Çözüm Sürecinin Uluslararası Boyutu

Kürt sorunu Türkiye'yi sadece bir iç sorun olarak meşgul etmemiş, yaratmış olduğu görece istikrarsızlaştırıcı etkisiyle küresel ve bölgesel ölçekte bir önem de kazanmıştır. Bugün içinde olduğumuz geçiş sürecinin en önemli nedenleri iç dinamiklerle ilgili olmakla birlikte, bütün resmi görebilmek için bu gelişmenin küresel ve bölgesel dinamiklerine de bakmak gerekmektedir. Suriye'deki durumun bölge ülkeleri arasındaki gerilim hatlarını ısındırdığı ve küresel bir bilek güreşine dönüştüğü bir dönemde, gerilim unsurlarından birinin soğutularak başka gerilim unsurları üzerinde olası bir olumlu etkinin yaratılması gerekmiştir. Bu nedenle de uluslararası arenada etkisi olacak şekilde güvenlik ve istikrar ortamını artırıcı şekilde bir adımın atılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakılınca Türkiye'de iç barışı artıracak şekilde atılan bu adımın dış boyutlarını incelemek gerekmektedir.

Devamı
Çözüm Sürecinin Uluslararası Boyutu

Çözüm Sürecinde Son Gelişmeler

SETA Dış Politika Direktörü Talip Küçükcan, TRT Haber'de yayınlanan Açı programında çözüm sürecinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Devamı

Arjantin'in başkenti Buones Aires'te 1994 yılında gerçekleşen ve İran'ın sorumlu tutulduğu ‘AMIA saldırısı' soruşturmasının yeniden gündeme gelmesi, Latin Amerika-İran ekseninde şekillenen yeni ittifaklara ışık tutması açısından oldukça önem taşıyor.

Pakistan'ın Türkiye Büyükelçisi Muhammed Harun Şevket'in de katıldığı “Seçim Sonrası Pakistan” başlıklı etkinlikte, Pakistan seçimleri ele alındı ve SETA tarafından hazırlanan Pakistan Siyasetini Anlama Kılavuzu adlı rapor tanıtıldı.

Türkiye'nin 1947 yılından bu yana süregelen ve özellikle de 2001 ekonomik krizinin ardından toplumun hemen hemen her kesiminin aşina olduğu IMF ile ilişkiler 13 Mayıs 2013'te kalan son borcun da ödenmesiyle yeni bir evreye girdi. Bundan sonraki dönemde Türkiye'nin IMF ile ilişkileri bütün üye ülkelerin tâbî olduğu dördüncü madde kapsamında rutin olarak devam edecek. IMF Türkiye Temsilciliği'ndeki görevli sayısı 19. stand-by anlaşmasının sona erdiği 2008 yılında hali hazırda yarı yarıya azaltılmıştı. Böylece IMF Türkiye Temsilciği altı ayda bir değerlendirmeler yapan irtibat bürosuna dönüştü, ilişkilerin seviyesi düşürüldü.

Suriye krizine ve Türkiye'nin dış politikasına medyada ve siyasette arzı endam eden değerlendirmelerin kahir ekseriyetinin ortak üç noktası bulunmaktadır: Suriyesizlik, mesnetsizlik ve komploculuk.

Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri

İran'da siyasetin alanının giderek daralmasına ve otoriterleşmesine karşılık siyasetin dinamik yapısı ve sürprizleri önümüzdeki seçimlere heyecan katmaktadır.

Devamı
Rehber Vesayetinin Gölgesinde İran Seçimleri
Gençler Neden Sokakta

Gençler Neden Sokakta?

Protestolar, sadece AK Parti iktidarına bir isyan değil, aynı zamanda etkili bir muhalefetin olmayışına bir tepkidir.

Devamı

Türkiye'de Gezi Parkı'yla başlayan protestolar temelinde farklı perspektiflerin Türkiye'yi tanımlama mücadelelerinin farklı bir alanda devam etmeleriyle alakalıdır.

Taksim Gezi Parkı olayları bağlamında demokratik bir talebin nasıl ve hangi koşullar içinde ‘karşı şiddet' üreten bir ortama dönüştüğünü doğru okumak gerekiyor.

Gezi Parkı protestoları sadece Batı basınında değil Ortadoğu basınında da geniş yer tuttu. Suriye krizi konusunda Türkiye ile aynı doğrultuda bir politika benimseyen Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri de olayları ve tartışmaları yakından fakat büyük oranda Batı basını üzerinden takip etti. Yine de Körfez'in etkili gazetelerindeki Gezi Parkı analizlerinin daha ziyade Müslüman Kardeşler endişesi ve Suriye krizi etrafında şekillendiğini söylemek mümkün.

Abdullah Yegin: Ruhani'nin zaferi şunu gösteriyor: Halk, içeride de dışarıda da çatışmadan uzak duran, politik dengeleri gözeten bir cumhurbaşkanı istiyor.

Son yıllarda özellikle Ortadoğu'da adından en çok söz edilen ülkelerin başında şüphesiz Katar geliyor. Bilhassa Suriye krizinin çözümünde öne çıkması ve Mısır'ın toparlanmasına ekonomik ve diplomatik açıdan önemli bir destek vermesi bakımından Katar, masadaki baş aktörlerden birisi olmayı başardı. Dış politikada bu ivme yakalanmışken geçtiğimiz hafta Katar'da ülkeyi yöneten ‘Emir'in görevi oğluna devretmesi gündeme geldi.

Dini Liderin, Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyindeki temsilcisi olduğu dikkate alındığında Ruhani'nin reformcu bir aday olmaktan çok reformcuların taleplerini de dillendiren ve böylece onların desteğini almayı başarmış ve sistemle çatışmayacak birisi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Birkaç yıl önce AK Parti Hükümeti'nden Türkiye'nin geleneksel Batı merkezli dış politika yöneliminden sapmadığını kanıtlamasını bekleyenler, muhafazakar demokrat olduğunu yıllar önce beyan etmiş hükümetten şimdi de liberal demokratlık yemini bekliyorlar.

Seçimlerin kesin sonucu henüz açıklanmamış olmakla beraber Demokrat Parti (PD) liderliğindeki “İş, Refah ve Bütünleşme İttifakı”na çıkan oyların yüzde 40 civarında kalmış olması ülkede iki dönemdir devam eden Demokrat Parti iktidarının sona ereceği anlamına geliyor.

Mısır'da 30 Haziran yaklaştıkça gerginlik artıyor. Bunu, Kahire sokaklarında insanların gözlerine baktığınızda da, esnafların dükkânlarına yeni kepenkler taktırdığını gördüğünüzde de anlayabiliyorsunuz. Çok daha reel emareler de yok değil. Turistik kentler Luksor ve İskenderiye'den Tanta'ya kadar düğmeye basılmış gibi kontrollü bir şiddet dalgası 30 Haziran'da finali yapmak üzere yola çıkmış durumda. Mısır'da fülul (eski rejim taraftarları) ve seküler/liberal muhalefet ‘Temarrud' yani ‘İsyan' adını verdikleri bir süreç ile birinci yılının sonunda yani 30 Haziran'da, Mısır halkının seçimle iktidara taşıdığı ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'yi seçim dışı bir yolla devirmek istiyorlar. Tabii bunu da “demokrasi, insan hakları ve özgürlükler” adına yapıyorlar. İronik olsa da, biz Türkiyeliler içinde kanıksanmış bir makyaj. Mısır, Tunus ve Türkiye'de seküler muhalefet seçim sandıkları ile iktidara gelemeyecek olduğunu en iyi kendileri bildiğinden biraz da “dış mihrakların” etkisiyle her yol mübah anlayışı ile hareket ediyorlar.

Taksim olayları üzerinden hareketlenen fay hattı yabancısı olduğumuz bir kırılma değil. AK Parti'nin iktidara geldiği günden itibaren defalarca karşılaştığı bir fay hattı var karşımızda.

30 Haziran'da Mursi'yi iktidardan düşürmek amacıyla kurulan “Temarrud” (İsyan) hareketinin, çalışmalarına iki ay önce başlaması sıradan bir adım değil.

Gezi olayları bir kez daha gösterdi ki, liberallerle ilgili en büyük sıkıntımız hakikati uzun zaman önce keşfettiklerine dair tartışmasız ve sorgulanamaz imanları.

Hırvatistan bugün itibariyle resmen Avrupa Birliği'nin 28'inci üyesi oldu. Üyeliğin gerek ülkede gerekse Balkanlar'da birtakım siyasi ve ekonomik gelişme ve değişimlere zemin hazırlaması bekleniyor.