İngiliz bir teröristin bir ABD'li gazetecinin kafasını kesmesinden veya ABD'li bir intihar bombacısının Suriyeli-Iraklı-Lübnanlı milisleri öldürmesinden absürt bir şekilde Türkiye'ye pay çıkarma çabasındalar.
Devamı
Gezi olayları Batı medyasınca bir iç savaş gibi lanse edilirken, aynı medya organlarının İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırılarını masum bir müdafaa hakkı olarak yansıtması Batı medyanın ikiyüzlülüğünü tekrar ortaya koydu.
Devamı
İsrail, Amerika'nın Gazze katliamına destek vermiş olması, Sisi'nin darbesini görmezden gelmesi, Suriye'de sessiz kalmasını, Maliki'nin dikta yönetimini seyretmesini yeterli bulmuyor.
Hamas direnişini mümkün kılan şey nedir ve bunun Mısır'da yaşanan darbe ile ne ilgisi var?
Cemaat tarafından dünya şampiyonu ilan edilenler, gerçekten de dünya şampiyonu mudur?
İsrail propagandasının ana teması, her şey bir gaz ve toz bulutuydu. Sonra Gazze'den roketler gelmeye başladı şeklinde.
Siyasetten umudunu kesenlerin artması aşırı örgütlerin rol çalması için verimli zemin oluşturmaktadır. Ancak bu tür örgütlerin İslam coğrafyasında geniş bir toplumsal karşılığı bulunmamaktadır.
Devamı
Dün El-Kaide üzerinden keşfedilen konforlu bela' bugünlerde IŞİD üzerinden kullanılmaya başlandı. Adeta kafayı kaldırma ihtimali olan bütün aktörleri terbiye etmek için bir sopa vazifesi görüyor.
Devamı
Musul sonrası ana akım' gazeteler en marjinal fanatik ulusalcı-sol gazetelerin dipnotları şeklinde çıktılar.
Sisi'nin darbesiyle statükoya dönüş umuduna yatırım yapanlar, Esed'in hangi gayri meşru yolla olursa olsun varlığını sürdürmesini eski düzen adına beklemeye devam edecekler.
Eğer bugün otoriterlik üzerinden bir siyasal rejim tartışması yapacaksak önce son 10 yılda gerçekleştirilen demokratik kazanımları masaya koyarak, bu tartışmaya başlamamız gerekir.
AK Parti'nin önümüzdeki dönemde de Türkiye siyasetinin başat aktörü olmaya devam edeceği hususu Washington'da da netleşmiş görünüyor. Ne var ki, bu durum kimilerinde fena bir hazımsızlık yaratmış durumda.
Batı medyasında yükselişe geçen Erdoğan karşıtı söylemlerin alt metni ile Türkiye'deki Erdoğan karşıtı siyasi kimliğin talebi örtüşüyor: Türkiye'de işler iyi gitmiyor, Batı sürece müdahale etmeli!
Star gazetesinden Fadime Özkan'a konuşan SETA Ankara Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, IŞİD'in Suriye'ye sokulmuş bir Truva atı ve arkasında Baas, İran ve Rusya'nın olduğu düşüncesinde.
Bir toplumsal hareketin başına gelebilecek en büyük bela, onun esasında bünyesinde "milis güçler barındırdığı" yahut "gizli bir yapılanma" ile işbirliği yaptığı intibaıdır.
SETA Ankara Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, 17 Aralık sürecinin yalnızca iç politika ile ilgili bir mesele olmadığını, dış bağlantıları nedeniyle Türk dış politikasında da önemli bir yeri olduğunu belirtti.
Türkiye bu operasyon üzerinden siyasetin açık bir şekilde dizayn edildiğine şahitlik ederse yeni vesayet rejimi karşısında ülkenin kaderi ne olacaktır?
Yabancı serbest gazetecilerin Türkiye'yi bir cenah üzerinden anlamaya çalışmaları Türkiye hakkındaki cehaletle birleşince, karşımıza gazetecilik ve aktivizm arasına sıkışmış siyasi bildiriler çıkıyor.
Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?
Yaklaşık iki haftadır devam eden ve tüm dünyanın gündemini meşgul eden Gezi Parkı olayları, Balkan medyasında da geniş bir şekilde yer aldı. Ana akım Balkan medyasının Gezi Parkı'na ilişkin gelişmelerle alakalı kullandığı dil, ilginç bir şekilde Avrupa ve ABD medyasının kullandığı dille paralellik gösterdi. Türkiye'deki gelişmeleri abartarak yansıtan Batı medyasının izinden giden Balkan medyası, Türkiye'de ortaya çıkan toplumsal tepkilerin nedenlerini irdelemek yerine, doğrudan ülkenin demokrasi sorunu yaşadığını yansıtarak Erdoğan'a karşı kampanyaya dönüştürdü. Ancak Türkiye'nin son dönemlerde Balkan ülkeleri ile resmi ilişkilerde yaşadığı olumlu havanın toplumsal düzeyde de hissedilmesi, Gezi Parkı üzerinden yapılan medya kampanyasının etkisini sınırlı kıldı. Dolayısıyla Gezi Parkı'ndaki göstericilere medya dışında verilen toplumsal destek, az sayıdaki solcu ve sosyalist grupların eliyle yapılarak marjinal seviyede kaldı. Balkan medyasının Batı'daki ana akım medya gözlüğünü takarak Gezi Parkı'nı okuması ve kullandığı retorik genel olarak üç noktaya vurgu yaptı.