Türkiye Faiz Sistemine Mahkûm mu?

İstanbul Finans Merkezi (İFM), faizsiz finansal araç alternatifi sunarak, sermaye sahiplerinin yatırımlarını Türkiye'de değerlendirmesinde öncü rol üstlenebilir.

Devamı
Türkiye Faiz Sistemine Mahk m mu
Ürdün İzlenimleri

Ürdün İzlenimleri

Ürdün Başbakanı Ensour, “Teknolojinizi bu topraklara da getirin” derken hiç şüphesiz samimi bir talep iletiyor.

Devamı

Türkiye “enerji merkezi olma yolunda Güney Gaz Koridoru 'nu güçlendirmek adına, Hazar Bölgesi'nde, Kuzey Irak Kürt Bölgesi'nde ve Doğu Akdeniz'de geliştirilecek projeleri hızlandırmalıdır.

SETA tarafından düzenlenen panelde medya ve kamuoyunun Suriyeli mültecilere bakış açısı ele alındı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nca (SETA) "Küresel ve Bölgesel Aktörlerin Suriye Stratejileri" sempozyumunu düzenlendi.

İyimserlere göre, fiziksel ve dijital üretim süreçlerini buluşturan dördüncü sanayi devrimi küresel verimlilik ve ekonomik büyümede muazzam sıçramalar ortaya çıkaracak.

Gerisi Hikaye!

Tarihin bu kritik evresinde, ülkesinin milli menfaatlerini gözeten herkes Türkiye'ye içeride ve dışarıda yürüttüğü bu mücadeleye destek vermek durumunda. Türkiye'nin daha iyi nasıl sonuç alabileceğine ilişkin elbette farklı yol ve yöntemler önerilebilir. Fakat Türkiye'nin köşeye sıkışmasından zevk almak, bunun için uğraşmak kabul edilemez.

Devamı
Gerisi Hikaye
Nitelik Sıçraması

Nitelik Sıçraması

Küresel ekonomik sistemdeki yoğun rekabet ve işbölümü içinde size biçilen rolü değiştirmek çoğu zaman sıra dışı politika ve kurumlar geliştirmekten geçiyor.

Devamı

1980 Sonrasında birçok siyasi liderin politika öncelikleri arasında ısrarla vurguladığı ama bir türlü hayata geçirilemeyen üniversite reformu konusunda günümüzde artık net bir siyasi irade mevcut.

Üniversiteler şayet toplum tarafından kendilerine bağışlanan özel pozisyonlarını sürdürmek istiyorlarsa, hakikat arayışında toplumun gerisinde değil, ilerisinde olmalıdırlar.

Talip Küçükcan TRT Haber’de yayınlanan Açı programında yeni kurulan üniversiteler ve üniversitelerin teknoloji transfer merkezleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

SETA tarafından hazırlanan raporda, küresel ve ulusal boyutta uluslararası öğrencilerle ilgili yaşanan gelişmelere ve farklı ülkelerce izlenen politikalara yer ve­riliyor.

Üniversite sayılarını artırmak başarı hanesine yazılabilir ancak asıl başarı sayıyı artırırken kaliteyi de artırmakla yakalanabilir.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve YÖK Başkan Danışmanı Prof. Dr. Talip Küçükcan'la öğrenci affını ve Türkiye'deki üniversitelerin durumunu değerlendirdik.

Türkiye’deki stratejik araştırma merkezlerinin  dış politİka ve güvenlik kültürünün belirlenmesindeki rolleri

Hükümetin yükseköğretim alanında neler yaptığını, gençler için hangi fırsatları yarattığını daha iyi anlatması gerekiyor.

Türkiye ile Ermenistan arasında 31 Ağustos 2009 tarihinde parafe edilen ilişkilerde normalleşmeyi öngören protokoller 10 Ekim 2009 tarihinde iki ülke dışişleri bakanları tarafından imzalandı. Bundan sonraki süreçte protokoller her iki ülke parlamentolarında onaya sunulacak.

İdeal anlamda üniversiteler, doğaları ve kuruluş amaçları gereği bilgi üreten, donanımlı insan gücü yetiştiren ve bunun da ötesinde özgür düşünce, sivil toplum, demokrasi kültürü, karar süreçlerine katılma, şeffaflık, hesap verebilirlik ve sosyal sorumluluk gibi çağdaş değerlerin gelişimine katkıda bulunarak fikir ve düşünce hayatında topluma önderlik eden kurumlardır. Üniversitelerin ilk ortaya çıktığı dönemlerden beri bunun başarılı örneklerine rastlıyoruz. Kuşkusuz her üniversite, entelektüel hayatın canlılığına katkı sağlama ve Edward Said’in tabiriyle “Sessizlerin sesi olan” entelektüeller yetiştirme konusunda kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getiremiyor.

Üniversiteye adım attığım günü dün gibi hatırlıyorum. Kapıdaki asık suratlı bekçiyi, yüksek tavanlı koridorları ve hınca hınç dolu kayıt kuyruklarını hızla geçmiş ve "üniversite" denen şeyi aramaya koyulmuştum. Beni ve benim gibi binlerce genci kanatlandırıp yeni ufuklara götürecek büyük fikirleri, kitapları, hocaları, ders arkadaşlarını bulma arzumuz her şeyin önünde geliyordu. Ne kalabalık sınıflar, ne adımızı öğrenme zahmetinde bulunmayan yorgun ve bıkkın hocalar, ne her gün biraz daha farkına vardığımız katı ve boğucu ideolojik kamplaşmalar Gorki’nin "benim üniversitelerim" dediği ideayı aramamızın önünde bir engeldi. Görünürdeki bütün sıradanlığın ötesinde bir yerlerde, belki çalmaya henüz cesaret edemediğimiz kapıların birisinin arkasında aradığımız şeyi bulacaktık.