Başkanlık Sisteminde Ekonomi

Başkanlık sistemiyle birlikte güçlenecek siyasi ve ekonomik istikrar, güçlü ve kararlı bir lider önderliğindeki yönetimle birleşince, ülkenin ekonomik alandaki gelişiminin hızlanacağı bilinen bir gerçek.

Devamı
Başkanlık Sisteminde Ekonomi
Hedef Türkiye'nin Siyasi ve Ekonomik İstikrarı

Hedef, Türkiye'nin Siyasi ve Ekonomik İstikrarı

7 Haziran'daki genel seçimler öncesi siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan vesayet odaklarının emrinde olan Eski Türkiye'ye özlem duyanların girişimlerine hazırlıklı olmak gerekiyor.

Devamı

En az askeribürokratik vesayet kadar önemli olan ve günümüzde TÜSİAD çevresi tarafından temsil edilen uluslararası bağlantılı büyük sermaye kesimlerinin seçilmiş siyasiler üzerinde icra ettikleri ekonomik vesayet, ancak yeni bir anayasa eşliğinde başkanlık sistemine geçilmesi ile tamamen tasfiye edilebilir.

IMF'in Lagarde'ı, geçenlerde Hindistan'ı, kırılgan dünyada “parlayan nokta” olarak tanımladı.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Sadık Ünay, AK Parti ve CHP'nin seçim beyannamelerin ele aldı.

CHP'nin yıllarca “makarna-kömür” seçmeni diye aşağıladığı seçmeni sonunda görmesi önemli. Ancak daha dün hakir gördüğü bu kesimden oy isteyen CHP, ne kadar inandırıcı olur?

Davutoğlu'nun Miting Performansı İyi

Davutoğlu'nun kampanyasını nasıl kurguladığını anlamak için, miting konuşmalarını yan yana koyarak, toplu bir şekilde bakmak gerek.

Devamı
Davutoğlu'nun Miting Performansı İyi
O Krizler Eskide Kaldı

O Krizler Eskide Kaldı

Dünya yüzünde memleketini seven, ekonomisini güçlendirmek isteyen hiç kimse ve kuruluş, “Bizde kriz var” ve benzeri ağır ifadelerle avazı çıktığı kadar bağırıp cümle âleme ülkesini şikâyet etmez.

Devamı

IMF bünyesinde yapılan ve 170 civarı ülkeyi 1960 ve 2000'li yıllar arasında inceleyen bir ampirik çalışma, siyasi istikrar yokluğunun, kişi başına düşen gelir büyümesini aşağı yönlü etkilediği bulgusunu sunuyor.

AK Parti iktidarında ekonomi ve sosyal alanda ortadan kaldırılan siyasi ve ekonomik vesayetler ile ekonominin yönü tamamen değişti.

Özellikle bizim gibi siyasetin ekonomiyi şekillendirdiği gelişmekte olan ülkelerde koalisyon hükümetleri ile yapısal problemleri çözmek, büyük yatırımlara girişmek, ülke algısını olumlu yapmak ve yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek maalesef zor gözüküyor.

Analiz, G20'nin değişmekte olan küresel finans görünümü üzerindeki etkisini değerlendirmeye çalışıyor.

Zaten zayıf bir seyir izleyen ve yaptırımlarla iyice daralan Rusya ekonomisinin, ticarette Batı para birimleri yerine mümkün olduğunca Yuan'ı tercih etmesi durumunda, risklerin azalacağı öngörülüyor.

Türkiye'nin Batı güdümündeki uluslararası düzen içindeki sınırlı rolüne itiraz eden Erdoğan hedef tahtasına oturtuldu. Ne yazık ki Türkiye toplumunun hatırı sayılır bir kısmı da buna ikna edildi.

Kamu maliyesindeki olumlu süreç, sosyal politikalar aracılığıyla tabana yayılarak, tam bir sosyal dönüşüm yaşanmasını sağlamıştır.

Avrupa Birliği'nin ortak parası Euro'ya geçişte, Yunanistan'ın ulusal hesaplarında oynama yaparak ülke ekonomisinin durumunu gizlemesi karşılığında AB sessiz kaldı.

Altı borçla dolu iktidar koltuğuna 5 ay önce hevesle oturan Tsipras, bu süre içinde nasıl bir derde talip olduğunu anlarken, halka verdiği sözleri ise ne tuttu ne tutamadı.

Referanduma giden süreçte yaşananlar nasıl yorumlanmalı? Referandum sonrası Yunanistan'ın AB geleceği nasıl şekillenecek? Anlaşma sonrası taraflar arasında güven sağlanabilecek mi?

Türkiye'deki siyaset bilimci ve iktisatçılar ile düşünce kuruluşlarının bu türden “mirasyedi koalisyonlar”ın tekrardan oluşmasını önleyecek yapısal şartlar üzerine tekrardan kafa yormaları ve derinlikli çalışmalar yapmaları gerekiyor.

Koalisyon görüşmelerinde öne çıkan ve anlaşma sağlanamayan konuların başında CHP'nin restorasyon söylemi gelmekte.