Avrupa’nın Tavrı: Durmak Yok, Yıpratmaya Devam

Anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye’nin otokratik bir ülkeye dönüşeceğini iddia eden Avrupa medyası daha referandum sonucunu beklemeden Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı diktatör ilan etmişti.

Devamı
Avrupa nın Tavrı Durmak Yok Yıpratmaya Devam
16 Nisan da Neyi Oylayacağız

16 Nisan’da Neyi Oylayacağız?

“Evet” halkın iktidarını garanti altına alacak bir siyasi kurumsallaşmanın hayata geçirilmesidir. Halkın yıllardır siyasete yüklediği misyonun en nihayet tamamına erdirilmesidir.

Devamı

Merkez Bankasını güçlendiren ve makro ihtiyati politikalar dediğimiz politikaların karar alıcısı durumuna gelmesi, Merkez bankalarının kredibilitesini daha yüksek bir kurum haline getirecek.

Erdoğan'ın da ifade ettiği üzere 16 Nisan sonrası yepyeni bir Türkiye doğacak. Ve bu Türkiye'nin en önemli özelliği aydınlarını Batı'nın kucağına bırakmayacak olması olacak.

16 Nisan'da gerçekleşecek referandum vesayetçi alışkanlıkların karşısına halkın iradesini çıkarmaktadır. Bu, anayasal şiddeti bugüne kadar kullanan aktörler için önemli bir meydan okumadır.

Türk düşmanı Avrupalılar hayır kampanyası yapıyorsa, bunun bir nedeni var. Bu da Türk halkının gözünden kaçmaz..

Analiz: Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yargı

Bu analizde Anayasa değişiklik teklifindeki yargı ile ilgili düzenlemelerin gerekçeleri ve buna ilişkin tartışmalar ele alınmaktadır.

Devamı
Analiz Cumhurbaşkanlığı Sisteminde Yargı
Nazizim Refleksi ve Almanya nın Eski Türkiye Özlemi

Nazizim Refleksi ve Almanya’nın ‘Eski Türkiye’ Özlemi

Almanya son dönemde referandum meselesinde diplomatik nezaketi tamamen bir kenara bırakarak doğrudan taraf olmuş durumdadır.

Devamı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, SETA’da düzenlenen “Cumhurbaşkanlığı Sisteminin Anayasal Tasarımı” başlıklı konferansta konuştu.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye çok önemli bir eşikte. Milletin kararıyla bu eşikten atlanacak. Ve Türkiye çok daha güçlü bir ülke olacak.

Erdoğan'ın kendisi için böylesi bir değişikliğe ihtiyacı yok. Aksine Türkiye'nin Erdoğan sonrası için böyle bir değişikliğe ihtiyacı var.

Analiz Türk tipi parlamenter sistemin kırk yıla yakındır tartışılan krizini aşmaya yönelik ortaya çıkan Cumhurbaşkanlığı sisteminin anayasal tasarımına odaklanmaktadır.

Birçok ülke geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren toplumsal çoğulculuğun istikrarsızlık yaratan etkileriyle başa çıkmak için parlamenter sistemlerini güçlendirme ya da Cumhurbaşkanlığı sistemine geçme ihtiyacı hissetti.

Yürütmenin Meclis'in içinden çıkmayıp doğrudan halk tarafından seçilmesi ve Meclis'e karşı değil doğrudan halka karşı sorumlu olması onun zayıflatılması anlamına gelmez.

2012 ve 2016 AK Parti Anayasa tekliflerinde Cumhurbaşkanının seçimi, yetkileri ve sorumluluğu nasıl düzenlendi? Yürütme karşısında yasama ve yargı organlarının konumu nasıl bir değişim gösterdi?

Referandumlar, demokrasinin işletilmesinin en önemli araçlarıdır. Doğrudan demokrasi uygulamalarının tipik bir özelliği olsa da, önemli konularda temsili demokrasilerde de başvurulan bir yöntemdir.

Türkiye iç siyasetinde halkın iktidarın merkezine taşındığı, bastırılan kimliklerin tanındığı bir demokratikleşme sürecine, dış politikada ise bağımlılıkları aşmaya yönelik bir yaklaşıma tanıklık ediyoruz.

İlginçtir, siyaset kurumunun "beka" tartışması değişimci-statükocu ayrımına geldi, dayandı. Bazı liberal çevreler AK Parti- MHP'nin "ülkenin tehlike altında olduğu" tespitinde birleşmesini "statükonun zaferi" olarak görüyor.

2013'den bu yana sistematik bir şekilde uygulanan ekonomik kaos oluşturma oyununun, tekrar sahnelenmemesi için, yeni Anayasa büyük bir fırsat sunuyor.

2002'den beri en temel kırılma hattı bürokratik vesayet ile demokratik güçler, yani milli irade arasındaydı. MHP Meclise girdiği 2007'den itibaren bu karşılaşmada tampon görevi gördü.