Darbe ve Kaos Mekaniğine Karşı Milli Direnç

Toplum, milli iradesine ve geleceğine karşı sahaya sürülen örgütlere ve darbe mekaniğine karşı milli bir direnç ortaya koyuyor.

Devamı
Darbe ve Kaos Mekaniğine Karşı Milli Direnç
Trump a Türkiye Yolunda Kurulabilecek Tuzaklar

Trump’a Türkiye Yolunda Kurulabilecek Tuzaklar

ABD'nin Obama döneminde Ortadoğu'da kaybettiği ağırlığını yeniden kazanması için Trump'ın Türkiye ile ilişkilerde tamirat süreci yürütmesi lazım.

Devamı

Trump ile birlikte yeni bir dönem başlıyor. Elbet bu dönemin Türkiye açısından nasıl bir dönem olacağını söylemek için oldukça erken.

Analiz, Halep'in Suriye rejiminin kontrolüne geçmesinin stratejik ve askeri düzeyde sebep ve muhtemel sonuçlarını ele alarak Fırat Kalkanı Harekatı açısından oluşturduğu riskler ve muhaliflerin Suriye’deki askeri ve siyasi geleceğini incelemektedir.

Terörle mücadelenin devamı ve daha da önemlisi terörün son bulabilmesi ülkede siyasi istikrarın teminine, güçlü bir liderliğin ve etkin bir yönetim yapısının varlığına bağlı.

Türkiye Musul Operasyonu başladığında gereksiz bir saldırganlık tuzağına düşmedi. Başika'dan da çekilmedi. İleri de gitmedi. Suriye'de ise ilerlemeye devam etti. Ne Musul düştü. Ne Türkiye devre dışı kaldı.

DEAŞ’la Mücadelede Önleyici Strateji

Türkiye’nin DEAŞ mücadelesi, sadece terör eylemlerinin önlenmesine dönük cari istihbaratın eyleme geçirilebilir işlevselliğini değil; aynı zamanda örgüte katılma temayülü ve karakteri taşıyan yabancıların radikalleşme safhalarının takibini ve gerekli önleyici mekanizmaların inşasını zaruri kılmaktadır.

Devamı
DEAŞ la Mücadelede Önleyici Strateji
Dış Politikada Denge Siyasetine Geçiş mi

Dış Politikada Denge Siyasetine Geçiş mi?

Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.

Devamı

Irak ile normalleşme arayışı aslında Türkiye'nin hem sahada hem masada olma stratejisinin yeni bir safhası.

2017'ye baktığımızda FETÖ, PKK ve DEAŞ terörünün hedefi haline gelen AK Parti ve Türkiye devleti arasındaki bağlar güçlenerek devam edecektir.

Sadece Türkiye sathında değil Irak ve Suriye'de de sınır ötesi harekâtlar ve operasyonlara devam ederek ulusal güvenliğini tesis etmeye yönelik adımlar atmalı. Vekil unsurları kullanabilmeye yönelik kapasite inşa etmeli.

Yılbaşı eğlencesini hedef alan terörün hedefi "hayat tarzı" ya da "laiklik" değil. "Hayat tarzı" ve "dindar-laik ayrımı" üzerinden toplumumuzu bölmek.

Teröre karşı bu millet dik durmasını bildi, biliyor. Terör örgütlerinin arkasındaki o şeytani akıl her seferinde yeni bir operasyona kalkışıyor.

El-Bab operasyonu sonrasında sırasıyla Membiç ve Rakka’yı hedefe koyan Türkiye, sınır ötesinde tüm terör örgütleriyle mücadeleden kaçınmayacağı mesajını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında ülke içinde ve dışında yaptığı operasyonlar meşru ve doğrudur. FETÖ/PDY gibi kökü dışarıda tehlikeli bir örgüte karşı mücadele de aynı şekilde meşru ve zorunludur.

Birkaç yıldır ülkemiz tarihin akışının hızlandığı bir dönemden geçiyor. Bir yıla o kadar çok şey sığıyor ki geriye baktığınızda yaşananları ihata etmekte zorluk çekiyorsunuz.

Moskova'da üzerinde anlaşmaya varılan maddeler Suriye krizinin çözümüne yönelik makro plan niteliğinde. Başta Astana olmak üzere bundan sonraki görüşmeler ise muhtemelen sahanın nasıl dizayn edileceği ile ilgili olacak.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Veysel Kurt El-Bab Operasyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran El-Bab Operasyonu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

DEAŞ ise örgütün ideolojisini var eden siyasi, ekonomik ve dini şartlarla hakkıyla yüzleşilmeden farklı isim ve formlarda terör faaliyetleri, kaos yaratma girişimleri ve Haziran 2014’te Musul’un işgali ile birlikte ulaştığı güç zirvesine tekrar ulaşma çabalarını sürdürecektir.

ABD’nin PYD/ YPG’ye yaptığı yatırımın oluşturduğu maliyet Türkiye ile Rusya’nın yakınlaşmasına yol açtı. Bu anlamda 10 Ağustos’ta gerçekleşen Erdoğan Putin görüşmesi ve İran’la “Suriye’nin toprak bütünlüğü” üzerinden sıklaşan diyalog bu üç aktörün birbirine yaklaştığına işaret etmektedir.