NATO Dışişleri Bakanları bu hafta Brüksel'de bir araya gelerek ittifakın öncelikleri ve hedefleri doğrultusunda ne tür adımların atılması gerektiğini ve daha önce alınan kararların uygulamadaki etkinliğini görüştü. Toplantının ana gündemi ittifakın savunma durumu, Ukrayna'ya yapılan yardımların geleceği, Balkanlar'daki istikrar ve İsveç'in üyelik başvurusu olarak ifade edilebilir. Bu anlamda yıl içinde gerçekleştirilen Vilnius Zirvesi'nde alınan kararlar doğrultusunda Ukrayna ile olan ilişkilerin derinleştiği görülürken, Balkanlar'da geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan gerginliklerin de ittifakın kararlılığı bakımından bir test niteliğinde olduğu anlaşılıyor.
Devamı
Taraflar Konferansı (Conference of the Parties, COP) nedir? COP28’deki beklentiler, riskler ve fırsatlar nelerdir? Türkiye’nin küresel iklim değişikliği ile mücadeledeki yeri nedir?
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 85. sayısı raflarda yerini aldı.
Bu analizde AB’nin Türkiye Müşterek Raporu’nun içeriği ile Varhelyi ve Borrell’in söylemleri karşılaştırmalı olarak incelenmekte ve bu bağlamda Birliğin Türkiye siyasası irdelenmektedir.
21. yüzyıl teknolojik dönüşümle ilerliyor. Ülkeler teknolojik altyapılarını kuvvetlendirmek için rekabet ediyorlar. Yapılan çalışmaların rakip ülkelerden korunması için tedbirler alınıyor. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) alanı mevcut rekabetin temelini oluşturuyor. ABD ve Çin kendi aralarında teknolojik yarışı hızlandırırken dördüncü sanayi devrimi olarak isimlendirilen süreç giderek güçleniyor.
İsrail’le Hamas’ın üzerinde anlaştığı esir takası anlaşması, savaşın gidişatında önemli bir dönüm noktası teşkil ediyor. Anlaşma İsrail’in bütün esirler bırakılmadan operasyonlarını durdurmayacağı sözünden geri adım attığı anlamına geliyor. Bununla birlikte, verilecek birkaç günlük aranın ardından İsrail saldırılarının devam edeceği de açık. Hamas’ın bütün esirleri serbest bırakması, aylar ve belki de yıllar alacağı için çatışmanın zaman zaman yoğunlaşarak uzunca bir süre devam edeceğini tahmin etmek zor değil. 7 Ekim ve sonrasında yaşananların bölgenin bir numaralı gündem maddesi haline gelmesi, Filistin meselesine çözüm arayışlarının yeni bir itici gücü haline geldi. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bir yandan Gazze’deki savaşın inişli çıkışlı bir biçimde devam edeceğini bir yandan da nihai çözüm için diplomatik çabaların yoğunlaşacağını öngörebiliriz.
Türkiye’de yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılması için kurulacak Türkiye Yeşil Fonu, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası tarafından idare edilecek bir finansal destek mekanizmasıdır. Fonun Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına tabi ve girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne sahip olması planlanıyor.
Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Berlin ziyaretinde yaptığı İsrail ve Batı eleştirileri hala medyanın gündeminde.
Devamı
Alman Şansölyesi'nin, 5 bini çocuk olmak üzere 13 bin Filistinliyi öldüren, 10 binlercesini yaralayan, milyondan fazlasını yerinden eden; hastaneleri vuran, elektriğini kesen, gıda ve su girişine engel olarak insanları açlığa mahkum eden İsrail’i savunan sözleri yadırganmadı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Holokost geçmişiniz sizi bugün İsrail’in suçlarına ortak etmesin." anlamındaki sözleri tuhaf karşılandı. Halbuki dünyanın her yerinde sokaklara çıkıp İsrail’in katliamlarını protesto eden, ateşkes talep eden ve çocuklar başta olmak üzere sivillerin öldürülmesine isyan eden milyonlarca insanın oluşturduğu dünya kamuoyu neyin yanlış neyin doğru olduğunu söylüyor.
Bu ziyaretin planlanmasındaki olumlu zeminde Erdoğan'ın "AB ile yeni sayfa açma" çağrısı ve tekrar genişleme dönemine giren AB'nin Türkiye ile ilişkilerin geleceğine ilişkin "ileriye dönük ve stratejik" rapor hazırlama sürecini başlatması vardı...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Berlin ziyaretinin sebebi ve anlamı nedir? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Alman kamuoyunun tutumu nasıl? Türk-Alman ilişkilerini yakın gelecekte neler bekliyor?
Türk Dünyası ortak gücünün sembolü olan Türk Devletleri Teşkilatı'nın (TDT) 10. Zirvesi, 3 Kasım 2023 tarihinde Orta Asya'nın merkezi ülkesi Kazakistan'da gerçekleşti. Dünyanın barış ve istikrar aradığı bir dönemde Orta Asya'nın kalbinde gerçekleşen bu zirvenin, bölgesel istikrar kadar küresel istikrara da katkı sağlaması beklenmektedir. Zirvenin "Türk Devri" teması ile gerçekleşmiş olması elbette tesadüfi değildir. Bilindiği üzere yüz yaşına giren Türkiye Cumhuriyeti, son yıllarda gerçekleştirdiği projeler, izlediği bölgesel ve küresel politikalar ve savunma sanayii alanındaki atılımlarıyla bölgesel ve küresel siyasette güçlü bir aktör konumuna gelmiştir. "Türkiye Yüzyılı" mottosuyla hareket eden Türkiye, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına dair yeni vizyonunu ortaya koyacak projeleri hayata geçirmek üzere yoğun bir çaba içindedir.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) ile Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İsrail Sorunu ve Gazze Sempozyumu'na gazeteci İhsan Aktaş, siyaset bilimci Prof. Dr. Nebi Miş, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Serdar Karagöz ve SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin duran katıldı.
Başkan Erdoğan, Kazakistan'daki 'Türk Devri' zirvesinden dönüş yolunda siyonist İsrail rejiminin Filistin'deki katliamlarına karşı vicdanın sesini dile getirdi: Filistinli çocuklar dünyanın diğer çocukları gibi huzur içinde yaşayabilsin diye mücadele ediyoruz. Onların daha güzel bir dünyada güvenlik endişesi duymadan yaşaması için çalışıyoruz. Filistinlilerin kendi topraklarında hür biçimde ve huzur içinde yaşama isteklerini dünya görmezden gelemez. Türkiye tüm dünyaya o isteği hatırlatmaya ve yardım elini mazlumlara uzatmaya devam edecek
Yüzyıllar boyu "yardım etme", "cömertlik", "mazluma sahip çıkma" gibi davranışları sergileyen bir toplum için artık "yardımsever", "cömert", "mazlumun hamisi" gibi sıfatlar yerleşik hal alır ve aslında bunlar, o toplumun genetik kodları olarak bellenir. Zıddı da böyledir; toplumlardan bazıları da zulüm ede ede, katlede ede, sapkınlık yapa yapa "zalim", "katil", "sapkın" gibi vasıflar ile bilinirler.
Web Panel: İsrail-Filistin Savaşı | Ortadoğu'yu Ne Bekliyor?
Web Panel: Filistin-İsrail Barışı ve Türkiye'nin Garantörlük Teklifi
Garantörlük kavramının anlamı nedir? Türkiye’nin garantörlük teklifi neleri içermektedir? Türkiye’nin garantörlük teklifinin önemi nasıl değerlendirilmelidir?
İsrail'in Gazze Saldırıları
Cumhuriyet, yüz sene önce Türkiye'nin var olma mücadelesinin yeni adı ve vizyonu olmuştu. Türkiye'nin bağımsızlık iradesinin yeni adı ve şekli olarak yüz sene önce ilan edildi. Fakat o günden bugüne şekilsel ve yapısal sınırlarını aşan sembolik bir anlam da taşıdı. Zira Türkiye, devleti ve milletiyle asırlardır tecrübe ettiği tüm imkansızlıklara ve tarihsel travmalara rağmen yeni bir vizyona ihtiyaç duyuyordu. Cumhuriyet, onu kuran kadroların bu ihtiyaca yönelik ürettikleri yeni vizyonun da adıydı.
Vatan muharebesinden sonra elde edilen zaferle Azerbaycan, işgal altındaki topraklarını kurtarmasıyla elde ettiği başarıyı bölgesel istikrara dönüştürmek konusunda açık bir şekilde niyetini ortaya koymuştur. Bölgede istikrarın sağlanması amacıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önerisi ile oluşturulan, üç bölge ülkesi (Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan) ve üç komşu ülkeyi (Türkiye, Rusya ve İran) içeren platformun hayata geçmesi durumunda bölgenin birçok sorunu Batının ya da bölge dışı ülkelerin müdahalesine gerek kalmadan çözüme kavuşabilecektir. İlki Aralık 2021 tarihinde Moskova'da gerçekleşen platform toplantısının ikincisi Türkiye'nin girişimiyle Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, İran ve Türkiye dışişleri bakanlarının katılımıyla 23 Ekim'de Tahran'da gerçekleşti. Bu platformun hayata geçmesi halinde bölgesel sorunların bölge ülkelerinin katılımıyla çözülmesine katkı sağlayacağı için bölge barış ve istikrarına hizmet edecektir.