Kritik meselelerin çoğunda kesin bir ayrışma görüntüsü veren CHP'de yaşanan aktörlük krizi, son dönemde en somut haliyle Kürt meselesi bağlamında kendini gösteriyor.
Devamı
SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, TRT1'de yayınlanan Enine Boyuna programında, CHP'de son günlerde yaşanan ulusalcılık tartışmalarını yorumladı.
Devamı
Baykal döneminde Oslo görüşmelerine yönelik müzakere karşıtı bir pozisyon sergileyen CHP'nin aksine, Kılıçdaroğlu'nun sürece verdiği destek, parti politikalarında net bir kırılmaya işaret ediyor.
Türkiye'de bir taÅŸeron tartışması yapılacaksa en anlamsız tartışma, Suriye krizi üzerinden AK Parti'ye ya da Türk dış politikasına dair yapılacak bir tartışma olabilir.
Esed rejiminin krizin başından beri yürüttüÄŸü kampanyaya baktığımızda hem metod hem de retorik açısından Ä°srail’in Hasbara’sıyla önemli paralellikler taşıdığını görmek mümkündür.
28 Åžubat, ruhunu primitif batılılaÅŸma sürecinden, adaletini tek parti döneminden, vesayetini 27 Mayıs'tan, zulmünü ise 12 Eylül'den alan kendi kendine kolonyalizm sürecidir.
Tüzük kurultayında mevcut yönetim ve muhalifler arasında seçim yapacak olan CHP kongre üyeleri, bu seçimin kazananından bağımsız olarak, partinin kendisi ve genel olarak Türkiye siyasetinin rotası açısından önemli geliÅŸmelerin anahtarını ellerinde tutuyorlar.
Devamı
Türkiye'nin mecburi ve tabii istikameti olan demokratikleşmenin organik bir parçası olmak yerine yel değirmeniyle savaşmayı tercih etmektedir. Cumhuriyet tarihimizin en yoğun normalleşme yılları yaşanırken, PKK, Kürt meselesinin en önemli aktörü olmaktan çıkıp 'Kürt meselesinin PKK sorunu' olmaya dönüşmüş durumdadır. Bu oldukça derin kırılma, Kürt meselesinin çözüm bekleyen dinamiklerinden uzaklaşıp Kürt ulusalcılığının ajandasının PKK'nın ana gündemi olmasına yol açtı. Bu yapısal kırılmanın sağladığı oldukça sorumsuz ruh hali içinde, kendi özel gündemi dışında hiçbir maslahat gözetmeyen provokatif bir yapıya dönüştüler. Suriye'de vatandaş bile olamayan, İran'da seri şekilde idam edilen, Irak'ta on bin km uzaktaki bir beslenme hattı üzerinden siyasal kuvözde yaşayan Kürtlerin durumunu hiç hesaba katmadan, Türkiye'de Kürtler maliyetine terörü sürdürmeyi tercih ediyorlar.
Devamı
Öcalan'ın oynamıyorum, BDP'nin oynayamıyorum, PKK'nın ise ben bildiğimi oynarım tavırları naif bir siyaset, dolayısıyla da daha fazla gerilim ve şiddet üretmeye devam edecek. Ama son tahlilde, Kürt meselesinin en önemli sorunu olan PKK kendisini ana hedef haline getirmeyi başarmış olacak. PKK maliyetine sivil siyasetin yok edilmesi, toplumsal tahrik ve nefretin de yükselmesi, PKK'lı liderlerin dile getirdiği gibi pek umurlarında olmayacak. 1990'larda, Çiller'in 'Bask modeli tartışmalarıyla başlayıp Vietnam modeliyle' terk etmek zorunda kaldığı Türkiye'ye dönülebileceğine inananlar için yukarıdaki tespitlerin elbette bir anlamı yok. Her iki kişiden birinin AK Parti'ye oy verdiği, Erdoğan'ın üçüncü dönem için milletten ezici bir destek aldığı, ekonominin Cumhuriyet tarihinin en başarılı performansını gösterdiği, bölgesel düzenin eksen değiştirdiği bir zaman dilimindeyiz. Bütün bu dinamiklere rağmen 1990'ları zımnen özleyenler olduğu muhakkak. Ümit ederiz ki akılları kinlerinin önüne geçer.
Sistem karşıtlığı toplumsal ve siyasi hareketlerin iddia sahibi olabilmesinin en temel yapı taşlarından birisi olagelmiştir.
BDP çıkardığı vekil sayısından daha çok toplumsal mühendislik becerisi ve matematik bilgisiyle dikkatleri üzerine çekti.
Türkiye, son on yıldır, adım adım, eski Türkiye'nin sürdürülebilirliÄŸini zayıflatıp yeni Türkiye'yi mümkün kılacak geliÅŸmelere sahne oluyor.
Analiz, MHP'nin Türkiye siyasetindeki yerini, söylem ve politika açmazlarını ve seçimlerin MHP açısından içerdiği imkân ve riskleri tarihsel bir perspektifle değerlendiriyor.
Seçimler, bütün siyasal partiler açısından refarandum sonuçlarını tamir veya tahkim etme çabasına sahne olacak.
OrtadoÄŸu'da demokratik deÄŸiÅŸim talepleri artarken, Türkiye Irak ile ekonomik entegrasyon sürecine devam ederken; PKK, BDP için fırsattan maliyete doÄŸru dönüÅŸebilir.
ABD'nin Mısır'daki çıkarı üç önemli noktaya dayanıyor: Obama'nın demokrasi promosyonuna etkisi; Ä°srail'in güvenlik kaygıları ve ABD'nin stratejik çıkarları.
KılıçdaroÄŸlu’nun halka deÄŸen tarafı, iddiasızlığının altında yatan iddiası, sahip olduÄŸu toplumsal kimlik onu önemli bir aktör haline getiriyor.
Son on yılda ABD'nin yaÅŸadıklarına hızlı ama dikkatli bir bakış bile dünya sistemine dair derin deÄŸiÅŸimin fay hatlarını görmemizi saÄŸlayabilir.
Referandum sonrasında bugün MHP, Orta Anadolu'daki seçmeni tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.
Referandum sonucuyla ilgili deÄŸerlendirmelerde daha çok MHP'nin baÅŸarısız olduÄŸu tezi öne çıkarılsa da, Baykal sonrası dönemde oluÅŸturulan iyimser hava düÅŸünüldüÄŸünde, CHP de baÅŸarısızlar listesinde yer almaktadır. HAYIR cephesinin liderliÄŸini üstlenen CHP, arkasına aldığı AK Parti karşıtı koalisyonla beraber, referandumda AK Parti'nin yenilgiye uÄŸratılacağına o kadar inanmıştı ki, çıkan sonuç MHP'den öte CHP'yi hayal kırıklığına uÄŸrattı. Referandum, CHP açısından KılıçdaroÄŸlu'nun liderlik potansiyelini ölçme denemesiydi ve görülen o ki, KılıçdaroÄŸlu bu testten baÅŸarılı bir sonuç alamadı. KılıçdaroÄŸlu, CHP'ye oy verenlerin daha coÅŸkulu oy vermelerini saÄŸlamanın yanında, yeni arayışlara girmiÅŸ Alevileri CHP'ye geri çekti ve son dönemde aldığı darbelerle gardı düÅŸmüÅŸ imtiyazlı kesimlerde yeni bir umut yarattı. Buna karşın, muhtemel bir CHP iktidarından kaygı duyan kesimleri birleÅŸtirerek, uzun süredir ertelenen milliyetçi-ülkücü- ulusalcı ayrışmasını tetikleyip, güçlü müttefiki MHP'yi zayıflattı. KılıçdaroÄŸlu bu referandum sonucuyla AK Parti'nin 2011 seçimlerindeki muhtemel galibiyetini tahkim etti. Kısacası KılıçdaroÄŸlu, getirdiÄŸi kadar götürdü, eklediÄŸi kadar çıkardı. KılıçdaroÄŸlu'nun kendisinden beklenen yüksek baÅŸarıyı gösterememesinin birçok toplumsal ve siyasal nedeni var. Ancak toplumsal algıdaki CHP imgesini deÄŸiÅŸtirememesi KılıçdaroÄŸlu hanesine yazılan en büyük eksi puan oldu. Bu çerçevede, KılıçdaroÄŸlu'nun referandumdan çıkaracağı birinci ders, CHP'nin "rejim muhafızı parti" algısını deÄŸiÅŸtirmeden kitlelere açılmasının mümkün olamayacağıdır.
Cumhuriyetin kuruluşundan beri Türkiye'nin bir Kürt meselesi hep var olageldi. Önceleri, ağırlıklı olarak entegrasyon ve geri kalmışlık kaygılarıyla ele alınan bu sorun, 1980'lerden itibaren, PKK'nın ortaya çıkmasıyla bir güvenlik sorunu olarak ele alınmaya başlanmıştır. Böylece terör örgütü, Kürt sorununun karmaşık dinamiklerini unutturan bir işlev görmüştür. Güvenlik perspektifinin hâkim olduğu 1990'lı yıllar boyunca, OHAL yönetiminde Kürt sorunu teröre indirgenerek yönetilmeye çalışılmıştır. Çeyrek yüzyıldır, Kürt sorununu algılamamızı toptan değiştirecek birçok gelişme yaşanmasına rağmen, kamu otoritesinin soruna yaklaşımında terörle mücadele perspektifi ağırlığını korumaya devam etmektedir. Oysa bu yıllar boyunca, Türkiye'de ve bölgede, kamu otoritesinin soruna yaklaşımını gözden geçirmesini zorunlu kılan birçok gelişme yaşanmıştır.