Türkiye'nin Doğu Stratejisi

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde milli güvenliğini ve ulusal çıkarlarını doğrudan etkileyecek belli alanların olduğu söylenebilir. Bu stratejik alanları Fırat'ın doğusu (Irak'ı içerecek şekilde İran sınırına kadar uzanan bölge kastedilmektedir), Akdeniz'in doğusu ve Libya'nın doğusu olarak sıralamak mümkündür. Son dönemde tüm bu alanlarda Türkiye'nin askeri ve diplomatik olarak varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiği açıktır. Türk dış politikası son yıllarda bölgede istikrarsızlık üreten ve doğrudan ülkemizi ilgilendiren başlıkları oldukça dinamik bir tempoyla takip etmektedir. Neredeyse her yıl sorunlu birçok alanda çözüm üretmek artık sıradanlaşan mesailer olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz bu krizlerin her birinden ciddi tecrübeler edinen ve bir sonrakine daha hazırlıklı yaklaşan Türkiye'nin uluslararası siyasetin gidişatını en iyi değerlendiren aktörlerin başında geldiğini söylemek mümkündür

Devamı
Türkiye'nin Doğu Stratejisi
Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Tartışması

Siyasi Partiler ve Seçim Kanunlarında Değişiklik Tartışması

Her ne kadar koronavirüsün gölgesinde kalsa da Türkiye iç siyasetinde bir süredir Siyasi Partiler ve Seçim kanunlarında bir değişiklik olup olmayacağı tartışılıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin her iki kanunda değişiklik yapılması gerektiği yönündeki sözleri üzerine başlayan tartışma somut verilerden ziyade genel tartışmalar üzerinden yürütülüyor.

Devamı

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in HDP milletvekili Garo Paylan ile yaptığı bir yayında ısrarlı sorularına rağmen Paylan'ın PKK için bir türlü terör örgütü diyememesi ise aslında hepimizin bildiği ama kimilerinin bilmezlikten geldiği HDP-PKK ilişkisini tekrar gündeme getirdi.

Türkiye Libya ve Doğu Akdeniz'de adım adım ilerlemeye devam ediyor. Türkiye'nin bu iki alandaki etkinliği bakımından altı ay öncesine nazaran büyük bir fark var.

Amerika'nın dünyaya olan ilgisizliği çoğunlukla Trump'la ilişkilendiriliyor. Bu mantığa göre, Trump dış politikaya ilgisiz bir popülist olduğu için Amerika'nın tutarlı bir stratejik planlaması bulunmuyor. Gerekli gereksiz herkesle sert diplomatik kavgalara girişiyor. Sonra pek bir sonuç da almadan bunların üstünü kapatıp geçiyor. Takipçilik özelliği olmadığı artık sır değil.

Fransa, Libya petrollerinden aslan payını almak istiyor ve ülkenin kendi nüfuzu altında bir hükûmet tarafından yönetilmesi için çalışıyor. Bu politika çerçevesinde Mısır, BAE ve Suudi Arabistan yönetimleriyle, İsrail tarafından da desteklenen bir ittifak yaptı. Zamanla Yunanistan’ın da katıldığı bu ittifakın öncelikli hedefi, General Hafter’in desteklenmesi yoluyla Türkiye, Katar ve İtalya gibi rakiplerin Libya’dan uzak tutulması idi.

Türkiye'nin Gücü ve Niyeti

Ankara'nın Libya inisiyatifi Avrupa ve Ortadoğu başkentlerinde yeni bir Türkiye tartışması başlattı. Türkiye'nin giderek daha etkili bir güce dönüştüğünü kabul eden bu tartışmanın iki boyutu var. İlki, Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz çevresinde güç denklemlerindeki somut değişime odaklanıyor. İkincisi ise niyetleri sorgulayan tam bir propaganda savaşı durumunda. Bu iki boyutu ayrıştırmadan Türk dış politikasının son dönemdeki hamlelerini, kapasitesini ve niyetini anlamlandırmak mümkün olmaz.

Devamı
Türkiye'nin Gücü ve Niyeti
Libya da Ateşkesin Şartları Neler

Libya’da Ateşkesin Şartları Neler?

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Libya’da yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Devamı

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Siyaset Artı programında Türkiye heyetinin Libya’da yaptığı ziyareti değerlendirdi.

SETA Güvenlik Araştırmacısı Emrah Kekilli, Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.

Libya ile imzalanan anlaşmalardan sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da attığı adımlar çok net sonuçlar doğurdu ve Yunanistan, GKRY, İsrail ve Mısır’ın Türkiye’yi devre dışı bırakan anlaşmaları neredeyse tamamıyla akim kaldı.

Türkiye’nin Libya’da siyasi geçişi ve yeniden yapılanma sürecinin başat aktörü haline gelmesi Paris ve Atina’nın emelleri açısından tam bir kabusa karşılık geliyor. AB’nin İrini operasyonunun Ankara’nın Libya’daki askeri varlığını engelleyemediğini gören Paris, NATO’yu hareketlendirmeye çalışıyor.

Türkiye bölgenin en güçlü aktörü olmak yolunda emin adımlarla ilerliyor. Belki bu sayede Ortadoğu'da yüzyılı aşkın süredir aranan istikrar yeniden tesis edilebilir. Ama o istikrarı kurmak zaman, sabır, çaba ve ince hesap gerektirecek.

SETA Vakfının Washington şubesinin düzenlediği Libya konulu panelde, Libya'de değişen dinamiklerde Türkiye'nin önemli rol oynadığına vurgu yapıldı.

Orta Doğu’da en etkili ittifak ağına sahip olan ülke kuşkusuz İsrail’dir.

Terörün en büyük avantajı kaçıp saklanabilmesindedir. Şimdi TSK'nın sahip olduğu silahlar terörün bu avantajını elinden aldı. Dolayısıyla yakın dönemde çok daha kapsamlı operasyonlara da şahitlik edebiliriz.

Hedef seçilen bir kişi ve onun ailesi organize kötülüğün hedefi hâline getiriliyor. Bir ülkenin Cumhurbaşkanına ve başka bir partinin liderine çevresi üzerinden nasıl zarar verilir diye planlamalar yapılıyor.

'Hakkaniyetli bölüşüm' üzerinden barışı ve çözümü reddedenlerin, Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki zorlu mücadeleden vaz geçmeyeceğini anlaması gerekli.

Türkiye Pençe-Kartal Harekatı’nı neden ve nasıl icra etti? Pençe-Kartal Harekatı’nın askeri anlamı nasıl yorumlanabilir? Pençe-Kartal Harekatı’ndan PKK terör örgütü nasıl etkilenmiştir? Irak’taki Pençe-Kartal Harekatı’nın siyasi yorumu nasıl yapılabilir? Türkiye’nin Pençe-Kartal Harekatı sonrasında strateji tercihi nasıl okunabilir?

Libya'da Türkiye'nin sahaya inmesi bütün sahneyi alt üst etti. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin ne kadar zayıf olduğunu hemen gözler önüne serdi. Halbuki adım adım ilerlemiş ve Trablus'a kadar gelmişlerdi. Ancak Türkiye biraz omuz verince meşru Libya Hükümeti üç beş ayın içinde muazzam bir başarı elde etti.

Ekonomide kamunun attığı adımlara reel sektör ve tüketicilerin reaksiyonu önemli. Sağlık konusunda da rehavete kapılmazsak 2021’de küresel ekonominin öne çıkan ülkelerinden biri oluruz