İstanbul, Türkiye’nin küresel bir markası olarak güç kazanıyor. Özellikle ulaşım imkânlarının gelişmesi ve kamu yatırımlarıyla gelişen şehir milyonlarca kişinin hareket halinde olmasını sağlıyor.
Devamı
Türkiye son yıllarda salgın, küresel enflasyon ve deprem gibi birçok krizle karşı karşıya kaldı. Salgın tedarik hatlarına, üretime ve toplum sağlına zarar verirken dünya ekonomisini de krizin içine çekti.
Devamı
Güçlü kurumsal yapılar, artan teknoloji yatırımları ve yeni başarılı girişimleri, girişimci kültürü, sağlam ve güçlü altyapısı, Avrupa ile yakın ticari bağları ve 100 milyona doğru yaklaşan nüfusu ile Türkiye, önümüzdeki on yılların yıldızı olabilir.
Türkiye, yeni markalar oluşturarak, katma değerini artırarak, söz sahibi bir ülke konumunu güçlendirerek krizi fırsata dönüştürüyor. Artık, adım adım, kendi özgün politikalarını belirleyen; kimseyi taklit etmek zorunda kalmayan ve kimseye yaranmak zorunda olmayan bir Türkiye gerçeği oluşuyor.
Ekonomik kalkınma 20. yüzyılda sanayileşmeyle birlikte toplumların ve devletlerin gündeminde önemli bir yer tuttu. Sağlık, eğitim, yaşam düzeyi, büyüme ve altyapı kalitesi gibi birçok etmeni içinde barındıran ekonomik kalkınma 21. yüzyılda ise daha fazla teknolojik gelişimle bütünleşti.
Küresel gıda ve enerji enflasyonu ile birlikte, beklentilerin doğru yönetimi, spekülatif fiyatlamaların ve stoklamaların önüne geçilmesi açısından önem arz ediyor.
Bu analiz Türk sanayisinin kırk sekiz yıllık sürecini değerlendirerek ülke ekonomisinin geleceğinin nasıl şekilleneceğine ilişkin öngörülerde bulunmaktadır.
Devamı
Önümüzdeki 10-20 yılda, dünyanın en büyük 5 ekonomisinden 4'ünün Asya'da olması bekleniyor. Çin, Hindistan, Japonya, Rusya ve Endonezya gibi büyük ekonomiler, küresel ekonominin ağırlık merkezini Asya'ya doğru kaydırmaya devam edeceklerdir.
Türkiye halen 125 milyar dolarlık üretimle dünyanın 16. büyük imalat sanayisi. Hedef ilk 10'a girmek.
Türkiye'de şu an ihracata dayalı bir büyüme stratejisi benimseniyor. Yüksek kurlardan faydalanılarak, ihracat artırılmaya ve cari açık düşürülmeye; faizler düşürülerek yatırım ortamı teşvik edilmeye, iç talep canlandırılarak, büyüme yüksek tutulmaya çalışılıyor.
Cari işlemler hesabında hissedilir iyileşme yaşanıyor. Düşük fiyat üzerinden gelen rekabet avantajına çok bel bağlamamalıyız. İhracattaki ivmelenmeyi sürdürmek ve cari açığı yapısal olarak azaltmak için ürün kalitemizi artırmalıyız
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 61. sayısı çıktı.
Başkan Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası’nın odağına çekirdek enflasyonu koyduğunu açıklaması çok da şaşırtıcı değil. Ancak manşet ile çekirdek arasındaki makas çok açılırsa, TCMB’nin buna nasıl reaksiyon göstereceğine dair ipuçları verilmeli
Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 büyüdü. Kademeli normalleşme ile birlikte hizmetler sektörü canlandı. İhracat rakamları oldukça iyi seyrediyor. Sanayi cephesinde de öncü göstergeler olumlu. 2021 sonunda % 8-9 yakalanır
Son yıllarda Yapay Zeka (YZ), dünyada öncelikli bir konu haline gelmiştir. Dördüncü Sanayi Devrimi olarak kabul edilen YZ; ekonomi, siyaset, savaş, sağlık, ticaret gibi insan yaşamının her alanını dönüştürme potansiyeline sahiptir.
Türkiye’de tabana yayılmış bir ekonomik kalkınmaya erişilmesi için kırsaldaki ekonomik ve sosyal hayatın canlandırılması gerekiyor. Kurulacak olan yerli ve milli tesislerin kümelenmesi, kırsal gelişim gözetilerek gerçekleştirilmeli
Nisan 2020’de 79.1’e inen sanayi üretim endeksi Haziran 2021’de 136’ya çıkarak etkileyici bir geri dönüş yaptı. Enflasyonu düşürüp vatandaşın satın alma gücünü artırabilirsek, ekonomideki toparlanma tabanda kendini daha fazla hissettirecek
Türkiye, salgın döneminde sanayi üretimi ve ihracatta ortalamanın oldukça üzerinde bir performans gösterdi. Bu sayede ekonomik büyüme açısından birçok G20 ülkesinden pozitif ayrışıyoruz
Kurdaki sıçrama enflasyon üzerinden Türkiye ekonomisini zorlasa da rekabetçi kur ülkemizde ihracat avantajı sağladı. Pandemi döneminde ihracat atağıyla yeni bir rekor kırılacak