Doğu Akdeniz Gerilimine Kısa Mola

Merkel'in olumlu girişimi tüm AB başkentlerinde desteklenmeli. Doğu Akdeniz'deki gerilime kısa bir mola verildi.

Devamı
Doğu Akdeniz Gerilimine Kısa Mola
İki Yıllık Reform İcraat ve Değişimin Sonuçları

İki Yıllık Reform, İcraat ve Değişimin Sonuçları

Yeni sistemin performansı kuşkusuz farklı başlıklar üzerinden analiz edilebilir. Ancak, son 7 yıllık dönemde Türkiye’nin yüzleşmek zorunda olduğu saldırılar göz önünde bulundurulmadan, yeni siyasal sistemin ne anlama geldiği yeterince kavranamaz.

Devamı

Doğu Akdeniz’de yaşanan son Navtex gerginliğinin sebebi nedir? Yunanistan’ın deniz yetki alanları ve arama-tarama faaliyetleriyle ilgili iddiaları nelerdir? Türkiye’nin bu iddialara yönelik tutumu nedir? İddialara karşı atılan adımlar nelerdir? Sorun, uluslararası hukuk açısından nasıl değerlendirilmektedir? AB’nin söz konusu gelişmelere yönelik tutumu nasıldır?

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Yalçın, "15 Temmuz'daki hain darbe girişimi, Türkiye'nin meşruiyetine karşı açık bir saldırıydı." dedi.

Libya'daki askeri varlığımız Cumhuriyet tarihinin en önemli dış politika açılımlarından birisi. Türkiye'nin hem Akdeniz hem Ortadoğu siyasetinin geleceğine büyük damga vuracağını söyleyebiliriz.

Türkiye’nin dış politikada seçmiş olduğu bağımsız ve kendi halkının çıkarını önceleyen yol bazı küresel ve bölgesel aktörlerle kendisini karşı karşıya getiriyor.

Sirte-Cufra Hazırlıkları ve Mısır’ın Zor Tercihi

Libya krizinde kritik Sirte-Cufra cephesi için iki tarafta da hazırlıklar devam ediyor. Vatiye Hava Üssü'nün muhtemelen BAE uçakları tarafından vurulması ile tarafların kararlılığı bir kez daha görüldü. Ankara bu tür bir saldırının tekrarlanmaması için önlemlerini alırken, dün Libya ve Malta içişleri bakanları Milli Savunma Bakanı Akar ile görüştüler. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde BM'nin desteği ile Libya'da "yeni bir anlaşma" yapılacağını söylemişti. Bu anlaşmanın ne olduğu hayli merak konusu. Trablus, 2015 şartlarına dönmek için Sirte ve Cufra'yı almak istiyor. Bingazi tarafı ise bunun petrol bölgelerinin kontrolünü ve Hafter'in tüm desteğini kaybetmesi anlamına geleceğini iyi biliyor. Türkiye ve Rusya dahil etkili güçlerin diplomatik çabaları Sirte-Cufra çatışmasını engeller mi? Petrol gelirinin dağılımı üzerine anlaşılırsa, Sirte batıya, Cufra doğuya bırakılarak bir pazarlık yapılır mı? Yakında göreceğiz.

Devamı
Sirte-Cufra Hazırlıkları ve Mısır ın Zor Tercihi
Libya ve Ötesi

Libya ve Ötesi

Dış politikada nasıl da her başlık birbirine hızla bağlanabiliyor. Suriye sadece Suriye'den ibaret olmadığı gibi Libya da sadece Libya'dan ibaret değil. Bir yere dokunduğunuzda hemen bir başkasından ses gelebiliyor. Sanki bir duvardaki tuğlalar gibi. Birini yerinden oynattığınızda diğerleri de sarsılmaya başlayabilir. O nedenle her an beklenmedik sonuçlarla karşılaşmak mümkün. Önümüzdeki dönemde bu tuğlalardan kimileri kendilerine güvenli kaleler inşa ederken kimileri de yıkılan duvarların altında kalacak gibi görünüyor.

Devamı

Atılan adımlar bütçe açığını artırdı ama ekonomiyi de canlandırdı. Bazı ülkelerde ise verilen destek ekonomiyi yeterince ayağa kaldıramadı

Türkiye'ye yönelik ağır ideolojik kampanyanın hedefi, Ankara'nın Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'deki yeni hamlelerinin taktik kazanımlardan stratejik kazanımlara dönmesini engellemek.

Türkiye ve Azerbaycan’a karşı saldırılarda bulunan ve toprak bütünlüklerini hedef alan Ermenistan ve PKK’nın, bölgesel politikaları rekabet hâlinde olan ABD ve Rusya’nın aynı anda desteğini almış olmaları her ikisinin de aktör değil araç olduklarını gösteriyor.

Dört yıl sonra hala kripto FETÖ'cüler ortaya çıkabiliyor. Güvenlik güçleri hala bu örgütün uyuyan hücreleriyle mücadele halinde.

Cumhuriyet gazetesi adı uzun zamandan bu yana yalan haber ile yan yan gündeme geliyor. Hatta bu konuda belki Türk basın tarihi içerisinde bir rekora da imza atıldı ve gazetenin birinci sayfasının neredeyse tamamı düzeltme ibareleriyle çıktı. Yani önceden yaptığı ve yalan olduğu kanıtlanan haberler konusunda tarafların hukuki yollara başvurması sonucunda gazete yönetimi zorunlu olarak birinci sayfasından düzeltme açıklamalarına yer verdi.

Türk dış politikasında 2006-2007 sonrasında yaşanmakta olan dönüşüm, 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ivme kazanmıştır. Dönüşümün temel hedefleri ve istikameti değişmemiştir.

18 yıllık AK Parti iktidarının ve dört yıllık Cumhur ittifakının siyasetini "impatorluk özlemi" olarak nitelemek doğru değil. İmparatorluklar çağı çoktan geçti. Günümüzde "güçlü milli devletlerin" öne çıktığı bir dünyada yaşıyoruz. Küresel ve bölgesel türbülansın Türkiye'yi yeni askeri aktivizme zorladığı açık. Suriye, Irak, Doğu Akdeniz ve Libya denklemlerine askeri olarak müdahil olan ülkelerin en sonuncusu Türkiye. Hiçbirinde de "yayılmacı, emperyal" saik bulunmuyor. Milli güvenlik çıkarlarını pro-aktif şekilde koruma niyeti var.

Gün geçmiyor ki sosyal medyadaki güvenlik kaygılarını haklı çıkartan bir gelişme yaşanmasın. Son hadise Twitter'da yaşandı. Aralarında Elon Musk, Bill Gates, Barrack Obama gibi birçok tanınmış kişinin hesabı hacklendi, bu hesaplardan sahiplerinin bilgisi dışında paylaşımlar yapıldı.

Son bir kaç yıldır Türkiye'nin dış politikadaki temel eğilimlerinden birisi hem ABD ve Avrupa hem de Rusya ile ilişkisini ideolojik çerçeveden çıkarıp daha rasyonel bir düzleme oturtma çabasıdır.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 15 Temmuz darbe girişiminin dördüncü yılı özelinde açıklamalarda bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, 15 Temmuz darbe girişimin faili FETÖ ile mücadele üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Azerbaycan-Ermenistan çatışması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Doç. Dr. Yusuf Özkır: “Çin'de Tiananmen Meydanı'da tankın önünde duran adamı savunmak Batı'nın çıkarlarıyla uyumluydu. Hala köpürterek bunu sayfalarına taşıyorlar. Burada sorun yok. Fakat 15 Temmuz'da tankların önünde duran onlarca insanı savunmak Batı'nın çıkarlarına uygun değildi. Çünkü FETÖ'ye yatırım yapmışlardı. Tam tersi olmalıydı. Öyle olsaydı herkes kazanırdı. Bu anlayışla uluslararası medyanın dünyaya verebileceği bir hakikat yok. Çünkü hakikatleri yok, çıkarları var.”