Bir Yönetim Aygıtı Olarak İslamofobi

Avrupa'nın göçmen politikasının mevcut ekonomik krizle beraber iflas ettiğini belirten Hİlal Barın, politikaların entegrasyon yerine asimilasyona dönüştüğüne ve bir yönetim aygıtı olarak İslamafobi'nin kullanıldığına dikkat çekti.

Devamı
Bir Yönetim Aygıtı Olarak İslamofobi
Süreci IŞİD ile Baltalamanın Hafifliği

Süreci IŞİD ile Baltalamanın Hafifliği

IŞİD özelinde Irak ve Suriye'de yaşanan gelişmeler sonucunda iki gün içerisinde 140 bini aşkın insanın ülke sınırlarından giriş yapması iç siyasette mülteci konusundan çok Çözüm Süreci'ni etkiledi. Bölgede son dört yıl içerisinde vuku bulan olaylar genelde Kürt meselesi, özelde ise bu meselenin demokratik yollardan çözümünü baltalayan bir işlev gördü. Öncelikle, 2009'da Arap Baharı'nın estirdiği havayı arkasına almaya çalışarak Demokratik Açılım fırsatını geri tepen PKK, 2013'ün yaz aylarında PYD'nin Suriye'deki güç vakumundan faydalanıp diğer siyasi Kürt yapılanmalarını elimine ederek elde ettiği güç neticesinde müzakere sürecine geçemeyişi bahane ederek geri çekilmeyi durdurdu. Şimdi ise Irak'ta ABD'nin hava saldırısında önemli kayıplar veren IŞİD'in yönünü tekrar Suriye'ye çevirmesiyle birlikte Kobani ve çevresinde şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Rojava'da yaşanan bu gelişmenin Kürt siyasal hareketi tarafından algılanışı ve iç siyasete taşınma yöntemi yukarıdaki iki örneğe benzer şekilde Çözüm Süreci'nin toplumsal dayanağını ve manevi havasını baltalıyor.

Devamı

Türkiye neden yeni bir AB stratejisine ihtiyaç duyuyor? Yeni bir iletişim stratejisi ihtiyacının temelinde yatan faktörler neler? Türkiye - AB ilişkilerinde bundan sonra neler yapılabilir?

SETA analisti Yılmaz Ensaroğlu, Türkiye'nin, Suriyeli mülteciler konusunda yükü tek başına çekmemek adına, uluslararası iltica statüsü çerçevesinde kendi politikasını gözden geçirip uluslararası toplumu işin içine katması gerektiğine dikkat çekti.

Suriye toprakları Mart 2011'de başlayan ilk gösterileri takip eden aylarda bir iç savaşa sahne oldu. Akabinde ortaya çıkan Suriyeli mülteciler sorunu ise, bugün ulusal, bölgesel ve küresel düzeyde büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.

Bosna tecrübesi Suriye'de yaşanan vahşete dair ne tür ipuçları veriyor? Suriye'deki vahşeti belgeleyen fotoğraflar yeni katliamların yaşanmasını engelleyecek mi?

5 Soru: Erdoğan'ın Rusya Ziyareti Bağlamında Türkiye-Rusya İlişkileri

Üst Düzey İşbirliği Konseyi,Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri hep söylenen çok boyutlu ortaklık seviyesine yükseltmek için çok faydalı bir platform görevi görüyor.

Devamı
5 Soru Erdoğan'ın Rusya Ziyareti Bağlamında Türkiye-Rusya İlişkileri
Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı

Tüm Yönleriyle Suriye İsyanı

100 binden fazla insanın ölümü, yaklaşık 2 milyon insanın yaralanması ve mülteci durumuna düşmesine neden olan kanlı bir iç savaşın yaşandığı Suriye'yi anlamak için SETA uzmanlarının analizlerini bir arada sunuyoruz.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Ortadoğu Uzmanı Ufuk Ulutaş, TRT Türk'te yayınlanan Küresel Siyaset adlı programda Türkiye'deki Suriyeli mültecilerin son durumunu değerlendirdi.

Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye'nin bir Kürt meselesi hep var olageldi. Önceleri, ağırlıklı olarak entegrasyon ve geri kalmışlık kaygılarıyla ele alınan bu sorun, 1980'lerden itibaren, PKK'nın ortaya çıkmasıyla bir güvenlik sorunu olarak ele alınmaya başlanmıştır. Böylece terör örgütü, Kürt sorununun karmaşık dinamiklerini unutturan bir işlev görmüştür. Güvenlik perspektifinin hâkim olduğu 1990'lı yıllar boyunca, OHAL yönetiminde Kürt sorunu teröre indirgenerek yönetilmeye çalışılmıştır. Çeyrek yüzyıldır, Kürt sorununu algılamamızı toptan değiştirecek birçok gelişme yaşanmasına rağmen, kamu otoritesinin soruna yaklaşımında terörle mücadele perspektifi ağırlığını korumaya devam etmektedir. Oysa bu yıllar boyunca, Türkiye'de ve bölgede, kamu otoritesinin soruna yaklaşımını gözden geçirmesini zorunlu kılan birçok gelişme yaşanmıştır.

AB'de Türkiye'nin üyeliğine şüpheyle yaklaşan ve imtiyazlı ortaklık öneren bazı aktörlerin bu konuda bir paradigma değişikliğine gittiklerini iddia etmek için henüz çok erken olduğu açıktır.

Türkiye, bir sınır ülkesi olmasına, iç güvenliğine yönelik taşıdığı tehdit potansiyeline ve sınırlarını aşarak gelen 2.5 milyona yakın mülteciye rağmen Suriye krizine askeri araçlarla müdahale etmedi.

Mehmet Uğur Ekinci, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi’nin sona ermesinin ardından zirvede alınan kararlar ve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Analizde AB ve Almanya’nın mülteci politikası ve bu konu üzerinden Türkiye ile ilişkileri incelenmektedir.

Burhanettin Duran: “Dünya’daki mültecilere yönelik bu hava hiç olumlu değil. Çünkü bu, DAEŞ gibi örgütlerin elini güçlendiren bir şeydir.”

Fahrettin Altun: “Suriyeli mültecilerle ilgili olarak Türkiye eli en güçlü olan ülke çünkü taşın altına en fazla elini sokan ve çok ciddi anlamda elinden gelen bütün imkânları buraya hasreden bir ülke.”

Antalya'da, ekonomik problemlerin içine mülteci akınını zor da olsa entegre ederek küresel işbirliğine davet yapan bir platformun içinde, koca bir dönem sonunda bir sabah aniden terörün en ön sıraya gelip konduğu bir konjonktür oluşmuş oldu.

G-20’nin güçlü sanayi ülkeleri, mülteci sorunu, Suriye ve Irak iç savaşları ile bu savaşlar bağlamında bölgede güçlenen terörizm dolayısıyla yaşanan insanlık trajedilerini görmeyip terör örgütlerini yanlış çıkar algıları çerçevesinde bir araç olarak değerlendiren politikalarını sürdürmeleri durumunda uluslararası sistemdeki düzen kurucu pozisyonlarını sürdüremeyeceklerdir.

Denizde gerçekleşen ölümlere, kışın kapıdan bakmasıyla birlikte artık donma riskinin de eklenmiş olması, Avrupa'ya mülteci akınının çok acil çözüm gerektirdiğini en açık şekilde gözler önüne seriyor.

Rusya’nın hava saldırılarının yeni mülteci akınlarına sebep olacağını belirten Ufuk Ulutaş, mülteci krizinin Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir sayfa açıp açmayacağını değerlendirdi.

Muhittin Ataman, Batı’nın kendi refahı için Türkiye’yi mülteci vatanına dönüştürmek istediğini belirtti.