Prof. Dr. Burhanetin Duran: "Suriye Bağlamında Türkiye-ABD İlişkileri Ciddi Bir Krize Girdi"

SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran, "Suriye bağlamında Türkiye-ABD ilişkilerinin ciddi bir krize girdiğini görmemiz gerekir. Amerika ile Türkiye'nin YPG üzerinden tartışır hale gelmiş olması, meselenin ciddiyetini göstermektedir." dedi.

Devamı
Prof Dr Burhanetin Duran quot Suriye Bağlamında Türkiye-ABD İlişkileri Ciddi
Kara Propaganda Afrin'de Tutmadı

Kara Propaganda Afrin'de Tutmadı

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, terörle mücadelenin kara propagandaya karşı iletişim alanında da yapıldığını belirterek, ''Kara propaganda ile mücadelede büyük başarı kazanıldı." dedi.

Devamı

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman ABD’nin belirsiz siyasetinin dünya siyasetine etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

Türkiye’nin Afrin’de gerçekleştirdiği “Zeytin Dalı” operasyonuyla birlikte Almanya ile Türkiye arasındaki silah ticareti yeniden tartışılmaya başlandı.

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Yeşiltaş da askeri açıdan bakıldığında Türkiye'ye yönelik bugüne kadar Afrin tarafından gerçekleşen terör saldırılarının önemli tehdit oluşturduğunu belirtti.

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman terör örgütlerine karşı Batı ülkelerinin yaklaşımını değerlendirdi.

"Afrin, PYD/PKK'nın Yüzünü Tüm Dünyaya Gösterecek"

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, "Türkiye, Afrin’den YPG’yi temizledikten sonra Münbiç, Kuzey Irak, Cezire ve Ayn el-Arab'daki PKK varlığını hedef alacak. Bu süreç, PYD/PKK’nın yüzünü bütün dünya kamuoyuna gösterecek." dedi.

Devamı
quot Afrin PYD PKK'nın Yüzünü Tüm Dünyaya Gösterecek quot
Ambargo Davası nda ABD den Skandal Karar

Ambargo Davası’nda ABD’den Skandal Karar

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Cem Duran Uzun sonuçlanan Ambargo Davası hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı

Trump'ın muğlak politikaları ve geleneksel bölgesel düzeni kökten sarsıcı hesapsız hamleleri, post-Amerikan Ortadoğu'nun ortaya çıkmasını hızlandırıyor ve Amerikan liderliğinin ve nüfuzunun daha hızlı erimesine yol açıyor.

Trump’ın ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı, hem BM Güvenlik Konseyinde hem de BM Genel Kurulunda ezici bir çoğunlukla kınanmıştır. Filistin konusu, ABD’nin küresel vicdanı ve ortak ahlaki mutabakat noktalarını ihlal etmenin de maliyet doğurabileceğinin bir göstergesi olmuştur. Trump yaklaşımını dengelemenin en etkili yöntemi, bu yaklaşımın ABD’nin maddi çıkarlarına da dokunabileceğini göstermektir.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Altun, 'Türkiye, Filistin'de barışın tesisi için İsrail'e baskısını sürdürecektir. Böylelikle İsrail izole hale gelecek ve çatışma yanlısı politikalarının önüne geçilecektir." dedi.

Doğu Kudüs’ün önemli bir kısmı Yahudi yerleşimleriyle işgal edilmiş durumda. İsrail Doğu Kudüs’teki Filistin varlığını ortadan kaldırmak için gün be gün yeni yerleşimler dikiyor, Filistinliler için hayatı yaşanmaz hale getiriyor. Yani Filistin’in başkenti olarak ilan edilen Doğu Kudüs an itibarıyla İsrail işgali altında.

Bu yazının yazıldığı saatte sonuç bildirgesi yayınlanmamıştı. Ama İİT’nin dönem başkanlığını da yürüten Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının açılış konuşmasında İsrail sorunu ve Filistin’in geleceğine ilişkin çok net mesajlar verdi.

Insight Turkey Genel Yayın Yönetmeni Muhittin Ataman ABD ve Suudi Arabistan’ın izlediği tek yönlü politika hakkında değerlendirmede bulundu.

Batıya bağımlı ve halktan kopuk bu rejimler Doğu Kudüs'süz bir barış (!) planını Filistinlilere kabul ettirmeye, böylece Filistin toprakları gibi siyasetini de İsrail'in kontrolüne almaya çalışacaklar.

Trump yaptığı konuşmada kararın ABD'nin çıkarlarına en uygun davranış olduğunun altını çizmiş olsa da gerçekten bu kararın ülkenin çıkarına ne şekilde hizmet edeceği meselesi tam olarak anlaşılmış değil.

Bölgede Türkiye hariç sesini yükseltebilecek, diplomasiyi yürütecek ve en nihayetinde Filistin halkının haklarını etkili bir şekilde savunacak aktör kalmadı.

Trump'ın bu kararının arka planında şüphesiz iç siyaset ve ideolojik hesaplar rol oynamaktadır. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri başı soruşturmalar ile belada olan Trump'ın İsrail ve Kudüs konusunda fanatik görüşlere sahip olan Evanjelikleri ve Siyonistleri memnun ederek iç siyasette bir nebze olsun rahatlamak istediği açıktır.

Kudüs’ün statüsünü belirleme yetkisi Allah’tan Trump’ta veya herhangi bir ülkenin başkanında değil. Trump bu kararıyla BM kararlarını çiğnedi, zaten ilerlemeyen “barış sürecini” dinamitledi ama Kudüs’ün statüsünü tayin etmedi.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması hakkında değerlendirmede bulundu.