NATO nun Genişlemesi ve Türkiye

NATO’nun Genişlemesi ve Türkiye

Rusya'nın Ukrayna işgaliyle birlikte Türkiye'nin jeopolitik ortamında yaşanmakta olan değişim Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetine dair önceliklerinde yeni bir hesaplamayı ve gözden geçirmeyi zorunlu kılmaktadır.

Devamı

Millî Güvenlik Kurulu'nun son kararı farklı bir resmi ortaya çıkarttı. Kurul, 'Güney sınırımızdaki operasyonlar' ifadesinin altını çizdi. Peki böyle bir ifade ne anlama geliyor?

Ankara, Ukrayna krizini ve tetiklediği süreci ittifakın daha güçlü olması için bir fırsat olarak değerlendiriyor. Türkiye'nin güvenlik kaygılarının giderilmesi ittifak içi dayanışma göstergesi olacaktır. Britanya'nın Türkiye'ye savunma sanayisi alanındaki ambargoları kaldırması diğer üyeler tarafından da takip edilmelidir.

Batı medyasında NATO'nun önde gelen ülkelerinin, Türkiye'yi vetosunu kaldırması yönünde 'ikna edeceği' fikri işleniyor. Niinistö ve Andersson'un da Biden'dan Türkiye'yi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ikna etmesini istemiş olması düşünülebilir. Bu yaklaşımlar NATO'nun krizinin çözülmesine katkı sunmaz. Ankara ikna edilmesi gereken başkentler olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyor.

Dış politika milli bir meseledir. Uzun süre iktidar olamamanın getirdiği sorumsuzlukla ve popülist yaklaşımlarla dış politikaya yaklaşılamaz. Dış politikada devletlerin sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk sadece iktidarları bağlamaz. Muhalefetin teorik olarak iktidar alternatifi olduğu düşünüldüğünde söylediği sözler, ortaya koyduğu yaklaşımlar uluslararası çevreler tarafından da çok kolay bir şekilde araçsallaştırılır.

Kampanya Değil Hakkaniyetli Müzakere Zamanı

Ankara'yı arayan Batılı yetkililer, Türkiye'nin güvenlik endişelerini anladıklarını ancak iki ülkenin üyeliğinin hızlıca kabul edilmesi gerektiğini ve Ankara'nın taleplerinin hemen karşılanamayacağını öne sürüyorlar. Halbuki daha önce verilen sözlerin tutulmadığını çok iyi bilen Türk yetkililer de baskı kurulması gereken başkent olarak Stockholm ve Helsinki'ye işaret ediyorlar.

Devamı
Kampanya Değil Hakkaniyetli Müzakere Zamanı
Türkiye nin NATO ya Sunduğu Fırsat

Türkiye’nin NATO’ya Sunduğu Fırsat

Türkiye'nin, iki ülkenin (özellikle İsveç'in) üyeliği konusundaki kaygı ve taleplerini açıklaması şimdi bütün NATO başkentlerinin odağında.

Devamı

Türkiye'nin normalleşme politikasının seyri içerde ve dışarda dikkat çekiyor.

Ukrayna krizi Türkiye'nin yeni aktörlüğünün ne anlama geldiğini gösterdi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 67. sayısı çıktı.

Ukrayna'daki Rus saldırısının Türkiye'nin dört yanında yeni çatışmaları tetiklemesi pekâlâ mümkün. Türkiye'nin bu çatışmaların dışında kalmasıysa ihtimal dahilinde değil. Bu nedenle Türkiye'nin çok katmanlı ve farklı sektörel boyutları olan bir hazırlık sürecini her ihtimali dikkate alarak başlatması gerekiyor.

Rusya tehdidinin uzun vadeli sonuçlarının NATO'da başlayan dayanışma havasını güçlendirmesi ve zamanla Avrupa'yı da perspektif değişimine zorlaması beklenir.

Bu çalışmada alanında önde gelen uzmanlar NATO olağanüstü zirvesinden neler beklenebileceği konusunda fikir vermektedir.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 66. sayısı çıktı.

Uzmanlar Cevaplıyor’un bu genişletilmiş formatında Türkiye-NATO ortaklığının önemi göz önünde bulundurularak birçok uzmanın bu ortaklık hakkındaki farklı görüşleri aktarılmaktadır. Uzmanlar, Türkiye’nin NATO ile mevcut ilişkisini ve stratejik ittifakta gelecekteki rolünü değerlendirmenin yanısıra her iki taraf için de çeşitli politika önerilerini sunmaktadır.

Bu analizde AB Komisyonu tarafından yayımlanan Türkiye 2021 Raporu’nda yer alan Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının paylaşımına ilişkin ifadeler özelinde AB’nin bölgedeki deniz alanları sorunlarına dair görüşleri ve bölgeye yönelik tezleri irdelenmektedir.

SETA Güvenlik Radarı 2022’de Türkiye’nin Jeopolitik Ortamı, 2021’de Türkiye’nin jeopolitik portföyünü şekillendiren ana dinamiklerin genel bir arka planını ve ardından da Ankara’nın 2022’de izleyebileceği dış politika ve stratejiye ilişkin bir öngörü sunmayı hedefliyor.

Bu kitapta deniz alanlarının sınırlandırılmasına dair günümüze kadar verilmiş yargı ve hakemlik kararlarının tamamı incelenerek genel sınırlandırma kuralının içeriğinin tespitinde kabul gören prensip ve yöntemler ortaya konmaktadır.