Çılgın Koalisyon

Muhalefet farkında olmadan Erdoğan karşıtlığının öldürücü rahatlığına dolu dizgin yuvarlanıyor. Tıpkı donmak üzere olan insanlara bastıran o tatlı uyku hali gibi. Erdoğan karşıtlığı muhalefeti sarıyor, sarmalıyor, rahat ettiriyor. Adeta bir yudumu serhoşluk veren dehşetli bir içki veya bir kere uzandığınızda bir daha kalkamayacağımız konforlu bir yatak gibi. Malum son hamle terör suçlusu Demirtaş'tan geldi. İYİ Parti lideri Meral Akşener'le kahvaltı yapmak istediğini söyledi. Akşener de cevaben "kapınıza gelen kanlınız da olsa geri çevirmezsiniz" dedi.

Devamı
Çılgın Koalisyon
Yüz Yüze Eğitim Nasıl ve Ne Zaman

Yüz Yüze Eğitim Nasıl ve Ne Zaman?

Özellikle çalışan anne babalar çocuklarının 2020-2021 eğitim-öğretim döneminde nasıl bir dönem geçireceği konusunda bir hayli endişeye kapıldı. Velilerle yapılan görüşmeler ve gözlemlerde koronavirüs riskine rağmen okulların açılması fikrinin büyük oranda kabul gördüğü söylenebilir.

Devamı

Dost sahibi olmak iyi gibi görünür ama bu ne kadar iyi bir diplomasi yürüttüğünüzün ölçüsü değildir. Çünkü diplomasi gerilimin tersi değildir. İçinde gerilimi de barındıran bir yoldur. Diplomasi kavgaya gürültüye rağmen sizin işinize geliyorsa kıymetlidir. Tek bir tane dostunuz olmayabilir ama siz kazanıyorsanız bir önemi yoktur. Etrafınız dostlarla çevrilidir ama siz kaybediyorsanız bunun da bir anlamı yoktur.

Tablo Macron'un Ortadoğu'dan Avrupa'ya, Afrika'dan NATO'ya kadar birçok alanda sonuçsuz çırpınışlara savrulduğunu gösteriyor. Bunun en tehlikeli boyutu bu bölgelerde oluşturacağı istikrarsızlıktır. Tam da bu yüzden Almanya, İspanya ve İtalya Doğu Akdeniz'de Yunanistan-Fransız ekseninin dengelenmesine yönelik bir tavır içinde. NATO'nun Türkiye ile Yunanistan arasında olası bir çatışmayı engellemek için devreye girmesi ve ABD Afrika Komutanlığının Tunus'ta gerçekleştirdiği askeri faaliyetler de Fransa'nın NATO'yu istikrarsızlaştırıcı hamlelerinden bağımsız okunamaz.

Oluşturduğu hasarların etkilerini halen yaşadığımız 12 Eylül Darbesi'nin üzerinden kırk yıl geçti. Maalesef 12 Eylül demokrasiye hukuk dışı müdahale anlamında ne ilk ne de son teşebbüs oldu.

Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand Le Figaro gazetesine 1998'de verdiği mülakatta 'O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil' ifadesini kullanması Fransa'nın milli çıkarlarının ne kadar barbar ve insanlık dışı zemine sahip olduğunun tezahürüdür.

Bitmeyen Kavga: İmam Hatip Liseleri

Bu ülkenin geleceği ve iyiliğini isteme bakımından hiçbir lise türü arasında bir fark yoktur. Bu ülkeye verilen hizmet, emek ve başarı Türk toplumunun takdirini belirler.

Devamı
Bitmeyen Kavga İmam Hatip Liseleri
Macron u Abartmaya Gerek Yok

Macron’u Abartmaya Gerek Yok

Türkiye düşmanları kervanına Macron da eklendi.

Devamı

Avrupa’da şekillenen ve giderek genişleyen bu düşmanca tavır karşısında Türkiye’nin diplomatik, ekonomik ve askerî araçların hepsinin devrede olduğu hassas bir politika izlemesi gerekiyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin Avrupa politikasında hesaba katmasını önemli gördüğümüz hususlara değinelim...

Türk halkını ayırarak Erdoğan'a saldırmaları hiçbir şeyi örtmüyor. Zira Erdoğan, iç ve dış saldırılara karşı koyan ve 15 Temmuz direnişini sergileyen bir lider. Bu iki varoluşsal meseleyi birleştirenlere karşı duran güçlü bir devlet adamı.

Fransız Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye karşısında açıktan hummalı bir faaliyet yürütüyor. Rahatsızlığının temel sebebi, Türkiye'nin Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz hamleleriyle buralardaki Fransız etkisini azaltması.

Türkiye'nin yakın zamanda Karadeniz'den yeni müjdeli haberler alabileceği son zamanlarda daha fazla dillendirilir oldu. Hem son keşfedilen rezervin yeni katmanlarının olabileceği hem de başka sahalarda yeni keşifler yapılabileceği söyleniyor. Şüphesiz bu müjde topluma aktarılmadan önce uzmanlar ve siyasetçiler kılı kırk yarıyorlar. Hayal kırıklığı yaşanmaması için temkinli ve gerçekçi olmak zorundalar. Öte taraftan da bazı haber sızıntıları oluyor. En iyisi bekleyip görmek.

Türkiye ile Yunanistan arasında tansiyonun artmasına sebep olan Doğu Akdeniz konusu, Avrupa Birliği (AB) açısından da çeşitli sorunları, bölünmeleri ve çelişkili durumları gözler önüne serdi. Türkiye’nin Libya ile deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşması imzalamasını kıyasıya eleştiren AB yetkililerinin, Yunanistan’ın Mısır ile benzer bir anlaşma imzalamasına yönelik “anlaşmanın iki ülke arasında imzalandığını ve AB’nin yorum yapacağı bir durumun olmadığını” belirtmeleri bir başka iki yüzlü tutum olarak kayıtlara geçti. Yaşanan gerginliğe yönelik hakkaniyetli olmayan tutumunun yanı sıra dönem başkanı Almanya’nın girişimleriyle arabulucu bir rol benimsemeye çalışan AB’de, çeşitli ayrışmaların yaşandığı ve soruna yönelik farklı tutumların sergilendiği görülüyor.

Kendisini Avrupa’nın siyasi ve askerî lideri (ve muhtemelen zamanın Napolyon’u) zanneden Macron’un maceracı Libya politikasını seyretmekle meşgul diğer Avrupa ülkeleri. İçlerinden “Rusya’yı kapımıza kadar getirdi ama vardır bir bildiği” ya da “gayri-meşru, isyancı Hafter’i destekliyor ama Avrupa’nın çıkarları için gerekliyse olsun” diyorlardır belki ama büyük ümitler bağlanan Macron’u başarıya ihtiyacı olduğu için desteklemek zorunda hissediyorlar. Zira Macron’un başarısızlığı Fransa’nın aşırı sağcı Le Pen’in eline düşmesi ve bu da AB’nin sonu anlamına gelecektir.

Uluslararası piyasalarda enerji fiyatlarının yükselmesi enerji ithalatı yapan Türkiye gibi ülkelere yüksek oranda ithalat yükü getirmektedir. Bu sebeple Türkiye'nin kendi öz kaynaklarından temin edeceği enerji ekonominin güçlenmesini sağlarken uluslararası piyasalardaki olumsuzlukların da Türkiye'yi etkileme olasılığını düşürecektir.

Her zengin güçlü ve güvende değildir. Her güçlü zengin değildir.

'Havuç-sopa' anlayışı sadece müzakere sürecindeki bir üyeye takınılan Avrupa nobranlığını göstermiyor. Aynı zamanda AB'nin Başkan Erdoğan yönetimindeki yeni Türkiye'nin varoluşsal önceliklerini anlamadıklarını ya da anlamazdan geldiklerini ifade ediyor.

Soyut siyasetin imkânlarından yararlanmak, bir politikasızlık tercihidir. Politikasızlıkla da ülke yönetilemez.

Euro/dolar paritesi 2 yıl aradan sonra 1.20’nin üzerini gördü. ABD’deki gelişmeler doları değer kaybına sürüklediği için euro parlıyor. Euro güçlendikçe Avrupa’nın enflasyon hedefini tutturması ve dış ticarette rekabet etmesi zorlaşıyor

Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas'ın Yunanistan lehine dayanışma mesajları tarafsız olmadığının göstergesidir. Doğu Akdeniz krizi AB'nin iç meselesi olarak görülmektedir, nitekim AB'nin nihai kurumsal dönüşüm vizyonu supranasyonal bir devlet olmaktır.

Almanya'nın aksine Fransa AB'yi gelecek vizyonu açısında bir stratejik genişleme aracı ve mecrası olarak görmemektedir. Aksine AB kurumları ve liberal değerleri, Fransız liderlerin hırsları açısında kısıtlayıcı görülmektedir