Sorun Küresel, Mücadele Ulusal

Yerlilik ve millilik bağımsız bir siyasetin ayrılmaz parçası olduğu gibi sağlığımızın bile önemli bir garantisidir. Her şeyi yerli malı yapamazsınız. Ancak kriz anlarında yerli kaynaklara hızlıca dönüş yapabileceğiniz kadar yatırımınızı potansiyel olarak tutmak zorundasınız.

Devamı
Sorun Küresel Mücadele Ulusal
5 Soru Koronavirüsün Avrupa da Neden Olduğu Siyasi Gerilimler

5 Soru: Koronavirüsün Avrupa’da Neden Olduğu Siyasi Gerilimler

AB ve Birliğe üye ülkeler Koronavirüs krizine nasıl bir tepki verdi? AB üyesi ülkelerin karar aldıkları ihracat yasakları nelerdir? Korona tahvili (Corona Bonds) tartışmalarında hangi AB ülkesi nerede durmaktadır? AB’ye yönelik Birlik içinden ve dışından gelen tepkiler nedir? AB’nin eleştirilere cevabı ne oldu?

Devamı

Koronavirüs salgınının uzun süreli bir pandemi olacağı beklentisi giderek yerleşse de 'pandemi sonrasına hazırlık' gündemi de güçleniyor.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, KOVİD-19 salgınının küresel sisteme etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, KOVİD-19 salgını konusunda Suriye’deki mevcut durumu değerlendirdi.

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, KOVİD-19 salgını sonrası küresel düzenin durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Devletlerin Politik Kültürleri Krizin Gidişatında Belirleyici Olacak

SETA Toplum ve Medya Araştırmacısı Ali Aslan, TV 100 ekranlarında yayınlanan Kritik programında, KOVİD-19 salgını dolayısıyla alınan tedbirler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Devletlerin Politik Kültürleri Krizin Gidişatında Belirleyici Olacak
Sorun Küresel Ama Çözüm de Küresel

Sorun Küresel Ama Çözüm de Küresel

Uluslararası iş birliğinin –salgının özellikle Şubat ve Mart aylarındaki seyri dikkate alındığında– iç açıcı seviyede olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor.

Devamı

Ankara'nın yardımları, uluslararası sistemin nereye gideceğine dair kaygıların yükseldiği bir dönemde önemli bir iş birliği arayışının uzantısı..

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 45. sayısı çıktı.

Koronavirüs krizinin hala başındayız. Dünyada 700 bini aşan vaka sayısı birkaç güne milyona varacak. Salgın henüz zirve noktasına gelmedi.

Avrupa'nın en güçlü ekonomisi konumundaki Almanya, ABD ve dünya ekonomisinin Kovid-19 sebebiyle yaşayacağı zorlu süreç akabinde daha da önem arz eden bir konuma evrilecektir. Bu sebeple Alman karar alıcılar krizin gidişatına göre eyaletler, federal devlet ve AB bağlamında hiç görülmemiş ilave adımlar atmayı da değerlendirecektir.

Virüs sonrası İtalya'da 'siyasi mesafe' politikasına çeşitli kurbanların arandığı, aşırı sağın sesinin daha gür ve özgüvenli yükseldiği, bütçe krizi, mülteci krizi, Libya anlaşmazlığı gibi sorunların gölgesinde ilerleyen Roma-Brüksel ilişkilerine korona virüsü kaynaklı hayal kırıklığının eklendiği çok boyutlu bir senaryo bizleri bekliyor olacak.

Bu krizin şüphesiz en büyük itibar kaybına uğrattığı aktörler ise uluslararası kurumlar, bölgesel örgütler ve çok uluslu şirketlerdir.

Çin, gerçekten başardı mı, Güney Kore modeli diğer ülkeler için uygulanabilir mi, Almanlar niçin daha az kayıp veriyor, İtalyan ve İspanyollar Akdeniz rahatlığından mı, yaşlı nüfustan mı, yoksa yönetim beceriksizliğinden mi krizin altında kaldılar?

COVID-19 salgını çerçevesinde ABD-Çin rekabeti yeni bir boyut kazanmış oldu. Mevcut salgın nedeniyle diğer sorunların üstü örtülmüş durumda. Gündemi ve sağlığımızı işgal eden COVID-19'la birlikte ABD-Çin arasında iş birliği sinyalleri görünmüyor. Aksine, itham edici söylemler ve komplo teorileri arasında sıkışıp kalmış bir büyük güç rekabetine şahitlik ediyoruz.

Salgının dünyada bazı dengeleri yerinden oynatabileceğini hesaba katmak gerek. Ulus-devlet sisteminin ve kapitalizmin çökmesi gibi büyük yapısal değişimler beklemek doğru değil. Ancak salgının uluslararası güç dengesinde bazı kaymalara katkı sunması mümkün.

Virüs krizinin mirası olacak çaresizlik, güvensizlik ve korku ortamının siyasi yansımalarını ancak kriz sonrası dönemde göreceğiz. Devletlerin kriz fırsatçılarının yalan haberlerine, korku yayan komplo teorilerine karşıysa ellerinde iki kalkanı var: Şeffaflık ve soğukkanlılık.

Dezenformasyon amaçlı üretilen manipülatif içerikler de bu tür bir medya mantığı ile kitlelere sunulmakta ve kitleleri neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edecek bir vasattan mahrum bırakılmaktadırlar. Son dönemde özellikle Batı medyası ve söz konusu medyanın Türkiye uzantılarının, ülkemizin virüsle mücadeledeki etkisini kırmaya dönük haberleri, manipülasyonun en kaba biçimlerini göstermektedir.

Uluslararası tüm mekanizmaların, kolektif, koordineli ve kapsamlı bir yaklaşımla mücadeleyi yürütmesinin kaçınılmaz olduğunun altı çiziliyor. Güçlü ve etkin uluslararası koordinasyon olmadan, salgın hastalıkla mücadele bir yana, resesyona girmiş küresel ekonominin bu krizden çıkmasının mümkün olmayacağı öngörülüyor.

Mesele ABD ve Çin arasındaki propaganda savaşına bırakılamaz. Uluslararası iş birliğine, dayanışmaya ve koordinasyona geçmek gerekecek. Yoğun korona diplomasisi için liderler geç kalıyor. Erdoğan'ın üç Avrupalı liderle yaptığı toplantı bunun ilk örneklerinden birisi olarak görülebilir. Doğru, ilk bencil, sorumsuz hatalar yapıldı. Çin, virüs hakkındaki bilgileri saklayarak salgını pandemi haline getirdi. İtalya ve İran tedbir almakta geciktiği için çok sayıda ölümle yüzleşti. Salgını en başta "ufak bir sorun" olarak gören ABD Başkanı Trump da nihayet pandemiyi kabullendi. Herkes bir yandan başının çaresine bakarken diğer yandan virüsle ortak mücadelenin yollarını aramalı. Geç kalmayalım, şimdi korona diplomasi zamanı.