Türkiye-AB ilişkileri Brüksel'de Tartışıldı

Insight Turkey dergisinin yıllık konferanslarının üçüncüsü, “Türkiye ve AB: Kopuş mu?” başlığıyla ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirildi.

Devamı
Türkiye-AB ilişkileri Brüksel'de Tartışıldı
quot Kuzey Afrika'nın Yeni Jeopolitiği Türkiye ve Libya' Paneli

"Kuzey Afrika'nın Yeni Jeopolitiği: Türkiye ve Libya' Paneli

SETA'nın düzenlediği, “Kuzey Afrika'nın Yeni Jeopolitiği: Türkiye ve Libya” başlıklı panelde iki ülke siyasetleri masaya yatırılacak.

Devamı

Bölgesel ve küresel aktörlerin Suriye üzerinden yürüttükleri vekâlet savaşı Esed rejiminin ömrünü uzatırken, muhalefetin Suriye'nin tek resmi temsilcisi olma yönündeki çabaları yavaş da olsa sonuç veriyor.

Fransa'nın Mali'ye müdahalesiyle birlikte, uzun vadede kaybeden yalnızca Afrika değil, aynı zamanda uluslararası camia veya Batı da oldu.

Libya'nın başkenti Trablus'ta SETA tarafından düzenlenen panelde, Türkiye ve Libya'da “siyasal ve toplumsal dönüşüm” ile “dış politika ve anayasa yapımı” konuları iki ayrı oturumda masaya yatırıldı.

Irak işgaliyle ilkel Ortadoğu ekosistemi, Arap isyanlarıyla da Camp David Düzeni çöktü. Yeni bölgesel düzen, yeni aktörlerin elinde, yüzyıllık statükonun maliyetine hızla şekilleniyor.

Çözüm Süreci'nde Asker Yok, Muktedir Siyaset Var

Arkalarında ordu olmayınca seslerini duyuramadıklarını görenler, askeri yeniden gündeme taşıma çabalarına, ‘üst düzey bir askeri yetkili'nin mesajını ‘muhalefet' olarak aktardıkları günleri özlemeye çözüm sürecinde de devam edecekler.

Devamı
Çözüm Süreci'nde Asker Yok Muktedir Siyaset Var
AB'nin Suriye Çıkmazı

AB'nin Suriye Çıkmazı

Avrupa Birliği (AB)'nin, Suriye meselesine yaklaşımına bakıldığında, karşımıza ortak tutum sergilemekten aciz bir AB tablosu çıkıyor. Bu tablodaki en büyük ayrışma ise İngiltere ve Fransa ile bu iki ülkenin karşısında konumlanan Almanya arasında yaşanıyor.

Devamı

ABD'nin Türkiye-İsrail'in ilişkilerinin normalleşmesi konusundaki çabalarını ABD'nin Suriye politikasında ciddi bir değişikliğe gideceğine yormak isabetli olmayacaktır.

Türkiye'nin Somali politikasının sadece bir insani yardım politikası olmaktan çıktığı ve siyasal boyutlarıyla beraber bölgeyi yeniden yapılandırma yolunda geliştiği söylenebilir.

Yaklaşık 8 ay süren görüşmelerin sonunda Sırbistan ile Kosova, nihayet Cuma günü Brüksel'de anlaşmaya vardı. Görüşmeler AB Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın ısrarlı arabuluculuğunda yürütülürken, müzakerelerin ancak onuncu turunda mutabakata varıldı. Kosova Başbakanı Haşim Taçi ve Sırbistan Başbakanı Ivica Daçiç anlaşmayı şimdilik prensipte imzalarken, iki ülke liderinin Brüksel dönüşü yaptıkları açıklamalarsa anlaşmanın bir mecburiyet ürünü olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Son görüşmeden önce Sırbistan ve Kosova'nın NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'den garantörlük talep etmesi iki tarafın da karşılıklı güven hususundaki çekincelerine işaret ediyordu. NATO'nun anlaşmanın uygulanmasına garantör olacağını taahhüt etmesi bir anlamda Ashton'ın elini güçlendirdi ve Sırbistan ile Kosova liderleri en sonunda resmi bir belgeye imza atmaya ikna oldu.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş, TRT Türk'te yayınlanan Küresel Siyaset adlı programda Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin son durumunu değerlendirdi.

Uluslararası Antalya Üniversitesi ve SETA Vakfı işbirliğinde 14 Nisan 2012 tarihinde Antalya'da düzenlenen “Anayasa Sempozyumu” bildiri metinleri kitaplaştı.

Başbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Anadolu Ajansı organizasyonunda Türkiye'ye gelen Arap gazeteciler heyeti, SETA'yı ziyaret etti.

Türkiye'de yayımlanan yerli dizilerin Balkanlar'a yayılması, diğer yabancı dizilerin yerini alması, hatta izlenme rekorları kırması sadece birkaç yıl önce kimsenin tahmin edemeyeceği bir gelişmeydi. Zira bu durum iki coğrafyada da ciddi zihni önyargıların kırılması anlamına gelen bir sonuca işaret etmekteydi. Tarihe açılan yüz yıllık bir parantez sebebiyle ne Türkiye insanı Balkanlar'daki kültürel miras ile gerektiği ölçüde temas kurmuş, ne de milliyetçi tarih yazımının Balkan toplumlarına ördüğü Osmanlı önyargıları sebebiyle bölgede Türkiye'ye sağlıklı bir gözle bakılmıştı. Son yıllarda Türkiye'de yaşanan iç politik değişimler dış politikaya da yansıyınca ilk etapta Balkanlarla resmi ilişkiler pozitif yönde bir ivme kazandı ve ardından bunun toplumsal yansımaları da gözle görülür hale gelmeye başladı. Siyasi ilişkilerdeki bu iyileşmenin toplumsallaşmasını sağlayacak ve bölge halkının Türkiye'ye bakışını değiştirecek birçok tarihsel ve kültürel unsur zaten bulunmaktaydı. Ancak Türkiye ve Balkan insanının unutturulmuş ortak yönlerini daha görünür kılacak ve diri bir şekilde insanların takdirlerine sunacak bir araç olmalıydı. Türk dizilerinin Balkan insanının evlerine konuk olması kısmen de olsa bu ihtiyaca hizmet etmeyi vaat ediyor.

SETA'nın faaliyetlerinin tamamının birarada toplandığı SETA yıllığı, toplumun her kesiminin ilgilisine ufuk açıcı bir kaynak olmaya ve 2012 yılını kuşbakışı değerlendirmeye imkan veriyor.

ABD'nin Suriye politikasını konu alan analizler, Washington'ın karşılaşacağı riskler yerine Suriye probleminin uzamasının ona kazandıracakları üzerine odaklanmaya başladı.

Bu hafta gerçekleşecek Obama-Erdoğan görüşmesi, ikili ilişkilerin tarihindeki en önemli ve üst düzey görüşmeler arasındaki yerini alacak.

Kılıçdaroğlu-Swoboda gerginliğine değinmeden önce CHP'nin uluslararası örgütsel ittifaklara yaklaşımını kısaca hatırlamakta fayda var. 12 Eylül sonrası CHP geleneğini temsil eden partilerden SHP, 1989 yılında Sosyalist Enternasyonal'e tam üye olmuştu. Bu dönemde özellikle Kürt meselesine evrensel bir pencereden bakabilen hareket -ki bugün dahi 15 Mayıs 1990'da kabul edilen bu rapora sıklıkla atıfta bulunulmaktadır- Türkiye solu ile uluslararası trendler arasındaki geleneksel ayrılıkları gidermeyi başarmıştı. CHP ile Sosyalist Enternasyonal arasında ilişkilerin en kötü noktaya gelmesi ise 2007-2008 döneminde ana muhalefetin 27 Nisan sürecine verdiği destekle ortaya çıktı. Bu dönemde partinin Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin askıya alınacağına dair haberler kamuoyunda yer buldu ve CHP, Sosyalist Enternasyonal yönetiminde yer almayacağını duyurdu.

Pakistan'da, ilk kez seçilmiş bir hükümet görev süresinin sonuna kadar iktidarda kalmayı başardı ve ülkeyi bir sonraki seçime ulaştırdı.

Türkiye, 1961 yılında IMF ile gerçekleştirdiği ilk stand-by anlaşması ile 2008'de sona eren son stand-by anlaşmasına toplamda 19 stand-by yapmıştır. Türkiye, 30 yılı aşan stand-by ile yaşama döneminde, IMF'den 50 milyar doların üstünde kaynak sağlayan ülkelerden biri olmuştur.