2011 yılında yapılan seçimlerin ardından Türkiye’de siyasetin normalleşeceği varsayılıyordu...
Devamı
Muhalefet kelimesinin Türk Dil Kurumu Sözlüğündeki anlamı “Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olma durumu, aykırılık” şeklinde veriliyor. Yine aynı sözlükte “muhal” kelimesi ise “Olamaz, olmaz, olmayacak, gerçekleşmesi imkânsız” şeklinde tanımlanıyor.
Devamı
Gerek Lübnan’da gerekse Irak’ta süregelen gösteriler iç içe geçmiş üç mekanizmaya karşı yükselen bir itiraz dalgası olarak nitelendirilebilir; kötü yönetim, etnik/sekteryen siyasi mücadele ve bunun üzerinden yürümekte olan vekalet savaşları.
15 Temmuz darbe girişiminin üçüncü yıl dönümü münasebetiyle geçen hafta TBMM'de gerçekleştirilen özel oturumda 15 Temmuz'un ruhuna yakışmayacak anlara şahit olduk. Oturumda söz alan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un konuşmasında darbe girişimi ve bu girişimin arkasındaki FETÖ'den ziyade iktidarı eleştirmesi farklı çevrelerin tepkisine neden oldu. Özkoç'un konuşması CHP'nin 15 Temmuz darbe girişimine bakış açısını yeniden gündeme getirdi.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 15 Temmuz 2016 yılında FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi ve sonrasında yaşanan süreç üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 15 Temmuz darbe girişiminin üçüncü yıldönümünde Türk milletinin sivil iradeye sahip çıkma konusunda göstermiş olduğu kararlılık üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Mısır tarihinin, demokratik seçimlerle göreve gelen ilk sivil devlet başkanı olan Mursi’nin ölümüyle ülkenin 2011 yılında başlayan demokrasi mücadelesi de ciddi biçimde yara aldı.
Devamı
Yargı Reformu Stratejisi Belgesinin amacı, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ile adalet hizmetlerinin iyileştirilmesi.
Devamı
31 Mart İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerine neden itiraz edildi? Seçimlerin iptal edilmesi hangi gerekçelere dayanmaktadır? Sandık kurulu başkanlarının Kanun’a aykırı olarak belirlenmesinin nasıl bir hukuki önemi bulunmaktadır?
Anayasa tarihi açısından yüzyılı aşan bir müktesebata sahip olan Türkiye yaklaşık yarım yüzyılın üzerinde çok partili demokratik siyasal düzeni tecrübe etmektedir. Demokratik siyasal deneyimimiz süreç içerisinde vesayet düzeneği üzerinden birtakım apolitik müdahalelere maruz kalmakla birlikte, 1950'den itibaren demokrasinin asli unsuru olan "serbest" ve "dürüst" seçimler gerçekleştirilmiştir.
Bu sebeple Batı medyasının Erdoğan karşıtlığı kimseyi şaşırtmıyor. Zira 16 Nisan referandumunda da 24 Haziran seçimlerinde de aynı yerdeydiler. "Türkiye'de demokrasi yıkıldı" söylemini yıllardır tekrarlamaktan yorulmadılar. Şimdi de İstanbul seçim iptalini malzeme olarak kullanıyorlar. Ankara veya Antalya'da başkanın değişmesini görmezden gelerek "sandığa güveni" hedef alıyorlar. "Diktatörlük" hikayesini yeniden piyasaya sürüyorlar. CHP adayı lehine moral üstünlük kurmaya çabalıyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye ittifakı açıklaması AK Parti siyasetinde yeni bir döneme mi giriliyor tartışmasını başlattı. AK Parti on yedi yıllık iktidarını iktidar olgusuyla olan ilişkisi bakımından –muhalefet ve iktidar pozisyonlarında olmak– kabaca iki döneme ayırabiliriz.
Bir süredir Cezayir ve Sudan'da iktidar değişimleri ile ortaya çıkan kitlesel hareketler karşısında ordu, değişim sürecinin en önemli aktörü konumunda.
Ordular kitlesel mobilizasyonlar karşısında nasıl bir tavır alır? Kitleleri hangi şartlar altında bastırma yoluna giderler? Bu sorular 2010 yılı sonunda Arap isyanlarının başladığı süreçte gündeme geldi. Fakat esasında daha önce yaşanan devrimsel süreçlerde de ordular kitleler ya da iktidar lehine önemli rol oynamıştır. Hem bölgedeki son beş yıllık dönem hem de Cezayir’in kendi tecrübesi, tarihin tekerrür etmemesi gerektiği gerçeğini dayatıyor. Bu zorlu sürecin kitlesel beklentileri karşılayacak şekilde barışçıl bir şekilde yönetilmesi hem Sudan ve Cezayir hem de bütün bir bölge için yeni bir başlangıç potansiyeli taşımaktadır.
CHP 31 Mart’ta kârlı çıksa da uzun süreçte ganimet paylaşımı konusunda müttefiklerine çok daha cömert davranmak zorunda kalabilir. Seçimlerin hemen ardından İYİ Parti’de gerçekleşen önemli isimlerin istifaları ve istifa dedikoduları bu bloktaki rahatsızlıkların büyüyerek devam edeceğinin sinyallerini vermiştir.
Türkiye’nin seçim tecrübesi hakkında ne söyleyebiliriz? Seçimlerin yönetimi ve denetimi nasıl gerçekleştiriliyor? 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin tartışmalar ve itirazların sebebi nedir? İtiraz süreci nasıl işliyor? Son gelişmeler neler? 5. İtirazlar ne zaman sonuçlanır ve bu süreçte taraflar nasıl hareket etmelidir?
16 Nisan referandumuyla değişen hükümet sisteminin tabii sonucu olarak Türk siyasetinde yaşanan dönüşüm ile 24 Haziran'da ittifakların kurulduğu ilk cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi gerçekleştirildi.
AK Parti'nin millet ile arasının açıldığı, siyasetinin yapaylaştığı eleştirileri daha sık duyulmaya başlandı. Bu eleştirilerin AK Parti'ye yakın bazı medya organlarında yer bulması meseleyi daha da ilginç kılıyor. Keza muhalefete yakın basın organları bu iddiaların hemen üstüne atlayıp "İçeriden eleştiri var" ve "AK Parti kendi tabanı tarafından sorgulanmaya başlandı" manşetleri atıyor.
Doç. Dr. Yusuf Özkır: Yeni Zelanda teröristi bile Türkiye’nin bekasını ve Başkan Erdoğan’ı hedef alıyor.Terör örgütleri güçlenen Türkiye’yi tökezletme peşinde. Bunların hepsi Erdoğan’ın zayıflamasını iple çekiyor. Bu yüzden muhalefete kazandırma çabasındalar ve bunu da gizlemiyorlar.
28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik Kurulu tarafından alınan kararlar üzerine başlayan süreç Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçmiştir.
CHP'liler her fırsatta DSP'nin seçime girmesi ve söylemlerinden rahatsız olduklarını belirtiyorlar. Bazıları DSP'yi "bir bölen olmak"la suçlarken bazıları ise DSP'nin Cumhur İttifakı'nın bir parçası olduğunu ve düşmanla iş birliği yaptığını dile getiriyor.