2023 seçimlerine hazırlık kapsamında AK Parti organize bir yol takip ediyor. Öncelikle il ve ilçe yönetimlerinin belirlendiği kongreler gerçekleştirildi. Teşkilatlarla ilgili "metal yorgunluğu" olarak tabir edilen sıkıntıların giderilmesi amaçlandı. Bunu hukuk, insan hakları ve ekonomiye yönelik reform paketlerinin açıklanması takip etti. Bu alanlarda yaşanan yeni gelişmelere karşılık verilmesi ve yaşanan sıkıntıların aşılması hedeflendi.
Devamı
Siyasi hayatımızın belki de en uzun seçim dönemine girdik.
Avrupa’da koronavirüs (Kovid-19) salgınının bilançosu nedir ve aşılama süreci ne aşamadadır? Aşılama sürecine dair AB içinde yaşanan sorunlar neler? Üye ülkelerin aşı tedarik sorununa yönelik tutumları ne? Avrupa Birliği “aşı milliyetçiliğine” doğru mu sürükleniyor? Avrupa’da yaşanan aşı krizi ve “aşı milliyetçiliği” suçlamaları ne anlama geliyor?
Türkiye çok mücadele verdi ama öncelikli kriz konularının hepsinde kendine çok geniş bir alan kazandı. Doğu Akdeniz, Suriye, Karabağ ve terörle mücadele birer başarı hikâyesine dönüştü.
ABD ve Çin arasındaki jeopolitik ve ideolojik rekabetin tüm dünyayı kapsaması beklenmiyor. AB, Rusya, Hindistan, Brezilya, Endonezya, Nijerya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeler otonomilerini koruyarak denge siyaseti yürütecekler.
Küresel ekonomide gelişmekte olan ülkelere yatırım iştahı azaldı. Türkiye’nin iki alternatifi var: İçeride dolarizasyonu tersine çevirmek ve doğrudan yabancı yatırım çekmek
Devamı
Mesele, Türkiye'nin AB'ye hazır olup olmadığı değil. Tam tersi. İster coğrafya, ister nüfus, ister din deyin fark etmiyor. AB siyasetçileri "Türkiyeli bir AB'yi" tahayyül etme cesareti gösteremiyor.
Küresel koronavirüs salgını ile birlikte hızlanan, uluslararası düzenin köklü bir değişim geçireceğine dair tartışma bugünlerde daha belirgin bir hal almış durumda. Geride bıraktığımız hafta, Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken ve Savunma Bakanı Austin'in Asya ziyaretleri bu tartışmanın ne kadar canlı olduğunu gösteren çarpıcı örneklerle dolu.
Bugün Türkiye söz konusu olduğunda birçok Avrupa ülkesi, AB perspektifinden değil kendi ülkesinin Türkiye ile olan ilişkileri üzerinden değerlendirme yapıyor. Doksanlı yıllarda değiliz. AB ülkelerinin kafasında bile artık AB imajı ciddi bir sarsıntı yaşadı. O nedenle AB'nin stratejik karar alma kapasitesi yok denecek kadar az. Türkiye'yi cezalandırma hevesi ise köhne bir hayal.
Tüm siyasi parti ve ittifaklar, 2023 seçimlerine göre hazırlıklarını yapıyorlar. Parti, kongrelerini, ittifak siyasetlerini ve siyasi kadrolarını şimdiden "kritik" olduğu bilinen söz konusu seçimlere göre şekillendiriyorlar
AB kanadı bir defa daha Türkiye ile ilişkileri samimi bir şekilde ele almayı ve ilişkileri daha olumlu ve gerçekçi bir zemine oturtma kararını öteledi.
Konuşmasının hemen başında Cumhur İttifakı'na değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, MHP ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye şükranlarını sunması ve Türkiye'nin 2023 ve 2053 hedeflerine Cumhur İttifakı ile yürüyeceğini ifade ederek ittifakın geleceğine ilişkin kararlı tavrını yinelemesi dikkat çekiciydi. Özellikle MHP liderinin partisinin kurultayında Cumhur İttifakı'na yönelik değerlendirmelerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer açıklamalarda bulunması önümüzdeki dönemde de Cumhur İttifakı'nın yola sorunsuz bir şekilde devam edeceğini gösteriyor.
AB-Türkiye arasındaki gerilimlerin kamuoyuna yansıtıldığı gibi Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi sözde Avrupa değerleri olduğu iddia edilen değerlerinden uzaklaşması nedeniyle değil reel siyasetteki çıkar çatışmaları sebebiyledir.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Türkiye - AB ilişkilerini ve NATO'nun geleceğini değerlendirdi.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Türk dış politikasında güncel gelişmeler üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Macron, Le Pen ile yarışında 'İslam, Türkiye ve Erdoğan' tehdidi ile yol alma eğiliminde. Bu eğilim hiç de yeni değil. Brexit'ten bu yana Avrupalı siyasetçiler, seçmenlerini Türkiye ile korkutuyor.
Uluslararası yapılar son dönemde siyasi olarak çalkantılı bir dönemden geçiyor. Pek çok sorunun kriz haline geldiği günümüzde barışın tesisi ve ekonomik entegrasyon amaçlarıyla kurulan AB'nin kriz çözme becerisi de bu süreçte ciddi sınavdan geçiyor.
2016’da AB ve Türkiye 18 Mart AB-Türkiye Mutabakatı’nı imzaladı. Türkiye de 20 Mart itibarıyla sığınmacıları geri alma sözü verdi. Bu anlaşma düzensiz göçleri engelledi ve Ege denizindeki ölümleri dramatik bir şekilde azalttı.