Türkiye'nin Koalisyon Tecrübesi

Türkiye'nin tarihi tecrübesi koalisyonların Türkiye siyasi kültürü açısından sürdürülebilir bir iktidar dinamiği olmadığını göstermekte.

Devamı
Türkiye'nin Koalisyon Tecrübesi
Muhalefetin Pirus Zaferi mi

Muhalefetin Pirus Zaferi mi?

Bu tarihsel bloğa kimliğini ve rengini veren asıl dinamik, pratikte AK Parti karşıtlığı gibi gözükse de, esasında daha derinlerde yerleşik olan demokrasi, siyaset ve halk karşıtlığıdır.

Devamı

Yalnızca ülke ekonomisinde ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlar değil bahsettiğimiz, aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel ve küresel siyasette oynadığı rolün de değişmesi anlamına geliyor siyasi istikrarsızlık.

Türkiye değişti ve geleneksel anlamda askeri darbe ve müdahaleler için zemin kalmadı. Fakat darbeden medet uman ulusal ve uluslararası güçler için müdahale ihtiyacı devam ediyor. Hem de artarak...

AK Parti'nin başkanlık sistemine geçebilecek çoğunluğu bulması durumunda hemen seçim ertesinde, bulamaması durumunda ise 2019 seçimlerine kadar yeni siyasal sistem arayışını konuşacağız.

Siyasal aktörler, toplumsal değişime kendilerini uyarlayabildikleri oranda başarı imkânı bulabilirler. Muhalefet partileri, kaos siyasetini sürdürmenin maliyetini görmüş durumdalar.

HDP'nin Kampanyasının Dört Özelliği ve Demirtaş

Demirtaş lider değil yönetici. Kürt milliyetçiliğinin parti bölümünün eş başkanlığını yapmak gibi kritik bir rolüne rağmen, hafızalarımızda pozitif bir liderlik örneği yok.

Devamı
HDP'nin Kampanyasının Dört Özelliği ve Demirtaş
Nükleer Enerji Neden Gerekli

Nükleer Enerji Neden Gerekli?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, eğer Türkiye bugün itibariyle bir nükleer enerji santraline, yani sadece Akkuyu Nükleer Santrali'ne sahip olmuş olsaydı, elektrik tüketimin yüzde 17'si bu santralden karşılanacaktı.

Devamı

1950 seçimleri Türkiye ve esasen Orta Doğu demokrasi tarihi açısından bir dönüm noktası olmuştur, zira o güne kadar TBMM'nde gerçekleşenler tek-parti rejiminin bir uzantısı işlevi olarak algılanmakta ve toplumda bir çaressizlik hissini uyandırmaktaydı.

Cumhurbaşkanı açık ve net bir biçimde bütün partilere eşit mesafede olduğunu ilan ediyor. Fakat diğer taraftan da kendisinin "milletin tarafında" olduğunun altını çiziyor.

Modelleme tartışırken yapmamız gereken, başkanlık sisteminde, etkin yönetim ve gelişmiş bir demokratik sistem için 'denetim ve denge' mekanizmasının nasıl daha iyi dizayn edilmesi gerektiğidir.

Nebi Miş, üzerinden sekiz yıl geçen E-Muhtıra'nın ardından değişen Türkiye siyasal hayatını yorumladı.

Yeni siyasi şartlar altında muhalefet partilerinin birincil hedefi iktidar olmaktan ziyade, AK Parti iktidarının alanının genişlemesini durdurmak, mümkünse geriletmek ve kurumsallaşmasının önüne geçmek.

Geçmiş tecrübelerin de ortaya çıkardığı, siyasal sistemde iyileştirme ya da değişim çabalarının konjonktürel siyasi pozisyonların ötesinde tartışılmasının gerekli olduğudur.