Bahçeli ve MHP'ye Rağmen Siyaseti Savunmak

Paralel yapının karşısında, MHP’nin yanında yer almak mevcut MHP yönetiminin hatalarına sahip çıkmak veya bazılarının yaptığı gibi birden “Bahçeli’nin faziletlerini” keşfetmek anlamına gelmemelidir.

Devamı
Bahçeli ve MHP'ye Rağmen Siyaseti Savunmak
Dokunulmazlıkların Kaldırılması Kimlere Dokunacak

Dokunulmazlıkların Kaldırılması Kimlere “Dokunacak”?

CHP'den çok sayıda fire olursa bu parti aynı anda hem "Kürtlere ihanetle" hem de "teröre destek" vermekle suçlanabilecek. Bu yönüyle dokunulmazlıkların kaldırılması önce HDP'ye sonra da CHP'ye "dokunacak.

Devamı

Gülen cemaati AK Parti'ye alternatif bir siyasi iktidar kurmanın peşinde. Bunun için ya AK Parti'nin parçalanması ya da CHP-HDP-MHP blokunun kurulması gerekiyor.

Yeni anayasanın yapılması, 10 yılı aşkın bir süredir yaşanan siyasi-toplumsal dönüşümün garanti altına alınması, eski Türkiye umudunun tamamıyla tükenmesi demektir. Yeni anayasa tartışmaları eski ile yeni dönem arasındaki bu sembolik sınıra ilişkindir.

Bu süreci "Erdoğan'a yarayacak" kaygılarıyla heba edeceklere ve Türkiye'yi sınırlandırmak isteyen uluslararası kampanyalara karşı uyanık olunmalı.

TSK'nın personel yapısının Türkiye'nin sosyolojik yapısını yansıtması gerekmektedir. TSK mensuplarının güvenlikleri üst düzeyde sağlanmalı fakat kurum toplumdan yalıtılmış "kapalı bir kutu" olmaktan çıkmalıdır.

Sivil-Asker İlişkilerinde Statükocu Değişim mi, Demokratik Dönüşüm mü?

Demokratik dönüşümden yana tavır alan "yeni demokratik blokun" sivil-asker ilişkilerini dönüştürmesi için mücadele stratejisinin iki eksen üzerine oturması gerekiyor.

Devamı
Sivil-Asker İlişkilerinde Statükocu Değişim mi Demokratik Dönüşüm mü
Yerli ve Milli Jeopolitiğe Doğru

Yerli ve Milli Jeopolitiğe Doğru

Kemalist aktörlerin çizdiği karamsar tablonun aksine 15 Temmuz’da darbe girişiminin püskürtülmesi, demokratik siyasetin alanının genişletilmesi için daha ileri adımların atılması yönünde bir irade ortaya koymuş oldu.

Devamı

TSK'nın personel yapısının Türkiye'nin sosyolojik yapısını yansıtması gerekmektedir. TSK mensuplarının güvenlikleri üst düzeyde sağlanmalı fakat kurum toplumdan yalıtılmış "kapalı bir kutu" olmaktan çıkmalıdır.

Ülkece, milletçe yaşadığımız sorunlar var ve gerçek. Türkiye'nin dikensiz bir gül bahçesi olduğunu kimse söylemiyor. Fakat bu bahçeyi yaban otlarından temizlemek için canla başla uğraşanları da millet görüyor.

Bu süreci "Erdoğan'a yarayacak" kaygılarıyla heba edeceklere ve Türkiye'yi sınırlandırmak isteyen uluslararası kampanyalara karşı uyanık olunmalı.

Belli başlı liselerden ve onların ailelerinden başkaldırı ortamı inşa etmelerini bekleyenler kimler? Gezi'yi ve sonrasındaki paçozlukları planlayanlar kimlerse onlar.

CHP'den çok sayıda fire olursa bu parti aynı anda hem "Kürtlere ihanetle" hem de "teröre destek" vermekle suçlanabilecek. Bu yönüyle dokunulmazlıkların kaldırılması önce HDP'ye sonra da CHP'ye "dokunacak.

Paralel yapının karşısında, MHP’nin yanında yer almak mevcut MHP yönetiminin hatalarına sahip çıkmak veya bazılarının yaptığı gibi birden “Bahçeli’nin faziletlerini” keşfetmek anlamına gelmemelidir.

Reza Zarrab ABD'de tutuklandı. CHP'nin, PKK'lıların ve paralellerin sevinmesi değil üzülmesi gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki bir süredir arkasında durdukları İran'a operasyon çekiliyor.

R. Tayyip Erdoğan'ın tasfiyesi, Türkiye'yi yeniden dizayn etmenin, yeni bağımlılık ilişkilerine icbar etmenin olmazsa olmaz şartı olarak görüldü.

Türkiye'yi ancak kendileri iktidarken seven bir güruh var. Bu memleketin başına gelen birçok kötülük işte bu güruh yüzünden geliyor.

Hangi ara terörle simbiyotik ilişki yürüten bir parti, terör konusunda başka aktörleri suçlayabileceği vehmine kapıldı?

Paralel Devlet Yapılanmasının ağzına çaldığı bal, Devlet Bey'e de tatlı geldi. Şimdi, Paralel Devlet Yapılanmasının kendisine operasyon yapmaya çalıştığını söylüyor.

MHP'nin ideolojik duruşu, siyasal dili, sosyolojik karşılığı ve söylemi tarihsel süreç içerisinde önemli ölçüde farklılaştı.

İddiaların aksine, Türk siyasal yaşamı içerisinde, 12 Eylül bir milat değildir. Bugün içinde yaşadığımız siyasal iklim de 12 Eylül rejiminin vaz ettiği ve öngördüğü bir iklim değildir. Olsa olsa, 27 Mayıs 1960’ta açılan parantez içinde, bürokratik vesayeti tahkim etmek için gelenekselleşen müdahaleler silsilesinde, önemli bir durağı temsil eder, o kadar.