Kitap | Kuruluşundan Bugüne AK Parti: Toplum

Bu cilt AK Parti'nin iktidarı boyunca toplumsal alanda uygulamaya koyduğu politikaların genel bir değerlendirmesini yapmaktadır. Medya ve siyaset, din ve devlet ilişkileri, eğitim ve göç politikaları, toplumsal güç merkezlerinin yeniden inşası gibi başlıklar ele alınan konulardan bazılarıdır. Kitap, kapsamındaki konularda bütünlüklü bir çerçeve sunarak AK Parti dönemindeki “eşitlenme ve çeşitlenme”yi analiz etmek noktasında iddialıdır.

Devamı
Kitap Kuruluşundan Bugüne AK Parti Toplum
Türkiye nin Demokrasi Sınavı

Türkiye’nin Demokrasi Sınavı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran Türkiye’de 17 Aralık 2013 tarihinde başlayan zorlu süreci değerlendirdi.

Devamı

Türkiye, Türk halkının son 20 yılda verdiği eşsiz demokrasi mücadelesi ile zincirlerini birer birer kırmış; Filistin ve İslam dünyasının gerçek manada umudu haline gelmiştir.

Trump yaptığı konuşmada kararın ABD'nin çıkarlarına en uygun davranış olduğunun altını çizmiş olsa da gerçekten bu kararın ülkenin çıkarına ne şekilde hizmet edeceği meselesi tam olarak anlaşılmış değil.

Devlete ve milli iradeye karşı FETÖ ile iş tutmak, PKK'nın uzantısı HDP ile yan yana gelmek, DHKP-C'ye arka çıkmak CHP'nin rutin pratiği olmuştur.

Erken Cumhuriyet döneminden itibaren, devletin ve dolayısıyla iktidarın sahipliğini kendisinde gören çevreler, çerçevesini yine kendilerinin belirlediği “modernleştirici paradigma” etrafında bir “makbul vatandaşlık” tanımı yaptılar. “Modernleştirici paradigma” etrafında oluşturulan “Kemalizm” “biz” ve “öteki” düşüncesi etrafında “dışlayıcı pratiklerin” hâkim olduğu bir kimliğe dayanmaktaydı.

Yeni Bir Atatürkçülük Mü Geliyor?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın törende "CHP gibi amorf bir partinin Atatürk'ü milletten kaçırmasına müsaade etmeyeceğiz" cümlesi de resmi yaklaşımın ifadesiydi. AK Parti'nin Atatürk'ü "bir ortak değer olarak" sahiplenmesi kimilerince "Atatürkçülük açılımı" ya da "manifestosu" olarak yorumlandı.

Devamı
Yeni Bir Atatürkçülük Mü Geliyor
Faturayı Bunun İçin Mi Ödedik

Faturayı Bunun İçin Mi Ödedik?

Meselenin daha trajik tarafı ise şu: Türkiye bu kadar badire atlatmışken ve geçmişte partilerin kapatılmasının Türkiye’ye çok büyük maliyetleri ortaya çıkmışken, eski Cumhurbaşkanı Necdet Sezer hâlâ parti kapatmalarını savunarak kendisini Fazilet Partisi’nin kapatılması üzerinden savunabiliyor olması.

Devamı

Mesele sadece gerçeklerin ve ihtiyaçların dayattığı pragmatizm değil. Aynı zamanda gerekirse Türkiye'nin menfaatleri çerçevesinde direnebilme iradesi.

2017 yılında, askeri vesayetin ortadan kalktığı Türkiye'de kendine cumhuriyetçi diyen koca koca insanların zihinlerindeki askeri vesayetten kurtulamamaları üzerine düşünmemiz lazım..

Bugün artık bu mesele Türkiye'nin görmezden gelemeyeceği boyutlara ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla Türkiye'de İslamofobi olgusunu konuşmanın ve tartışmanın vakti geldi de geçiyor.

Gazeteciler genelkurmay başkanlarını eşleri başlarını örttüğü için değil siyasilerin işlerine karıştıkları zaman eleştirmedikçe basın özgürlüğünde de mesafe kat edemeyiz.

Yargıya ilişkin özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başlatılan eleştirilerin büyük kısmı sistematik, örgütlü ve belirli amaçlara matuf.

Kemalizm'in toplumsallığı kolayca yabana atılacak ve yok sayılacak kadar kısıtlı değil.

CHP'nin düzenlediği ”Adalet Kurultayı"nın sonuç bildirgesinde sadece yargı kurumundaki aksaklıklar eleştirilerek "adalet hakkından" bahsedilmiyor. "Adalet" adeta, tüm sisteme isyan manifestosuna çevrilmek istenmiş.

Türk toplumu Kemalizm'in listenin başında yer aldığı her türlü siyasi, ekonomik, kültürel vesayetten arınıyor. Kemalizm'in 'yol göstericiliğine' ihtiyaç duymadan kendi yolunda yürüyor.

15 Temmuz ve 16 Nisan dolayısıyla Türk halkını cezalandırmaya, diğer yandan yeni dönemde Türkiye'nin uluslararası alandaki hareket alanını kısıtlamaya çalışıyorlar.

Avrupalıların da Türkiye halkının tercihlerine saygı duyması ve referandum sonucunu kabul etmesi gerekiyor.

Ya gerçekten PKK ile beraber ve aynısınız ya da yüzde elli değilsiniz. Bu kimlik krizine acilen çözüm bulmanız gerekiyor. Yok öyle işinize geldiğinde farklı işinize geldiğinde aynı.

Parlamenter sistem koalisyon demektir. Koalisyon zayıflık demektir. Koalisyon aşırılıkçılık demektir. Cumhurbaşkanlığı sistemi ise güçlü hükümet demektir.

Bu millet çok dert çekti. Çok engel aştı. Bazen yoruldu. Bazen tekledi. Ama çok da yol kat etti. Yılardır verdiği mücadelenin sonunda kendisini var etti.