Uzmanlar, Dibeybe'nin Türkiye ziyaretinin, Türkiye ile Libya arasında 2019'da imzalanan deniz yetki alanları anlaşmasının meşruiyetini yenilediğini ve ikili ilişkilere gerek siyasi gerek ekonomik açıdan yeni bir ivme kazandırdığını kaydetti.
Devamı
AB çevreleri AB Konseyi Başkanı Michel ve AB Komisyon Başkanı Leyen'in Ankara seyahatini 'koltuk krizi' iddiasıyla gölgelemeye çalışıyor.
Devamı
'Koltuk krizi' olarak ifade edilen tartışmanın gölgesinde meydana gelen temaslar Türkiye tarafında olumlu karşılanmıştır. Avrupa medyası ise 'koltuk krizi' üzerinden Türkiye'yi haksız şekilde itibarsızlaştırma yarışına girdiler.
Kanal İstanbul'un Montrö Sözleşmesi'nin getirdiği kazanımları ortadan kaldıracağı yorumu, emekli amirallerin bildirisinin ana korkusuydu.
Türkiye çok mücadele verdi ama öncelikli kriz konularının hepsinde kendine çok geniş bir alan kazandı. Doğu Akdeniz, Suriye, Karabağ ve terörle mücadele birer başarı hikâyesine dönüştü.
Öncelikli gündem maddeleri olarak görülebilecek neredeyse tüm başlıklarda Türkiye eli en rahat olan ülke. Çünkü bir önceki dönemde en fazla sayıda güvenlik sorunuyla yüzleşti ve bunlardan güçlenerek çıktı.
Devamı
Bölgemizde herkes için yeni bir stratejik değerlendirme zamanı.
Türkiye'nin bölgede sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerinin iyileşmesi tabii ki sevindirici bir gelişme.
Birçok ülkenin dış politikası yeniden şekillenmeye başladı. Yeni dizilişler karşımıza çıkıyor.
Görüldüğü gibi Türkiye baskın bir diplomasi ve ciddi bir efor ortaya koyduğunda bölgesel meseleleri baş aşağı edebiliyor. Diğer aktörler de bunu benimsemeye başladı.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 55. sayısı çıktı.
Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika gerek bölgesel gerekse küresel aktörler arasında yoğun güç mücadelesinin yaşandığı bölgeler.
Türkiye yönünü çoktan “bağımsızlık” olarak belirledi de küresel güçlere bu politikasını kabul ettirmenin çabası içerisinde. Zira gerek ABD ve AB gerekse Rusya ve Çin, bütün küresel güçlerin yaptığı gibi nüfuz alanlarını koruma ya da genişletme çabası içerisinde. Türkiye de diğer orta büyüklükteki devletler ya da bölgesel güçler gibi onların bu nüfuz politikalarının hedefi durumunda.
Bir Bakışta Türkiye-AB İlişkileri
Küresel güç mücadelesinin dayattığı rasyonel politika Türkiye’nin Avrupa ile ilişkilerindeki en önemli avantajıdır.
Türkiye, sorunların çözümünde izlenecek yönteme ilişkin olarak herhangi bir kategorik karşıtlık dile getirmemiştir. Bu nedenle görüşmelerin geleceğinde Yunanistan'ın tutumunun belirleyici olacağı söylenebilir.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Ermenistan'ın, işgal politikalarına son vermesi halinde Türkiye, Azerbaycan, İran, Rusya ve Gürcistan'ın bölgenin refahı için başlattığı oluşuma dahil olabileceğini, Nahçıvan koridoru sayesinde transit ülke konumuyla uzun vadeli bir barışın teminatı olabileceğini söyledi.
Ankara son dönemde attığı adımlarla Avrupa ile iş birliği eksenli bir ilişki geliştirmek istediğini, sorunları diplomasi yoluyla çözmek istediğini gösterdi.