Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasında çok uzun bir müddettir herkesin malumu olan ancak açık şekilde deklare edilmeyen bir iş birliğinin olduğu ortadadır. Arap coğrafyası içerisinde İsrail ile yakınlaşma ve normalleşme adımlarının öncülüğü görevini yürüten BAE ekonomik ve sosyal alanlardaki etkileşimi izhar etmekten çekinmediğini göstermiştir. Gerek İsrail'in attığı her illegal adıma Arap dünyasında meşruiyet sağlamaya çalışması gerekse Tel Aviv yönetimine karşı oldukça sessiz ve tepkisiz duruşu Abu Dabi'nin İsrail pozisyonunu resmeden tutumlardır.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Mısr’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi’nin Libya ile ilgili yaptığı açıklama üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, Mısır’ın Libya konusunda yaptığı açıklamayı değerlendirdi.
Libya cephesi hareketlendikçe bu cephede karşı karşıya gelen aktörlerin politikalarına yakından bakma ihtiyacı daha fazla hissediliyor.
Yunanistan ve Fransa'nın öfkeli açıklamalarına Mısır daha ileri bir adım atarak eklendi. Darbeci Sisi, geçen cumartesi günü Sirte ve Cufra'nın düşmesini "kırmızı çizgi" ilan etti. Bu çizginin aşılması halinde Mısır'ın "doğrudan müdahale" edeceğini söyledi.
Libya ile imzalanan anlaşmalardan sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da attığı adımlar çok net sonuçlar doğurdu ve Yunanistan, GKRY, İsrail ve Mısır’ın Türkiye’yi devre dışı bırakan anlaşmaları neredeyse tamamıyla akim kaldı.
SETA Güvenlik Araştırmacısı Emrah Kekilli, Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.
Devamı
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Türk heyetinin Libya’ya yaptığı ziyareti ve Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.
Devamı
Orta Doğu’da en etkili ittifak ağına sahip olan ülke kuşkusuz İsrail’dir.
Türkiye kendi halkının ve bölge halklarının çıkarlarını öncelediği için, Özal zamanında olduğu gibi AK Parti döneminde de bağımsız dış politikaya yönelerek Orta Doğu’da daha uzun dönemli ittifaklar arayışına girdi.
Orta Doğu ülkelerinin, bölgesel üstünlük mücadelesinde bir adım öne geçmek için küresel güçlerle kurdukları ittifakların kendilerini onlara bağımlı kıldığını ve asıl tehlikenin bu küresel güçlerden geldiğini görüp, kendi aralarında kazan-kazan ilkesine dayalı uzun dönemli ittifaklar kurmaları gerekiyor.
Libya, Suriye ve Yemen başta olmak üzere Orta Doğu çatışmalarına baktığımızda, gerek bölge ülkelerinin kendi aralarında gerekse bu ülkelerin bölge dışı aktörlerle kurdukları ittifaklar açısından bir kafa karışıklığı var gibi görünüyor.
Prof. Dr. Ataman, yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle Suriye'de görece bir sükunetin olduğunu belirterek, "Korona sonrası dönemde ve yeni şartlar altında kartlar yeniden karılacak." dedi.
Aldığı tüm silah desteğine rağmen başkent Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter, müttefiklerinin desteğiyle yurt dışından getirilen paralı askerleri kullanıyor.
Nisan 2019 itibarıyla Trablus'a saldıran milis lider Halife Haftar bu hafta başında, "halkın kendisine verdiği yetkiyle", "Libya Siyasi Anlaşması"nı rafa kaldırdığını, "önümüzdeki zor süreçte Libya Ordusunun yönetimde olacağını" duyurmuştur. Bu duyuru zımnen doğu bölgesindeki bütün siyasi yapıların feshi anlamına gelmektedir.
Irak’taki ABD-İran çatışmasının geleceği nasıl şekillenecek? ABD’nin askeri gerilim karşısında attığı adımlar nelerdir? Irak’taki çatışmanın stratejik etkileri nelerdir?
Libya'da, Haftar üzerinden askeri bir diktatörlük kurarak Libya halkının Şubat Devrimi'yle devirdiği Kaddafi rejimini hortlatıp, ülkeyi BAE ve onun üzerinden İsrail'in bölge stratejisinin aparatına dönüştürme girişimleri Türkiye-Libya arasındaki iş birliğiyle bozulmuştu.
Kovid-19 pandemisi ile mücadele ettiğimiz günlerde gönlümüz felaketten insanlığın ders almasını istiyor. Ama pandeminin varlığı bile güç mücadelesini, çatışmaları bitiremiyor.
Koronavirüs salgını da tıpkı tarihteki birçok dönüm noktası gibi muhtemeldir ki yalnızca var olan süreçleri hızlandıracak ve zaten yaşanmakta olan teknolojik, sosyolojik ve politik gelişmelerin daha hızlı yerleşmesine neden olacaktır.
Bu analizde Trump yönetiminin Süleymani operasyonunu gerçekleştirme yetkisine ilişkin yaptığı açıklamalar incelenmektedir.
Bu analizde Kasım Süleymani suikastı sonrasında ABD ve İran’ın birbirlerine karşı uygulayabilecekleri politika seçenekleri ortaya konarak Ortadoğu’da gelişen yeni denklemin öne çıkan özellikleri irdelenmektedir.