Türkiye Libya'da askeri gücünü kullanarak masada asla alamayacağı bir başarı elde etti. Yaşananlara sırayla bakmakta fayda var. Nisan 2019'da başlattığı darbe girişimiyle Trablus'un iç mahallelerine kadar dayanan darbeci Hafter, Türkiye Libya'ya müdahale etmemiş olsaydı hem Trablus'u ele geçirmiş olacak hem de UMH'yi ortadan kaldırmış olacaktı. Trablus'un düşmesi beraberinden Türkiye'yi Akdeniz ölçekli jeopolitik rekabette büyük ihtimalle savunmacı bir pozisyonda yalnız başına bırakacaktı.
Devamı
Türkiye'nin ana muhalefet partisi Türkiye düşmanlarıyla ortak bir tavır sergileyip Türkiye'yi itham ediyor.
Devamı
Son dönemde Doğu Akdeniz’de hangi gelişmeler yaşandı? Doğu Akdeniz’de dengeler değişiyor mu? Türkiye’nin bölgeye yönelik yeni stratejileri nelerdir?
Her şeyin yerli yerinde olması, herkesin işine bakması ne güzel; belediye yıkılma tehlikesi olan heykelle ilgileniyor, askerler kendi vazifelerini yapıyor, ülkeyi de sivil ve seçilmiş Cumhurbaşkanı yönetiyor!
Türkiye'nin Kasım 2019'da Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Doğu Akdeniz'de yetki sınırlandırması ve karşılıklı işbirliğini içeren iki muhtıra imzalaması çerçevesinde UMH'ye destek vermeye başlaması ile birlikte sahada da ciddi değişimler meydana gelmeye başladı.
Önce pazartesi akşamı "halkın iradesini kabul ettiğini" söyleyerek "yeni bir hükümet kuracağını" ilan etti. Hafter, Libya Ulusal Ordusu'nun (LUO) başında. Görünüşte LUO da Tobruk'taki Temsilciler Meclisi ve Libya Devlet Yüksek Konseyi'nin emrinde.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) son yılların sıcak başlıklarından olan Libya'yı farklı açılardan konu alan çok sayıda yayın ve analize imza attı.
Devamı
Uzlaşma kadar mücadele ve mukavemet de lazım. Tek eksen Türkiye'nin milli çıkarlarıdır.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, Türkiye'nin dış politikasında pragmatik çıkarların hakim olduğunu kaydetti.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfının Brüksel Ofisinde 'Türkiye'nin Doğu Akdeniz Siyaseti' başlıklı panel düzenlendi.
Joseph Nye, yumuşak güç kavramını çok erken tarihlerde revize etti. Bir ülkenin diplomatik etkinliğini artırmasının ve nüfuz alanını genişletmesinin tek başına yumuşak veya sert güçten değil akıllı güçten geçtiğini söyledi.
Libya krizini ve Libya barış sürecini inceleyen SETA çalışmaları
Türkiye BM Güvenlik Konseyi üyesi olmadığından, BM mekanizmaları Libya'da siyasi süreci baskın bir şekilde domine edebilecektir. Bu durum ise Hafter'i orantısız şekilde güçlü kılıp UMH'nin –ve Türkiye'nin– elini zayıflatabilir..
Türkiye'nin somut adımlarına karşılık verme şansı olmayan Avrupalılar konuyu masada yumuşatmaya çalışıyor. Türkiye de tabii ki attığı adımları böylesi diplomatik görüşmelerle sağlamlaştıracak..
2011 sonrası AB’nin Libya politikası nasıl şekillenmiştir? AB için Libya’nın stratejik önemi nedir? Son dönemde AB’nin Libya’daki taraflara yönelik tutumu nasıldır? Libya konusunda Fransa ve İtalya arasındaki ihtilaf AB’nin Libya politikasını nasıl etkilemektedir?
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye’nin, Libya'da siyasi ve askeri olarak gücünü hissettirmesinin Hafter'in beklentilerini boşa çıkardığını ve Trablus’u ele geçirmesini engellediğini belirtti.
Merakla beklenen Berlin Zirvesi'nde Libya'da "kalıcı barış" için bir adım atıldı. Zirveden çıkan 55 Maddelik uzlaşmayı Alman Şansölyesi "kapsamlı bir plan üzerinde yapılan anlaşma" olarak niteledi.
Kaddafi sonrası dönemde Fransa’nın Libya’daki resmi pozisyonu nedir? Fransa, Libya’da fiilen nasıl bir politika izlemektedir? Fransa’nın Libya’daki çıkarları nelerdir?
İtalya’nın Libya politikasında ön plana çıkan temel unsurlar neler? İtalya ile Fransa Libya konusunda ne tür anlaşmazlık yaşıyor? Türkiye ile Libya arasındaki anlaşmaya İtalya’nın tepkisi nasıl oldu? Libya sorununda Türkiye ile İtalya’nın iş birliği yapması mümkün mü?
Berlin’deki liderler zirvesinin hedefi ne? Almanya’nın bu zirveye ev sahipliği yaparak ulaşmak istediği netice nedir? Türkiye, Rusya ve Almanya küresel ve bölgesel krizlere bir çözüm inisiyatifi oluşturabilir mi?
Libya’da totaliter Kaddafi rejimine karşı kitlesel bir halk ayaklanması olarak 2011’de başlayan süreç, 2014'te Halife Hafter'in ülkede askeri bir diktatörlük kurmak amacıyla meşru kurumlara yönelik başlattığı saldırı üzerine iç savaşa dönüştü. Ancak sürece dış aktörlerin de dahil olmasıyla birlikte Libya’daki ayaklanma, bir iç mesele olmaktan çıktı ve bölgesel ve küresel aktörlerin parçası olduğu uluslararası kriz haline geldi. Bu noktada küresel ve bölgesel aktörlerin Libya politikalarının temel dinamikleri araştırılması gereken bir konu olarak durmaktadır. Bu çerçevede hazırlanan çalışma, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) beş daimi üyesinden biri olan ve 2011’de NATO şemsiyesi altında Kaddafi rejimine karşı yürütülen müdahalede aktif rol alan İngiltere’nin Libya politikasını tahlil etmektedir.