonlarca insanın Avrupa’ya gitmesini engelliyor Türkiye. Çünkü Avrupa Birliği ile mülteciler konusunda 2016 yılında imzaladığı anlaşmaya sadık kalmaya çalışıyor.
15 yıllık iktidar dönemindeki dönüşümlerin kaderini etkileyecek bu seçimlerden başarıyla çıkması için AK Parti'nin mevcut dönemsel daralmayı rahatlatacak ve aşacak adımlar atması gerekmektedir.
Türkiye’nin yeni bir ekonomik başarı hikayesi yazabilmesi için ve yüksek gelirli ekonomiler ligine girebilmesi için 11. Kalkınma Planı, ev ödevi niteliğinde.
Can Dündar’ın Avrupa’da bir saraydan başka bir saraya koşarak; bir gazeteden başka bir gazeteye geçerek yaptığı dezenformasyon, zihinsel sömürgeleşmenin post modern versiyonudur.
Devamı
15 Temmuz’da milletin sessiz kalacağını zannedenleri büyük bir hayal kırıklığına uğratan da, “makbul ve asıl kabul edilmeyen” çoğunluğun geleceğine sahip çıkmasıdır.
Devamı
Şimdi sıra Türkiye'yi yeniden kurmaya geldi ve 15 Temmuz Yeni Türkiye'nin kurucu momenti olmak durumunda.
Türkiye ekonomisi de, siyaseti de, toplumu da artık operasyonlar karşısında kırılganlık göstermiyor. Gücünün de, potansiyelinin de, oynanmak istenen oyunun da farkında.
İktidar kanadı toplumla bağını koparacak elitleşmeye izin vermemelidir. Muhalefet kanadı ise kendi cephesinde dış müdahaleye göz kırpan siyasi marjinalleşmenin önüne geçmelidir.
15 Temmuz gecesi işgalcilere ve darbecilere karşı gösterilen direniş Türkiye'nin yeniden dizayn edilmesine karşı bir dirençti.
28 Şubat'ın başörtüsü yasağı ile 15 Temmuz darbe girişiminin davalarının görülmesindeki sıkıntıları aynı "adalet" paketi içinde karşılaştırmak ciddi bir yanılgıdır.
Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.
Türkiye’de “imtiyazlı çıkar gruplarının” siyasette en iyi oldukları alan, “proje particiliği”dir.
Şükür ki milletin devleti işinin başında. Çakal da inse, sırtlan da gelse fark etmez, millete diş geçiremez...
Ya gerçekten PKK ile beraber ve aynısınız ya da yüzde elli değilsiniz. Bu kimlik krizine acilen çözüm bulmanız gerekiyor.
Peki ya bunca yıldır, yerli ve milli siyasetçilerin hepsinin talep ettiği hükümet sistemi değişiminin en önemli özelliği hakkında hiç mi fikrin yok. Hadi 18 maddelik anayasa değişikliğini okumadın.
Aslında mecliste yapılan oylama halka gidip gitmeme kararı almak için yapılıyor. Fakat CHP'nin seçim tarihi belli. Halka giderse kaybedeceğini düşünüyor.
Hukukun kaynağı maalesef göz ardı ediliyor. Evrensel hukuk diye bir kavram var. Nasıl evrenselse? Kim karar verdiyse bunun evrensel olduğuna? Cidden merak ediyorum.
Bölgemiz bölünmüş devletlerle, istikrarsız siyasal yapılarla dolu. Türkiye, son 14 yılda içeride demokratikleşme, dışarıda özerkleşme çabası içinde oldu.