Dış Politikamızın Geleceği

Batı başkentleri ile uzun süredir her tür müzakereyi yürüten ve yeni kaotik dönemde güçlü bir profil sergileyen lidere "Batı ile entegre olmalıyız" yönünde 'liberal hikayeler' okumanın anlamı yok. Kamuoyu artık dış politikayı yüksek bir siyasi bilinçle ve reel bir düzlemde değerlendiriyor.

Devamı
Dış Politikamızın Geleceği
Prof Dr Kemal İnat quot Doğu Akdeniz Mutabakatını Bozmak Ne

Prof. Dr. Kemal İnat: "Doğu Akdeniz Mutabakatını Bozmak Ne BM'nin Ne De Yunanistan'ın İşi"

SETA Enerji Araştırmaları Direktörü ve Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat, Yunanistan’ın Türkiye ile Libya arasında imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"nı geçersiz kılmak için Birleşmiş Milletler'e başvurusuna ilişkin, "İki ülke arasında uluslararası hukuka uygun bir şekilde imzalanan bir mutabakatı geçersiz kılmak ne Yunanistan'ın işidir ne de BM'nin. Çünkü Libya'yı temsil etmek hakkına sahip olan meşru Trablus hükumeti ile Türkiye arasında imzalanmış bir mutabakat söz konusudur." dedi.

Devamı

Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakatın Yunanistan’ı ve ona destek veren ülkeleri çok rahatsız ettiği görülüyor, ancak adaların deniz yetki alanlarının sınırlı olacağına dair çok sayıdaki uluslararası yargı kararı Ankara ile Trablus arasında atılan bu adımı destekliyor.

Türkiye'ye yönelik tehditlerin kaynağı bu kadar netken stratejik hedeflerde uyumsuzluk göstermek ülkenin ulusal çıkarlarına büyük darbeler vurur..

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 41. sayısı çıktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün NATO Liderler Zirvesi için Londra'da. Önce Macron, Merkel ve Johnson ile dörtlü bir toplantı yapacak. Yarın NATO'nun 70. yıl kutlama zirvesine katılacak, ertesi gün de Cambridge'de cami açacak. Bu seyahat, NATO'nun dönüşüm sancıları yaşadığı bir döneme denk geldiği için ayrıca önemli. İttifak'ın müttefiklerinin güvenlik kaygılarını gözeten yeni bir stratejik değerlendirmeye ihtiyacı olduğu ortada.

Akdeniz’de Türkiye-Libya Stratejik İttifakı

Türkiye'de basın Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtıralarını çok yakından gördü zira bu muhtıralar Akdeniz'de dengeleri değiştiren bir adım niteliği taşımakta. Bu münasebetle Mısır ve Yunanistan gibi Akdeniz'de Türkiye varlığından rahatsız olan aktörleri telaşlandırdı.

Devamı
Akdeniz de Türkiye-Libya Stratejik İttifakı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 2011'deki Libya devriminin başından bu yana Türkiye'nin pozisyonunda bir değişiklik olmadığını belirterek, "Türkiye her zaman Libya halkının ve halkı temsil eden meşru aktörlerin yanında yer almıştır." dedi.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, Libya’da yaşanan son gelişmeler karşısında Türkiye’nin almış olduğu pozisyon üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Bu analiz Halife Hafter’in Trablus’a saldırısıyla yeni bir aşamaya geçen Libya krizindeki son durumu incelemektedir.

Doğu Akdeniz’de ABD ve Rusya gibi küresel aktörlerin yanında Türkiye, Mısır ve İsrail gibi bölgesel güçlerin bir parçasını oluşturduğu çetin bir rekabet söz konusu. Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi Avrupalı güçler de bu rekabetin bir parçası.

BM Genel Sekreteri Antionio Gutteres'in Bingazi'de kendisini ziyaret ettiği sırada Haftar'a bağlı birliklerin Trablus'a saldırması, Libya'ya ilişkin uluslararası toplumun çözüm girişimlerini ve ülkenin geleceğini tartışmaya açtı.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun son dönemde Libya’da yaşanan gelişmeler hakkında değerlendirmede bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 'Hafter'in Trablus'a yaptığı askeri operasyonlarının başarıya ulaşması mümkün değil.' dedi.

Libya Ulusal Ordusu isimli silahlı grubun lideri Halife Hafter'in başkent Trablus'u güneyden ve doğudan kuşatmaya yönelik girişimleri endişeleri artırdı.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Emrah Kekilli, 'Medhali Selefi akım, tabiatı, inancı, örgütlenme biçimi ve emir alma şekli gereği Libya’yı DEAŞ’tan daha fazla tehdit etmektedir.' dedi.

Türkiye tarihi sorumluk bilinci nedeniyle, Libya'daki krizin çözümü için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek bu bloğun kullandığı asimetrik araçları kullanmaktan kaçınmıştır.

Libya’nın geleceği dış aktörlerin müdahalesi ile değil, demokratikleşme iradesine sahip yerel grupların geniş kapsamlı müzakereleri sonucu varacakları toplumsal uzlaşıyla mümkün olacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde Türkiye’nin pozisyonu Libya’da istikrarsızlığın son bulması ve demokratik bir yönetimin kurulması açısından hayati önem taşımaktadır.

Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi İşler, 'Libya Konferansı'nın sabahında zirve içinde zirve görüntüsü veren bir toplantı yapıldı. O toplantıda biz de Türkiye olarak tavrımızı koyduk. Yapılan uygulama yanlıştı, verilen görüntü yanlıştı.' dedi.

Türk heyeti Palermo’da gerçekleştirilen Libya Konferansı’ndan neden çekildi? Türkiye’nin Libya krizine ilişkin pozisyonu nedir? Libya krizinin kaynağı nedir? Palermo’daki Libya Konferansı kriz için çözüm olabilir mi? Libya’da bir çözüm mümkün mü?