Ukrayna Krizinin Gölgesinde Putin in Ziyareti

Ukrayna Krizinin Gölgesinde Putin’in Ziyareti

NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile aynı anda iyi ilişkiler içerisinde olmasını bu kriz ortamında 'ciddi bir risk' olarak görenler var. Ben aksi görüşteyim. Kanaatimce, Ukrayna krizinin seyri yakın bir dönemde Türkiye'nin diplomatik çabalarını önemli hale getiren bir noktaya gelebilir. Yakında gerçekleşecek Erdoğan'ın Ukrayna ve Putin'in Ankara ziyaretlerini bu şekilde görmekte fayda var.

Devamı

Kırım'ın ilhakını kabul etmeyen Türkiye, Ukrayna'nın bütünlüğünden yana. İyi ilişkiler içerisinde olduğu Rusya ve Ukrayna'nın Donbas krizini müzakere ile çözmesini istiyor.

Krizin kaybedeni Fransa, Almanya ve Avrupa'nın stratejik otonomi tartışmaları olmuştur. Devam etmekte olan gerilim hem Rusya hem de ABD'nin Avrupa'daki konumlarını güçlendirmektedir.

Önümüzdeki yıl küresel sistemde etkin aktör olma tercihini sürdürecek olan ülkemizin aşı ve SİHA gibi üstünlüklerini diplomaside öne çıkarması şaşırtıcı olmayacak.

SETA Genel Koordinatörü Duran: Türkiye'nin 2022'de Bir Aşı Diplomasisi Harekatı Yapacağını Öngörmek Zor Olmaz

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Türkiye'nin 2022'de bir aşı diplomasisi harekatı yapacağını şimdiden öngörmek herhalde çok zor olmaz." dedi.

Devamı
SETA Genel Koordinatörü Duran Türkiye'nin 2022'de Bir Aşı Diplomasisi Harekatı
SETA '2021'den 2022'ye Türkiye ve Dünya Gündemi' paneli düzenledi

SETA '2021'den 2022'ye Türkiye ve Dünya Gündemi' paneli düzenledi

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), '2021'den 2022'ye Türkiye ve Dünya Gündemi' başlıklı web paneli düzenledi.

Devamı

SETA’nın gelenek haline gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meselelere dair geniş bir perspektif sunuyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, savunma, göç, hukuk, ekonomi ve enerji alanlarında gündem oluşturmuş kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor.

Bu analizde son yirmi yıl zarfında ivme kazanan Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle iş birliğinin mahiyeti ve muhtemel istikameti ele alınmaktadır.

Bu vizyon Afrika'yı Afrikalıların perspektifiyle görme ve ortaklaşa kalkınma anlayışına oturuyor. Türkiye-Afrika ortaklığı kalkınma yardımlarından altyapı, tarım, sağlık, telekomünikasyon ve savunma alanlarına kadar uzanıyor.

Insight Turkey’in Sonbahar sayısı, Türkiye’nin büyük stratejisinin dönüşümüne odaklanmaktadır.

Türkiye, tüm Körfez ülkeleriyle ilişkisini geliştirme niyetinde. Bunu yeni bölgesel denklemin zorunluluğu olarak görüyor. BAE ile normalleşme, hatta Suudi Arabistan'la yeni bir döneme geçme, Türkiye'nin stratejik ortağı olarak gördüğü Katar'la ilişkilerini olumsuz yönde etkilemez. Aksine Körfez'deki güç denkleminde Katar'ın lehine olur.

Normalleşme, güç denkleminin değişmesi ve rekabet halindeki güçlerin sınırlarını görmesi ile olur. Türkiye, Suriye, Libya, Dağlık Karabağ ve Doğu Akdeniz'de sert-yumuşak güç kullanarak etki oluşturdu. Bu altyapının BAE dahil diğer aktörleri yeni hesaplamalara ittiği açık. Büyük güçler rekabetinin yoğunlaştığı bir dünyada gerektiğinde sert güce başvuramayan bir dış politika realist bir seçenek oluşturmuyor.

Tarihi zeminin yarattığı etki itibarıyla günümüzde Ankara ve Madrid arasındaki siyasi ilişkilerde kritik bir problemin mevcut olduğunu söylemek pek mümkün değil. Zira iki ülkenin dış politika bakımından güç mücadelesi verdikleri bir alan bulunmuyor.

Bu kitap Türkiye ile Katar arasındaki ilişkinin gelişimini incelemektedir.

Ya Türkiye-ABD ilişkileri değişen formatıyla iş birliği temelinde yeni bir döneme adım atacak, ya ikili ilişkilerdeki sorunlar ve gerginlikler mutat hale gelecek ya da ABD'nin tavrının maliyetleri artacak ve katlanılmaz hale gelince Türkiye ikili ilişkilere kendi formatını atmak zorunda kalacak.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 62. sayısı çıktı.

İki liderin görüşmesinde bu krizlerin kaçınılmaz olduğu kabul edilmekle birlikte mevcut sorunların çözülmesi yönünde irade gösterilmesi Türk-Amerikan ilişkilerindeki kritik dönemin yapıcı adımlarla aşılmasını sağlayacaktır.

Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını ve bugünün Türkiye'sinin dışarıdan verilebilecek talimatlarla yönetilemeyecek kadar güçlü bir ülke olduğunu artık kabullenmeleri gerekiyor.