Podcast: Terörle Mücadelenin Irak Safhası

Terörle Mücadelenin Irak Safhası

Devamı
Podcast Terörle Mücadelenin Irak Safhası
Podcast Türkiye-Irak İlişkilerinde Tarihi Dönemeç

Podcast: Türkiye-Irak İlişkilerinde Tarihi Dönemeç

Türkiye-Irak İlişkilerinde Tarihi Dönemeç

Devamı

Yerel seçim gündeminin yoğunluğuyla gözden kaçırmayalım. Son aylarda Türk dış politikasında önemli bir ivmelenme dönemine girdik. Bir dizi gelişme peşi sıra ve birbirini güçlendirecek şekilde gerçekleşiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ve Erbil ziyaretleri nasıl bir konjonktürde gerçekleşmiştir? Bağdat’a gerçekleşen ziyaret ve görüşmeler nasıl sonuçlanmıştır? Erbil’in ziyaret edilmesinin anlamı nedir? Türkiye’nin terörle mücadelesinde Irak ziyaretinin etkisi nasıl olacaktır? Ziyaretin ekopolitik bağlamı hangi sonuçlar doğurabilir?

Hakan Fidan dışişleri bakanı görevine geldikten sonra ilk ziyaretini Irak’a gerçekleştirmiştir. Dışişleri Bakanı Fidan görevinin henüz bir yılını tamamlamadan Irak Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından PKK’nın yasaklı örgüt olarak listelenmesini sağlamış ve ortak mücadeleye ilişkin önemli mesafe katetmiştir. Terörle mücadelenin yanı sıra Türkiye’nin Irak ile birlikte hayata geçirmeyi planladığı Kalkınma Yolu Projesi de bu noktada akılda tutulabilir. MİT başkanı olduğu dönemden itibaren Irak’ın siyasi, güvenlik ve diplomatik isimleriyle yakın ilişkilere sahip olan Fidan dışişleri bakanı olarak da çok kısa sürede Irak sahasında özellikle Türkiye’nin PKK terörüyle mücadelesine katalizör etkisi gösterecek hamleleri birbiri ardına gerçekleştiriyor. Kapsamlı askeri operasyon ve Irak güvenlik güçleriyle koordinasyon hedefinin de bu noktada zirveyi temsil ettiği söylenebilir. Bu çerçevede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın son Irak ziyaretini, Güvenlik Mekanizması Görüşmesini ve ortak bildirinin sonuçlarını uzmanlara sorduk.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 90. sayısı raflarda yerini aldı.

Türkiye-Irak İlişkilerinde Tarihi Dönemeç ve Stratejik Ortaklık Fırsatı

Bu analiz Irak’ta Bağdat ve Erbil yönetimleri arasındaki sorunlar ve bu sorunların sürüncemede kalışının Türkiye’nin Irak ile güvenlik, su sorunu ve ekonomik ilişkilerde iş birliklerini derinleştirmesine ket vurduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca çalışmada Türkiye-Irak ilişkilerinin mevcut fotoğrafı çekilerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi ziyareti kapsamında iki ülke arasında geleceğe yönelik stratejik ortaklık imkanlarının neler olduğu incelenmektedir.

Devamı
Türkiye-Irak İlişkilerinde Tarihi Dönemeç ve Stratejik Ortaklık Fırsatı
Uzmanlar Cevaplıyor Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ın Kapsamlı Irak Ziyareti

Uzmanlar Cevaplıyor: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Kapsamlı Irak Ziyareti

Dışişleri bakanı olarak göreve getirilmesiyle kamuoyunun dikkat kesildiği isimler arasında en üst sırada yerini alan Hakan Fidan’ın göreve başladıktan sonra en kapsamlı ziyaretini Irak’a gerçekleştirmesi şaşırtıcı olmadı. Fidan, Irak cumhurbaşkanından parti veya ittifak liderlerine değin kamuoyuna yansıyan çok sayıda görüşme gerçekleştirdi. Bu durum Bakan Fidan’ın MİT başkanlığı döneminden beri Irak sahasına ne denli hakim olduğunun göstergesi olarak değerlendirilebilir. Kamuoyu önünde ilk kez görüntülense de Iraklı aktörlerle olan samimi pozları farklı bir Fidan’a işaret ediyor. Dışişleri bakanlığı vazifesine hızlı başlayan Fidan’ın Irak ziyaretinin anlam ve önemini uzmanlara sorduk ve ayrıca uzmanlar rehberliğinde Türkiye-Irak ilişkilerinin dosya başı konularının cevaplarını aradık.

Devamı

Küresel ticaret, yeni arz zincirleri ve enerji tedariki ile ilgili yeni rotalar, yeni koridor ve ağ haberleri gündemi sıkça meşgul ediyor. Pandemi, Arap Baharı, Rusya-Ukrayna krizi, Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Asya'daki gerginliklerin yanı sıra kabuğunu kırmaya başlayan Asya ve daha spesifik olarak da Çin ve Hindistan gibi ülkelerin yeni pazar arayışı, hem bu ülkeleri hem ortaklarını yeni rota arayışlarına itiyor.

ABD’nin 11 Eylül saldırılarından sonra Afganistan’ı ve Irak’ı işgal ettiği, Türkiye’nin ise sadece terör örgütüyle mücadele şiarını ön plana çıkardığının altı çizilmeli

Irak ve Suriye'de terörle daha etkin ve ileri mücadele, savunma sanayisi ve enerji alanlarındaki yeni atılımlar, çevre bölgelerde yeni işbirliği/entegrasyon arayışları ve arabuluculuk faaliyetleri 2024'te Türk diplomasisinin gündemini oluşturacak.

Perşembe günü Bağdat'ta gerçekleşen Türkiye-Irak güvenlik zirvesinden sonra yayımlanan ortak sonuç bildirgesi ile iki ülke arasında yeni bir dönemin kapıları açıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ramazan sonrası Irak'a ziyareti ile ikili ilişkilerde "bir sıçrama" sağlanacağının vurgulandığı bildirgede ilişkilerin tüm yönleriyle "stratejik bir çerçeveye" oturtulmasına karar verildi. Bu amaçla terörle mücadele, ticaret, tarım, enerji, su, sağlık ve ulaştırma alanlarında Ortak Daimî Komiteler ihdas ediliyor. Daha önemlisi, PKK'nın Türkiye ve Irak için ortak güvenlik tehdidi olduğunda uzlaşılarak Irak Ulusal Güvenlik Konseyi bu örgütü "yasaklı örgüt" olarak nitelemekte. Bu noktaya gelinmesi için geçtiğimiz aylarda Dışişleri Bakanı Fidan, MİT Başkanı Kalın ve Milli Savunma Bakanı Güler, Iraklı muhataplarıyla yoğun bir çalışma temposu yürüttü. PKK ile mücadele için uzun yıllardır Ankara, Bağdat ile görüşüyor. Geçmişte birçok kez uzlaşmaya varılmıştı. Bu defa PKK ile mücadelede ve ikili işbirliklerinde yeni bir dönem olarak nitelenecek farklı hususun ne olduğu sorusu akla geliyor.

Türkiye'nin gündemi Aralık ayından bu yana üç kulvarı takip etti: seçim, ekonomi ve terör. Seçim ve ekonomi vatandaşlar arasında farklı görüşlerin seslendirilmesini teşvik etmiş olsa da üzerinde uzlaşı olan konu terörün başının ezilmesi. Bu konuda vatanı ve devleti benliğinde hissedenler arasında bir tereddüt yok. Nitekim "güvenlikte maliyetin önemsiz olduğu" gerçeği dikkate alınırsa terör ve diğer güvenlik tehditlerinin ihmal edilmesi söz konusu olamaz.

Türkiye'nin terörle mücadelesinde sınır ötesi askeri harekâtlar bağlamında yeni bir dönem başlıyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak'ta atılacak adımlara ilişkin oluşturduğu söylem ve ilk işaretlerin ardından artan diplomasi trafiği ile birlikte iyice olgunlaşan bir süreç söz konusu.