Küresel Ekonomi Kovid-19 Mücadelesini 2022'de Kazanacak

SETA'nın 'Ekonominin Koronavirüsle Mücadelesi' raporunda, gelecek yıl salgının büyük ölçüde ortadan kalkması şartıyla 2022 yılının ekonomide toparlanma ve telafi yılı olacağı kaydedildi.

Devamı
Küresel Ekonomi Kovid-19 Mücadelesini 2022'de Kazanacak
İletişim Başkanı Altun Avrupa Müslümanları Potansiyel Suçlu Görmekten Vazgeçmeli

İletişim Başkanı Altun: Avrupa, Müslümanları Potansiyel Suçlu Görmekten Vazgeçmeli

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 'Avrupalı devletler, kanaat önderleri ve karar alıcılar İslam'ı bir güvenlik tehdidi, Müslümanları da potansiyel suçlu olarak görmekten vazgeçmelidir' dedi.

Devamı

Avrupa İslamofobi Raporu’nun beşinci sayısı olan bu çalışma, 2019 yılında Avrupa’da İslamofobi’nin genel bir değerlendirmesini içermesinin yanı sıra, neredeyse tüm AB üyeleri ile 32 ayrı ülkedeki islamofobik gelişmeleri incelemektedir.

Fransa Ulusal Meclisi internet platformlarında yasa dışı içeriklerin kaldırılması için hazırlanan “Avia Yasası”nı 13 Mayıs 2020’de onaylamıştır. Söz konusu yasa 1 Temmuz’da yürürlüğe girecektir. Bu tarihten itibaren YouTube, Facebook, Instagram ve Twitter gibi platformlar yasa dışı söylemler içeren yayınları ve paylaşımları yirmi dört saat içinde kaldırmak zorunda kalacaktır.

Hedef seçilen bir kişi ve onun ailesi organize kötülüğün hedefi hâline getiriliyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına ve başka bir partinin liderine çevresi üzerinden nasıl zarar verilir diye planlamalar yapılıyor.

Herhangi birisine küfür etmenin yanlış olduğunda aklı başında olan herkes hemfikir. Hele ki bir hanıma kocasının yapıp ettiklerinden dolayı cinsiyetçi küfür etmeyi kimse kabullenemez.

Amerikan Medyası Önce Kendisine Çeki Düzen Vermeli!

ABD'de yaşanan ayrımcılık meselesi tarihsel bir realite ve kökleri sistemin kuruluşuna kadar uzanıyor. Trump'ın ayrımcı yaklaşımı seçildiği 2016 Kasım seçimlerinden bu yana devam ediyor. Amerikan medyası ise kurumsallaşmış bir yapıya sahip ve kökleri 300-400 yıl öncesine uzanıyor.

Devamı
Amerikan Medyası Önce Kendisine Çeki Düzen Vermeli
ANTIFA nın Daha Yüksek Tonda Şiddetine Şahit Olabiliriz

ANTIFA’nın Daha Yüksek Tonda Şiddetine Şahit Olabiliriz

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, ABD’deki protestoların ardından gündeme gelen ANTIFA akımı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Son yıllarda “Antifa”yı askeri eğitim alırken ve savaşırken gördüğümüz ilk alan Suriye idi. YPG/YPJ International, YPG/PKK’nın Avrupa yapılanmaları ve sosyal medya üzerinden örgütlenen ve savaşın bir parçası haline getirilmek istenen uluslararası sol örgütler Suriye’de YPG/PKK aracılığıyla askeri eğitim, örgütlenme ve savaş sahasında bulunma fırsatı yakaladı.

Amerika'nın Minneapolis şehrinde geçtiğimiz Cuma günü polisler tarafından gereksiz ve aşırı şiddet kullanımı neticesinde George Floyd isimli bir siyahi hayatını kaybetti. Floyd'un ölümü sonrası binlerce insan tüm Amerika'ya yayılan protesto gösterilerinde bulundu. Gösterilerin kontrolden çıkmasıyla yakılan polis araçları, kundaklanan ve yağmalanan mağazalar, tırmanan şiddet ve savaş alanından farksız sokak görüntüleri ise halen görülmeye devam ediyor.

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, sosyal medya platformları aracılığıyla yapılan provokasyonlar üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Tüm dünyada olduğu gibi sosyal medyada bilgi kirliliği, yalanın sıradanlaşması, iftira konusu Türkiye'nin de gündeminde. Bunu son olarak Ankara'da Barış Çakan cinayetinde gördük. CHP, HDP ve FETÖ'cü hesaplar bunun bir Kürtçe şarkı cinayeti olduğunu iddia etmişti. Bununla ilgili sosyal medyada bir yalan haber bombardımanı başladı. Oysa gerçek çok farklıydı. Barış Çakan "ezan okunuyor müziğin sesini kısın" demişti. Çalınan şarkı Kürtçe değildi. Ayrıca uyarılan kişi değil uyaran Barış Çakan öldürülmüştü. Ancak hiçbiri paylaştıkları bu yalan haberi sosyal medyadan silmedi. Hala bu yalan haber sosyal medyada yaygınlaşıtırılmaya devam ediliyor...

Antifa nedir? Trump neden Antifa’yı terör örgütü ilan etmek istiyor? Antifa’nın YPG ile ilişkisi var mı? YPG dünyadaki radikal sol örgütleri nasıl etkilemektedir? Antifa militanları Türkiye’ye karşı savaştılar mı?

ABD'de bir hafta içinde yaşananlar hem geleneksel medya hem de sosyal medya bağlamında yeni tartışmaların önünü açacak gibi görünüyor.

Koronavirüs (Covid-19) krizinin belirsiz bir gelecekte sona ermesinin ardından AB ve öne çıkan AB ülkeleri önemli sorunlarla karşı karşıya gelecektir. Bu hakikate rağmen AB liderleri krizin başlangıcında salgın karşısında alınabilecek ekonomik önlem ve destek paketleri üzerinde bir mutabakat sağlayamamıştır..

Twitter, Facebook ve Instagram başta olmak üzere dijitalleşmenin hayatımıza yerleştirdiği yeni iletişim ortamları enformasyon ve dezenformasyon ikileminde kalmış durumda. Giderek güven verici normalden uzaklaşılıyor. İnandırıcılık oranı düşüyor. Doğal olarak böyle bir tablo içinde devlet aygıtı, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve bireylerin temel gündem maddelerinden biri sosyal medya nasıl kullanılmalı sorusu bağlamında şekilleniyor.

Aldığı tüm silah desteğine rağmen başkent Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter, müttefiklerinin desteğiyle yurt dışından getirilen paralı askerleri kullanıyor.

Koronavirüs (Covid-19) pandemisinin bütün dünyaya yayıldığı bugünlerde siber uzaydaki aktiviteler de artış eğilimindedir. Böyle olunca siber uzay bazı durumlarda güvenlik tehdidi bazı durumlarda ise bir fırsat ortamı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireysel kullanıcılardan devletlere kadar birçok alanda siber tehdit aktörlerinden gelebilecek risk ve tehdit durumları söz konusudur. Fırsat konusuna gelince burada daha çok devletlerin spesifik olarak istihbarat kapasitelerini geliştirmelerinden bahsetmek mümkündür.

Bugüne kadar gösterilen mücadele gelecekteki başarının garantörü değil, daha fazla mücadelenin ilhamı olmalıdır.

Bu analizde koronavirüs (Covid-19) salgınının kriz iletişimi süreci sosyal medya üzerinden incelenmektedir.

Mütekabiliyet kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu sözlüğünde "karşılıklılık" şeklinde belirtilmiş. Bu karşılıklı olma durumu ülkelerarası ilişkilere uyarlandığında iki farklı ülkenin bir hususta eşit şartlara göre süreç yönetimini sürdürmesi olarak yorumlanabilir. Mesela 1923 Lozan Anlaşmasına göre azınlık hakları gibi bazı konularda Türkiye mütekabiliyet yaklaşımını muhataplarına uygulatmıştı.