Kahramanmaraş'taki hummalı çalışmaları gördükten sonra ülkemizin yaralarını hızlıca saracağına dair inancım güçlendi. Devlet ve milletin deprem bölgesine yardım seferberliğinin ivmesi giderek artıyor. Çadır ve konteyner kentler kurulmaya devam ediyor. İhtiyaçların fevkinde bir yere ulaşan bu yardımların etkin dağıtımı başlı başına bir konu haline geldi. Depremin beşinci gününde arama kurtarma çalışmalarında enkaz altından sağ kurtarılma haberlerinin sevinci sürüyor. Kahramanmaraş'ta gördüklerimden yola çıkarak afet yönetimi ile ilgili bazı tespitlerimi paylaşmak istiyorum.
Devamı
Yapılan yardımlar ve verilen mesajlar aslında çok net ve önemli bir gerçeğin altını çizmektedir. O da insani bir kriz sırasında insanların verdiği insani bir tepki söz konusudur. Her ne kadar farklı siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel nedenlerden dolayı sorunlar, çatışmalar ve savaşlar yaşasalar da devletler ve halklar böylesi zor zamanlarda aralarındaki husumeti unutup insani boyutu ön plana çıkararak bir diğerine sahip çıkmaktadır.
Devamı
Ne yazık ki Türkiye, gerek 24 saat içerisinde yaşadığı iki büyük deprem, gerek yaşanan depremlerin tipi, gerekse bu büyüklükte, şiddette ve tipte iki depremin nüfus açısından oldukça yoğun bir bölgede yaşanması sebebiyle yakın tarihte dünyada gerçekleşmiş en büyük deprem felaketlerinden birini tecrübe etmektedir.
Canlarımız için mücadele devam ediyor. Afet yönetiminde başarılı mücadelenin temel unsurlarından biri: Yönetişim ve iş birliği.
Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının yardım, vinç ve konteyner taşıyan araçlarının yanı sıra arabasına erzak doldurarak yollara düşen binlerce insanımızın fedakârlığı yüreğimizi ısıttı. Bu büyük milletin, ihtiyacı olanın yarasını sarması her şeyin de ötesinde bir erdemdir.
Kahramanmaraş merkez üslü, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Hatay ve Kilis'te meydana gelen depremden dolayı derin üzüntü duyuyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Geçmiş olsun Türkiye!
Devamı
İttifaklar ortak tehditler karşısında kurulurlar. Güçlü ve sürdürülebilir ittifaklar ise ortak değerler etrafında uzlaşırlar ve kendi siyasi aktörleri ve toplumları zamanla bu değerleri özümserler.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 76. sayısı çıktı.
Pompeo’nun yayınladığı hatırat, Trump dönemi icraatlarını savunmanın yanı sıra Amerikan siyasetinde adet olduğu üzere başkanlık seçimleri öncesinde tartışmaları şekillendirmek ve belki de başkan adayı olmak amacına matuf görünüyor.
Danimarkalı aşırı sağcı siyasetçi Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma alçaklığı çok yönlü bir "İslam karşıtlığı, Batı ve Türkiye" tartışması başlattı. Öncelikle İsveç devleti, Stockholm'deki Türk büyükelçiliği yakınında gerçekleştirilen bu nefret suçuna BM ve Avrupa Konseyi Sözleşmeleri'ne aykırı olarak izin vermiştir. Özgürlükler ve demokrasi ile ilgisi olmayan bu tavır Avrupa'da son yıllarda ana akım siyaseti dönüştüren İslam karşıtlığını teşvik etmektedir.
Mayıs seçimlerine doğru giderken Batı medyası 'muhalefeti birleştirerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kurtulma' kampanyasını başlattı.
Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.
Türkiye'nin coğrafya odaklı değerlendirmelere konu olan önemi sıklıkla dile getirilir. Genellikle üç kıtanın buluştuğu 'köprüye' benzetilen Türkiye, bu özelliğiyle fırsatlarla riskleri bir arada kucaklar.
Türkiye, yeni markalar oluşturarak, katma değerini artırarak, söz sahibi bir ülke konumunu güçlendirerek krizi fırsata dönüştürüyor. Artık, adım adım, kendi özgün politikalarını belirleyen; kimseyi taklit etmek zorunda kalmayan ve kimseye yaranmak zorunda olmayan bir Türkiye gerçeği oluşuyor.
Uluslararası sistemde yaşanan sarsıntıların şiddeti bu iki güçlü NATO müttefikinin mevcut sorunları aşarak bölgesel ve küresel meydan okumalara karşı ortak politika geliştirmeye çalışmalarını gerekli kılıyor. Ancak Türkiye’de yaklaşan seçimler dikkate alındığında Washington’un şimdilik bekle gör politikasına devam ederek fark yaratacak stratejik diyalogdan uzak duracağını tahmin edebiliriz.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 75. sayısı çıktı.
Yeni yılın Türkiye için çok hızlı ve yoğun geçeceği kesin... Önümüzdeki dört-beş aylık sürenin yeni sürpriz, gerilim ve polemiklere sahne olması kimseyi şaşırtmayacak.
Avrupa'da 2022 yılında devam eden ve Türkiye'yi ötekileştirmeye ve dışlamaya çalışan tavır sürdürülebilir bir yaklaşım değildir. Bu tavrın Avrupa açısından Türkiye'yi Rusya gibi aktörlere daha da yakınlaştırma riski mevcuttur. Avrupa açısından mevcut Türkiye yaklaşımı sınır noktasına gelmiştir. Türkiye-AB ilişkileri 2023'de ya daha keskin bir kopma noktasına gelecektir. Ya da Avrupa'da bir takım siyasetçiler Türkiye'ye daha stratejik bir tavır ile yaklaşarak yeni bir pozitif momentuma kapı aralayacaklardır.