SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı 28 Şubat süreci hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
31 Mart yerel seçimlerine dair en esaslı tartışmalardan birisi hiç kuşkusuz bu seçimlerin genel seçim özelliği gösterip göstermediği. İlk bakışta yerel seçim-ler “ülkeyi kim yönetecek” ya da “iktidara kim ve ne kadar sahip olacak” gibi genel siyasetin merkezi sorularına doğrudan bir cevap sunmaz.
Devamı
Dünya, güçlü liderlere sahip ülkelerin uluslararası güç mücadelesinde öne çıktığı, liderlik krizi yaşayanların ise geride kaldığı bir dönem içerisinde..
TÜRKİYE'DE yıllarca çarpık bir medya düzeni hüküm sürdü. Ülkenin ana akım medya organları, bedenleri buralı ancak zihni ve kalbi buraya yabancı kişilerin hâkimiyeti altındaydı..
Gelecekte tarihçiler bu anlamda 2018 yılını önemli bir değişim yılı olarak farklı açıklardan ele alacaklardır. Çünkü 1876 ilk Osmanlı Anayasası ile uygulamaya koyduğumuz; kesintilerle, sorunlarla ve yönetim krizleri ile birlikte 2018’e kadar yönetim modelimiz olan, parlamenter sistem sona ermiştir.
Önümüzdeki yerel seçim sürecinde HDP’nin PKK’yla organik bütünlüğünden sıyrılıp bir siyasi parti gibi seçim yarışında olması gerekir ancak hepimiz biliyoruz ki parti yine PKK’nın sözcülüğünü yapacak. Ancak bir farkla, partinin artık PKK için hendek kazdırabileceği iş makineleri yok.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, “öğrenci andı” meselesi hakkında değerlendirmede bulundu.
Devamı
Andımız, otoriter tek parti döneminin bir uygulaması olarak geldiğimiz noktada geri dönülmesi gerekmeyen bir sembol. Türkiye'nin milli kimliğinin kurucu unsurlarından birinin 15 Temmuz direnişi olduğu unutulmamalı. İhtilafların var olması normal, Erdoğan ve Bahçeli'nin müzakeresi ile ortaklığın güçlendirilmesi pekala mümkün.
Devamı
Danıştay kendini idarenin yerine koyarak bir karar verdi. Karar kesinleşmiş değil. Bir şekilde temyiz yolu açık..
Türkiye’nin Batı karşısındaki hiyerarşiyi reddeden arayışına yönelik tepki, kuşkusuz en açık şekilde medya bağlamında görünür olmaktadır.
Kemalizm'in Türkiye'nin geleceğinde yer alması ülkenin yeni siyasi gerçekliğini kabul etmesinden ve küresel bağımsızlık mücadelesine iştirak etmesinden geçiyor.
Sağ-muhafazakar-dindar kesimler açısından, parçalanmanın önlenebildiği ve kapsayıcılığın genişleyebildiği dönemlerde Türkiye’yi yönetme iradesinin daha güçlü olduğu görülmektedir. Bunu kısmen başarabilen isimler arasında Adnan Menderes, Süleyman Demirel ve Turgut Özal isimleri zikredilebilse de Erdoğan liderliğindeki AK Parti kendinden önceki dönemleri aşabilmeyi başaran bir hikaye ortaya koymuştur.
Yeni sistemin en önemli özelliği, sivil-askeri bürokrasinin vesayetini ortadan kaldırmayı hedeflemesidir. Ayrıca cumhurbaşkanının doğrudan halk oylamasıyla belirlenmesi siyasal taleplerin dönüştürme gücünü artırmaktadır. Ak Parti’nin kuruluşundan itibaren temel ilkesi olan “millet için devlet” yaklaşımının son halkası böylece hayata geçmiştir.
Neden AK Parti ile millet arasındaki bağ bir türlü zayıflatılamamakta ve koparılamamaktadır? Hatta son dönemde ekonomik kriz üreterek AK Parti’nin sosyolojik üstünlüğünü sona erdirme stratejisinde de açıkça gözlemlediğimiz gibi, gayrı-milli muhalif kesimlerin ve uluslararası güç odaklarının girişimleri neden tam tersi etki yaratarak AK Parti ile millet arasındaki bağları daha da güçlendirmektedir?
AK Parti'yi Türk siyasi hayatında farklılaştıran unsur sol siyasetin burun kıvırdığı ve sağ siyasetin bir türlü hayata geçiremediği demokratik siyaseti sahiplenmesi ve hayata geçirmesidir.
24 Haziran seçimleri sonrasında bir türlü iç krizlerinden kurtulamayan muhalefet partilerinin aksine AK Parti sorunsuz bir yenilenme yaşayacak.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "AK Parti'nin önündeki mesele, ekonomik alanda adaleti merkeze alan bir siyaset izlemesidir. Şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde yürütülen siyaset budur." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ünal, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası kararına ilişkin "Bugünkü cezalar hukuki ama 15 Temmuz darbesine kalkışan kökü dışarıda terör örgütü, vicdanımızda sonsuza kadar mahkum oldu" dedi.
Sandık konuşacak, milletin iradesi eğriyi doğruyu ortaya koyacak.
Muhalefet ne küreselci ne de yerelci bir perspektif üzerinden millete dört başı mamur bir siyaset sunamadan seçimlere gitmektedir. Erdoğan karşıtlığına indirgenmiş, medya yoluyla köpürtülen seçim kampanyalarıyla ancak kendi seçmen kitlesini tahkim etmeye yetecek, iktidarı hedeflemekten uzak bir yaklaşım sergilemektedirler. Böylece, muhalefeti oluşturan partiler, iktidar olmaya değil, karşıtlarının iktidar olmasını engellemeye odaklanmış görüntülerini devam ettirmektedir.
SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü'nden Ali Aslan tarafından kaleme alınan analizde, Türkiye siyaset tarihinde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle milli iradenin ülke siyasetinde hakim hale geldiği belirtildi.