Bu durumda önemli olan, yaşanması beklenen krizlere mümkün olduğu kadar hazırlıklı olmaktır.
Devamı
2019 yılının son günlerinde ortaya çıkan yeni salgın hastalık, gıda güvenliğini her açıdan tehdit eden bir konumda. Ölümcül virüs kısa sürede küresel tedarik zincirini parçalayabilecek hale geldi.
Devamı
Başkan Trump'ın "ABD'nin bencil çıkarlarını öne alırım, küresel sorumluluk tanımam" diyen kibrinin yarattığı belirsizlikler bile yeterli endişe doğuruyordu. Şimdi Trump, Johnson, Merkel dahil, dünya liderlerinin hiçbirisi konuşmalarındaki "yönetememe, kontrol edememe" hissiyatını örtemiyor.
İnsanlar, belirsizlikten dolayı, şimdilik çoğunlukla rakamlara odaklanmış durumda. Her akşam hangi ülkede ne kadar insanın COVID-19’a yakalandığını, ne kadarının öldüğünü ya da iyileştiğini kendi ülkelerimizle karşılaştırıyoruz. Yayılma hızına bakıyoruz. Benzer ülke karşılaştırması üzerinden iyimser ya da kötümser ruh hâline bürünüyoruz.
Durum her ne olursa bu sürecin sonunda toplumlar sermaye ile Fransız İhtilali'nden bu yana kurulmuş ortaklığı terk ediyor. Devletler yeniden güçleniyor. Önemli olan bu mekanizmaların hangi ellerde nasıl şekil alacağı.
Belçika’nın Koronavirüs bilançosu nedir? Belçika’nın Koronavirüs ile mücadelede aldığı önlemler nelerdir? Belçika hükümetinin Koronavirüs ile mücadelede aldığı önlemler yeterli mi? Belçika’nın sağlık altyapısı Koronavirüsü kaldırabilir mi? Koronavirüsün Belçika ekonomisine etkileri nelerdir?
Mesele ABD ve Çin arasındaki propaganda savaşına bırakılamaz. Uluslararası iş birliğine, dayanışmaya ve koordinasyona geçmek gerekecek. Yoğun korona diplomasisi için liderler geç kalıyor. Erdoğan'ın üç Avrupalı liderle yaptığı toplantı bunun ilk örneklerinden birisi olarak görülebilir. Doğru, ilk bencil, sorumsuz hatalar yapıldı. Çin, virüs hakkındaki bilgileri saklayarak salgını pandemi haline getirdi. İtalya ve İran tedbir almakta geciktiği için çok sayıda ölümle yüzleşti. Salgını en başta "ufak bir sorun" olarak gören ABD Başkanı Trump da nihayet pandemiyi kabullendi. Herkes bir yandan başının çaresine bakarken diğer yandan virüsle ortak mücadelenin yollarını aramalı. Geç kalmayalım, şimdi korona diplomasi zamanı.
Devamı
Milyonlarca insan kendisini izole edip evlerine çekilirken Koronavirüs salgını tam anlamıyla küresel bir soruna dönüştü. Ocak ayında Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve üç ay gibi kısa bir zamanda bütün dünyaya yayılan yeni tip Koronavirüs salgını küresel sistemi derinden sarsan jeopolitik bir olgu haline geldi. Şimdiden ortaya çıkardığı etkilere bakılırsa Koronavirüs salgını bildiğimiz küresel düzenin sonunu getirebilir.
Devamı
Türk ekonomisi olarak gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. Normalde ülke ekonomileri belirli bir dönemde tek bir şok yaşar. Örneğin 2018 Ağustos'ta yaşadığımız bir arz şoku idi. Türk lirası kısa sürece ciddi bir şekilde değer yitirdi ve daha sonraki süreçte bunun sonuçlarıyla yüzleştik. Yaşadığımız Korona krizinin temel özelliği ise çok boyutlu olması. Ekonominin her iki cephesi (arz ve talep) kendi şoklarını ayrı ayrı ve çok katmanlı bir şekilde yaşıyor. Birçok krizi aynı anda yaşıyor gibiyiz.
Uluslararası tüm mekanizmaların, kolektif, koordineli ve kapsamlı bir yaklaşımla mücadeleyi yürütmesinin kaçınılmaz olduğunun altı çiziliyor. Güçlü ve etkin uluslararası koordinasyon olmadan, salgın hastalıkla mücadele bir yana, resesyona girmiş küresel ekonominin bu krizden çıkmasının mümkün olmayacağı öngörülüyor.
Bu kâbustan uyanan ülkeler, korona krizinin ciddi etkileri olacağını görecekler.. Ülkelerini son ikiyüz yıldır dünyanın lideri olarak gören Batılı halklar belki de ilk defa bir dünya krizini yönetme konusunda Doğu’nun gerisinde kaldıklarını düşünecekler.
Hem devlet hem de toplum olarak şimdilik iyi bir sınav veriyoruz. Dünyanın birçok gelişmiş ülkesini esir alan virüse karşı devlet her türlü önlemi titizlikle alıyor. Toplum duyarlılığı da gayet yüksek. Salgın hastalık konusunun dini, ideolojisi, toplumsal sınıf farklılığı falan yok. Hepimizi vurabilir. Bu bilincin yaygınlaşmış olduğunu görmek güzel.
Virüs krizinin mirası olacak çaresizlik, güvensizlik ve korku ortamının siyasi yansımalarını ancak kriz sonrası dönemde göreceğiz. Devletlerin kriz fırsatçılarının yalan haberlerine, korku yayan komplo teorilerine karşıysa ellerinde iki kalkanı var: Şeffaflık ve soğukkanlılık.
Salgının dünyada bazı dengeleri yerinden oynatabileceğini hesaba katmak gerek. Ulus-devlet sisteminin ve kapitalizmin çökmesi gibi büyük yapısal değişimler beklemek doğru değil. Ancak salgının uluslararası güç dengesinde bazı kaymalara katkı sunması mümkün.
COVID-19 salgını çerçevesinde ABD-Çin rekabeti yeni bir boyut kazanmış oldu. Mevcut salgın nedeniyle diğer sorunların üstü örtülmüş durumda. Gündemi ve sağlığımızı işgal eden COVID-19'la birlikte ABD-Çin arasında iş birliği sinyalleri görünmüyor. Aksine, itham edici söylemler ve komplo teorileri arasında sıkışıp kalmış bir büyük güç rekabetine şahitlik ediyoruz.
Dezenformasyon amaçlı üretilen manipülatif içerikler de bu tür bir medya mantığı ile kitlelere sunulmakta ve kitleleri neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edecek bir vasattan mahrum bırakılmaktadırlar. Son dönemde özellikle Batı medyası ve söz konusu medyanın Türkiye uzantılarının, ülkemizin virüsle mücadeledeki etkisini kırmaya dönük haberleri, manipülasyonun en kaba biçimlerini göstermektedir.
SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin Bahar Kalkanı Harekatında kullanılan yerli üretim SİHA’ların önemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Her birimiz koronavirüs haberlerine odaklandık. Salgın korkusunun zengin, fakir; şu partili, bu partili dinlemediği, hepimizi eşitlediği günlerden geçiyoruz. Bir yandan virüsün yayılma hızını gözlüyoruz. Diğer yandan gündelik hayatımızı tedbirlerle yeniden düzenliyoruz.
Türkiye'nin uzun yıllardır başarıyla üstesinden geldiği mülteci meselesi, gelinen aşamada ciddi zorluklara yol açmaktadır. Türkiye bu yükün altından kalkabilmek adına Avrupa ülkelerine sorumluluk paylaşma çağrısında bulunmasına rağmen Avrupa ülkelerinin gerekli adımları atmamasının ardından Ankara mültecilerin ülkeden çıkışlarını engellememe kararını almıştır.
Küresel bir tehdit oluşturan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) ile mücadele sürecini inceleyen SETA çalışmaları
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 44. sayısı çıktı.