Kutuplaşma Kimseye Fayda Sağlamaz

SETA İstanbul Siyaset Araştırmacısı Nebi Miş, kutuplaşmanın kimseye fayda sağlamayacağını belirterek, muhalefetin siyasetin dilini projeler ve demokratikleşme üzerinden yeniden kurması gerektiğine dikkat çekti.

Devamı
Kutuplaşma Kimseye Fayda Sağlamaz
Türkiye İçin Gerçeğe Uyanma Vakti

Türkiye İçin Gerçeğe Uyanma Vakti

SETA Ankara Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş, Türkiye'de gerçekliğin inkârı tarzında bir siyaset güdüldüğüne dikkat çekerek, olmayan bir gerçeklik algısının oluşturulmaya çalışıldığını fakat artık gerçekle barışmanın vaktinin tüm Türkiye için geldiğini belirtti.

Devamı

Gülen Cemaati'nin genel Türkiye dış politika anlayışı ile Kürt meselesine yaklaşım biçimi onun hem Kemalist paradigma hem de Türkiye İslamcılığının ana damarı ile kurduğu ilişkiye ışık tutacaktır.

SETA İstanbul Toplum ve Kültür Araştırmaları Direktörü Medaim Yanık, birilerinin acı ve trajik halinin, başkalarının siyasal talepleri için uygun malzeme oluşturduğuna ve trajik bir ölüm üzerine bir reklam kampanyası oluşturulduğuna dikkat çekti.

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, hükûmete bağlı istihbarat kurumuna ait tırların durdurulmasının doğrudan siyasete müdahale olduğunu belirtti.

ABD modeli adı altında birçok yalan yanlış bilgi veriliyor. Bunları tek tek düzeltmeye ne benim ne de kimsenin gücü yetebilir. Ancak ABD'deki mevcut sistemi, verilere dayalı olarak kısaca aktarmanın kamuoyunun doğru bilgilenmesi açısından gerekli olduğunu düşünüyorum.

El-Kaide Neyi Örtüyor?

Türkiye'de Gülen Grubu'nun sistematik olarak dillendirdiği Erdoğan-El-Kaide ilişkisi iftirasını, Afganistan'daki ABD zihniyetinden veya Suriye'deki Baas zihniyetinden ayırmak mümkün değil.

Devamı
El-Kaide Neyi Örtüyor
Yavuz Güçtürk İnsan Hakları Meselemizi Çözmeden Model Olamayız

Yavuz Güçtürk: İnsan Hakları Meselemizi Çözmeden Model Olamayız

Yeni Asya gazetesinin sorularını cevaplayan SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırma Asistanı Yavuz Güçtürk, Türkiye'nin kendi insan hakları sorunlarını çözmeden, başka ülkelere model olmaktan söz etmesinin doğru olmayacağı değerlendirmesinde bulundu.

Devamı

Durum öyle bir noktaya geldi ki; İstanbul'da sadece İhvan'dan oldukları suçlamasıyla Mısır'dan kaçanları değil, Mısır'dan kaçan eski “darbe destekçilerini” de görür olduk.

Müslüman Kardeşler Mürşidi Muhammed Bedii, bu sabah saatlerinde İhvan yöneticilerinden Yusuf Talat ve 6 koruması ile birlikte Rabiatul Adeviyye Meydanı yakınlarında tutuklandı. Bu tutuklama, oldukça derin hesaplar içeriyor.

FED'in açıklamaları ve Gezi olaylarının faiz oranları ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendiren SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl, faiz artışının getireceği ek yükü toplumun ödeyeceğini belirtti.

Mısır'da demokrasinin ana kıstasının seçimler değil herhangi bir gün bir meydanı dolduran kalabalıklar olduğunu öğrendik ve darbecilerin bile demokrasi kelimesini telaffuz edebilmesi garabetini yaşamaktayız.

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, hem Başbakan Erdoğan hem de BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmenin ardından, çözüm süreci ile ilgili herhangi bir karamsar havanın oluşmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Yaklaşık iki haftadır devam eden ve tüm dünyanın gündemini meşgul eden Gezi Parkı olayları, Balkan medyasında da geniş bir şekilde yer aldı. Ana akım Balkan medyasının Gezi Parkı'na ilişkin gelişmelerle alakalı kullandığı dil, ilginç bir şekilde Avrupa ve ABD medyasının kullandığı dille paralellik gösterdi. Türkiye'deki gelişmeleri abartarak yansıtan Batı medyasının izinden giden Balkan medyası, Türkiye'de ortaya çıkan toplumsal tepkilerin nedenlerini irdelemek yerine, doğrudan ülkenin demokrasi sorunu yaşadığını yansıtarak Erdoğan'a karşı kampanyaya dönüştürdü. Ancak Türkiye'nin son dönemlerde Balkan ülkeleri ile resmi ilişkilerde yaşadığı olumlu havanın toplumsal düzeyde de hissedilmesi, Gezi Parkı üzerinden yapılan medya kampanyasının etkisini sınırlı kıldı. Dolayısıyla Gezi Parkı'ndaki göstericilere medya dışında verilen toplumsal destek, az sayıdaki solcu ve sosyalist grupların eliyle yapılarak marjinal seviyede kaldı. Balkan medyasının Batı'daki ana akım medya gözlüğünü takarak Gezi Parkı'nı okuması ve kullandığı retorik genel olarak üç noktaya vurgu yaptı.

İsrail'in yeni hükümetini Tal Yasası'ndan ekonomik problemlere, Filistinle müzakerelerden derinleşen izolasyona kadar birçok sorun beklemektedir.

Gençler ve gençlerin dinamizmi artık devlet tehdidi olarak görülmekten ziyade, ülkenin kalkınmasının bir motor gücü mahiyetindedir.

Son dönemde Türkiye'nin siyasal merkezi, siyasal aktörleri, iç politika ve dış politikadaki temel yönelimleri köklü bir değişim sürecinden geçiyor.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimlerde medyanın etkisi analiz edilmeden yaşanan süreci anlamak ve anlamlandırmak mümkün değil.

Yaşananlar “medya devrimi” olarak nitelendirilebilir. Zira yıllardır baskı altında olan Arap toplumları, “korku duvarını” büyük oranda medya ile aştı.

Türkiye'de yüzyıllık bir “milletleşme” sorunu var. Millet olma sorunu içerisinde bir Kürt sorunu var. Kürt sorunu içerisinde kanlı bir mücadele var. Yıllardır akan kanın içerisinde bir terör sorunu var. Terör sorunu içerisinde PKK var. PKK sorunu içerisinde güvenlik sektörümüz, dış mihraklar, enerji, Ortadoğu jeopolitiği vs. var. Onlarca farklı dinamiğin içerisinde Türkiye'nin büyüme sancıları var. Türkiye bir karar noktasında: Sınır tartışmasından bağımsız olarak; ya Kürt sorunu üzerinden büyüyeceğiz ya da küçüleceğiz. Anlaşılan o ki devlet aklımız büyümekten yana. Lakin son beş aydır, aklıselim sahibi herkesin dile getirdiği gerçek, PKK'ların teslim olma görüntüleriyle bir kez daha tescillendi: Bu süreçte üslup içerikten önemlidir.