Deprem Sonrası Yeniden Yapılandırmanın Finansmanı

Türkiye'nin bugüne kadar yaşadığı tüm afetlerde edindiği deneyim, özellikle uluslararası kuruluşlardan edindiği mali destek, bu tür felaket zamanlarında çok ihtiyaç duyulan desteği sağlayacaktır. Ancak, alternatif yeni fonlara, yeniden yapılanmayı ve yapılandırmayı finanse etmek için yeni modellere ve yeni bir canlandırma sürecine de kesinlikle ihtiyaç var.

Devamı
Deprem Sonrası Yeniden Yapılandırmanın Finansmanı
Körfez İle İlişkiler Türkiye nin Rekabet Gücüne Katkı Sunacaktır

Körfez İle İlişkiler Türkiye’nin Rekabet Gücüne Katkı Sunacaktır

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Haftanın Z Raporu programında, Türkiye-Körfez ilişkilerinin Türkiye ekonomisine etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, A Para ekranlarında, Merkez Bankası’nın açıkladığı enflasyon raporu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Dünya Altın Konseyi verileri, 2023’ün ikinci çeyreğinde altın talebinin yıllık bazda 1255 tona yükseldiğini gösteriyor. Yine aynı kaynağa göre, son dönem altın talebi, esas olarak bireylerin ve şirketlerin tezgâh üstü alımlarından kaynaklanıyor. Çeyreklik 355 ton (2023 2. çeyrek) altın talebinin üçte biri de yine Türkiye’den gelmiş durumda.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, Ülke TV ekranlarında yayınlanan Gündem programında, gelecek ay açıklanacak olan Orta Vdeli Programın kapsamı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

KEİ, farklı ekonomik dinamiklere, renkli bir potansiyele ve ihtiyaçlara sahip bölge ülkeleri için yeni ekonomik oluşum ve kazan-kazan fırsatları öne çıkaran, üye ülkelerin karşılıklı faydasını gözeten bir iş birliği örgütü. Ancak, Karadeniz’in yeniden bir barış, istikrar ve refah havzası haline gelmesi hedefi yeni dönemde Türkiye’nin atacağı proaktif hamlelere bağlı.

Yeni Ekonomi Yönetiminin Yol Haritasında Neler Var?

Genel seçimler sonrası ekonomi yönetiminde değişim meydana geldi. Mehmet Şimşek ve Cevdet Yılmaz beylerin Türk ekonomisinin başına getirilmesi rasyonel ekonomi politikalarına dönüşü hızlandırdı. Merkez Bankası ve diğer ekonomi kurumlarında yapılan atama ve değişikliklerle yeni ekonomi yönetimi direksiyonun başına geçti. Temmuz ve Ağustos aylarında atılan adımların senenin sonuna kadar devam etmesi, 2024'ün ortalarından itibaren rasyonel ekonomi politikalarının çıktılarını daha görünür hale getirecektir. Enflasyonla mücadele için atılan adımların başında faiz artışları, kredi daralması ve taksitlendirme imkanlarının kısıtlanması gelirken kamunun gelir kaynakları çeşitlendirilmeye çalışılıyor. Yeni ekonomi yönetiminin yol haritasında ise yeni reform süreci bulunuyor.

Devamı
Yeni Ekonomi Yönetiminin Yol Haritasında Neler Var
Merkez Bankasının Faiz Kararı Ne Anlama Geliyor

Merkez Bankasının Faiz Kararı Ne Anlama Geliyor?

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, 24 TV ekranlarında yayınlanan Türkiye Gündemi programında, Merkez Bankası’nın faiz kararı üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Orta Vadeli Program (OVP) gelecek üç yıllık süreçte temel verileri, hedefleri ve öngörüleri içinde barındırmaktadır. Büyüme, istihdam, fiyat istikrarı ve kamu maliyesi gibi ekonominin farklı dayanaklarının nasıl bir şekilde geliştirileceği OVP’de yer alır. 2024-2026 yılları arasındaki dönemi içeren program fiyat istikrarı temelli olarak tasarlanmıştır. 2021’in sonlarından itibaren ciddi bir problem alanına dönüşen enflasyonu kontrol altına almak için işleme alınan önlem ve tedbirleri sıralayan OVP fiyat istikrarını sağlamayı hedefliyor. Enflasyonu orta vadede tek haneye düşürmeyi, iş ve yatırım ortamını iyileştirmesi ve mali disiplini korumayı odağına alan program afetlerle etkin mücadeleyi konu ediniyor. 2026’da yüzde 8,5’lik enflasyon, 1.3 trilyon dolarlık milli gelir, 15 bin dolara yaklaşan kişi başı gelir ve 300 milyar dolarlık ihracat hedefini ortaya koyan program yeşil dönüşüme vurgu yapıyor.

Orta Vadeli Programda (OVP) yedi öncelikli reform alanı bulunmaktadır. Mali disiplin vurgusuyla işleme alınacak olan reformlar belli bir takvim şeklinde hayata geçirilecektir. 39 başlık altında toplanan yedi öncelikli reform alanı büyüme ve ticaret, kamu maliyesi, iş ve yatırım ortamı, yeşil ve dijital dönüşüm, fiyat ve finansal istikrar, beşerî sermaye ve istihdamdan oluşmaktadır.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, Kanal 24 ekranlarında yayınlanan Türkiye Gündemi programında, Eylül ayı ihracat rakamları ve Borsa İstanbul’un yatırım performansı üzerinden Türkiye ekonomisinin son durumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin ikinci uzun vadeli strateji belgesi, yeni dönemin ekonomi yol haritası, stratejileri ve eylemlerini ortaya koyan Türkiye Yüzyılının ilk kalkınma planı (12. Kalkınma Planı) meclise sunuldu. Ortak akılla, farklı paydaşların da doğrudan katkısı ile hazırlandığı ilan edilen yeni Kalkınma Planı, hükûmetin önümüzdeki 5 yılının yol haritasını ve 2053 vizyonunu yansıtıyor.

Türkiye’de yeşil dönüşüm sürecinin hızlandırılması için kurulacak Türkiye Yeşil Fonu, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası tarafından idare edilecek bir finansal destek mekanizmasıdır. Fonun Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına tabi ve girişim sermayesi yatırım fonu statüsüne sahip olması planlanıyor.

2024 yılı bütçesi (merkezi yönetim bütçesi) mecliste. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin altıncı, "Türkiye Yüzyılı"nın ilk bütçesinin meclis görüşmeleri Ekim ayında başlamıştı. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonundaki 1 aylık müzakerelerin ardından, önümüzdeki günlerde TBMM Genel Kurulu'na sunulması bekleniyor.

21. yüzyıl teknolojik dönüşümle ilerliyor. Ülkeler teknolojik altyapılarını kuvvetlendirmek için rekabet ediyorlar. Yapılan çalışmaların rakip ülkelerden korunması için tedbirler alınıyor. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) alanı mevcut rekabetin temelini oluşturuyor. ABD ve Çin kendi aralarında teknolojik yarışı hızlandırırken dördüncü sanayi devrimi olarak isimlendirilen süreç giderek güçleniyor.

Global krizler silsilesi, ardında fiyat istikrarını bozucu etkiler bıraktı. 2020’de başlayan pandemi ve sonrasında gelen enerji krizi küresel enflasyonu tarihi yüksek seviyelere çıkardı. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere çift hanelere çıkan tüketici fiyatları alt ve orta gelirli grupları derinden etkiledi. Türkiye’de de benzer bir süreç yaşandı. Tedarik krizi, ürünlerin tüketiciye ulaşmasını zorlaştırırken enerji fiyat artışları maliyetlerin yükselmesine neden oldu. Gıda fiyatları da Birleşmiş Milletler Gıda Fiyat Endeksi’ne göre kayıtlara alınan tarihten itibaren yüzde 65’e ulaşarak en yüksek rakama geldi. Enerji, gıda ve tedarik yönlü küresel bir krizi andıran sürece bölgesel savaşlar eklemlendi. Ukrayna’da başlayan ve farklı ülkelere yayılma riski taşıyan çatışma, maliyetlerin yukarıya doğru zıplamasına sebebiyet verdi. Merkez bankalarının 2020’den sonra küresel piyasalara enjekte ettiği 20 trilyon dolarlık kaynak da enflasyonist baskının artmasında önemli bir rol üstlendi. Global borçluluk düzeyinin üç senelik dönemde 200 trilyon dolardan 300 trilyon dolara çıkması ise yeni krizlerin meydana gelebileceğine işaret ediyor. BM, IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar 2024’te de enflasyonist baskının süresini ve 2025’te makul seviyelere geri çekilme ihtimaline vurgu yapıyorlar.

2023, Türkiye için aynı zamanda depremin ve acıların yılı da oldu. Buna rağmen Türkiye, depremin yaralarını hızla sarmaktadır. Depremin sarstığı 11 ilde konut ve altyapı başta olmak üzere ciddi bir yenilenme sürecine gidilmiş durumdadır. Yine de depremin 104 milyar doları bulan maliyetinin yanında, büyüme ve enflasyon üzerinde de etkileri oluştu.

2020-2023 dönemi küresel kriz dalgalarıyla geçti. 2020’de başlayan salgın küresel tedarik ve üretim krizini ortaya çıkardı. 2021’in sonlarında belirginleşen global enflasyon krizleri daha kaotik hale getirdi. 2022 Şubat’ta alevlenen Ukrayna Savaşı öncelikle enerji ardından gıda fiyatlarını petrol krizleri dönemindeki fiyat seviyelerine çıkardı. Petrol fiyatları iki katından fazla artarken doğalgaz on kat artış gösterdi. Gıda fiyatları ise Bileşmiş Milletlerin kayıtlara ilk aldığı tarihten itibaren yüzde 65’lik seviyesiyle tarihi zirveye tırmandı. Tedarik, enerji ve gıda fiyatlarının yükselmesi global enflasyonu da son 50 yılın en yüksek seviyelerine çıkardı. Gelişmiş ülkelerde çift haneli rakamlar görülürken FED ve Avrupa Merkez Bankası politika faizlerini enflasyonla mücadele için yükseltmeye başladılar.

SETA Ekonomi Araştırmacısı Deniz İstikbal, A Para ekranlarında yayınlanan Analiz programında, Türkiye ekonomisinde son zamanlarda yaşanan gelişmeler ve gelecek perspektifi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Uzun ve zorlu bir müzakere döneminin ardından nihayet TBMM, İsveç'in NATO üyeliğini onayladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini onaylaması şüphesiz mevcut siyasi iradenin bir yansıması. Türkiye her ne kadar süreci ertelese de ABD, F-16 satışını fiilen İsveç'in NATO üyeliğinin onaylanmasına bağlamış durumdaydı. Biden Yönetimi kamuoyu önünde bu bağlantıyı hiç kabul etmemesine rağmen Kongre üyeleri bu gerçeği açıkça ifade etmekten hiç imtina etmedi. Ancak Türkiye'nin onayına rağmen F-16 satışının yine de Türkiye karşıtı temayülün çok güçlü olduğu ABD Kongresi'nde engellenmesi ihtimali bulunuyor.

IMF’ye göre; Türkiye 2024’te 1,34 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğüyle küresel sıralamada 17. sırada bulunuyor. Türkiye, 800 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ve 80 binden fazla yabancı yatırımcı firmasıyla küresel ekonomide önemli bir yer tutuyor. İstihdamın ulaştığı 32 milyonluk hacme 120 milyar dolarlık hizmet ihracatı eşlik ediyor. Dünyanın en büyük sekizinci tarım ekonomisi olarak 35 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye, küresel sanayi devleri arasında 360 milyar dolarlık üretim değeriyle 12. sırada yer alıyor. Satın alma gücü açısından gelecek yıllarda 9. sıraya yükselmesi beklenen Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğunu söylemek mümkün.