PISA 2012: Eğitimde İbre Pozitif mi?

Türkiye eğitimi, önemli sorunlarla birlikte, daha iyiye doğru gidiyor. Türkiye, PISA'da herhangi bir AB ülkesini ilk defa 2012'de geçti.

Devamı
PISA 2012 Eğitimde İbre Pozitif mi
PISA Sonuçları Ne Anlatıyor

PISA Sonuçları Ne Anlatıyor?

PISA eğitim sisteminin performansını ölçmemektedir. Bu tür değerlendirmeler, eğitim sisteminin başarılı ya da başarısız yönlerini göstermekten uzaktır. Bu eksikliklerine rağmen PISA sonuçları bize oldukça anlamlı veriler sunmaktadır.

Devamı

SETA Eğitim Araştırmaları Direktörü Bekir Gür, Türkiye'de merkezi sınavlara toplumun pozitif bir rol atfettiğini, ancak sınavlara dair şaibelerin aydınlatılmasının yargı engeline takılmasının toplumun devlete olan güvenini sarstığını belirtti.

STK temsilcileri, akademisyen ve gazetecilerin katılımıyla gerçekleştirilen “2013'te Eğitim” çalıştayında, 2013'te eğitimle ilgili yaşanan gelişmeler ve 2014 beklentileri ele alındı.

Türkiye'de 2013 yılında eğitimin konu edildiği analizde, Milli Eğitim'de müfredat düzenlemesi, öğretmen yetiştirme stratejisi ve atamalar, dershanelerin dönüşümü, Yükseköğretim Yasa Taslağı başta olmak üzere pek çok konu yer alıyor.

SETA Ankara Eğitim Araştırmacısı Zafer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda ücretsiz tablet bilgisayar dağıtımına ilişkin yaptığı değerlendirmede, uygulamanın eğitim sistemine önemli katkısı olacağını ve başarı getireceğini belirtti.

Mahalle Baskısı ve Seçmeli Din Dersleri

Ailelerin din eğitimi taleplerinin eğitim sistemine yansıtılmasına fırsat verdiğinden dolayı, önemli bir demokratik potansiyel taşıyan seçmeli din derslerinin uygulama sorunlarının tespit edilmesi ve giderilmesi, büyük bir önem taşımaktadır.

Devamı
Mahalle Baskısı ve Seçmeli Din Dersleri
Yeni Türkiye'nin Eğitimi ve 4 4 4 Reformu

'Yeni Türkiye'nin Eğitimi ve 4+4+4 Reformu

Okula başlamayı ertelemek için sağlık raporu talebi, haftalık ders saatinin 36 saat olması, seçmeli derslerin fazlalığı gibi kanundan kaynaklanmayıp MEB'in yaptığı düzenlemeler, 4+4+4 sisteminin ilk yılında en çok aksayan hususlar olarak ortaya çıktı.

Devamı

AK Parti hükümetleri, yükseköğretimin ülke sathına yaygınlaşması ve kitleselleşmesi konusunda büyük yatırımlar ve altyapı çalışmaları yaptılar. Şimdi benzer bir atılımın yükseköğretimdeki insan kaynaklarının iyileştirilmesi için yapılması lazım.

Üniversite mezunları, donanım ve eğitimlerine uygun iş bulamıyorlar. Çözüm; yükseköğretim mezunlarının çalışabilecekleri yani daha nitelikli çalışan arayan sektörlere yönelik teşvik ve yatırımları artırmak.

Her fırsatta “Türkiye, insani gelişmede Batı'dan çok geri” diye bize ders veren Batıcı çok bilmişler ile “memlekette bu kadar çok üniversiteye ne gerek var?” diyenler genelde aynı kişiler.

2013-2014 eğitim-öğretim yılında SBS'nin kaldırılması ile birlikte MEB tarafından uygulamaya konan Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavı, 22 Ağustos 2014'de açıklanan yerleştirme sonuçları ile birlikte ilk senesini tamamlamış oldu.

Türkiye'deki din eğitimine ilişkin temel düzenleme, Tevhid-i Tedrisat olarak bilinen yasadır. Bu düzenleme, din eğitiminin örgün eğitim kurumlarında devletin gözetim ve denetimi altında verilmesi ilkesine dayanmaktadır.

Baktığımızda bu konuyu gündeme taşıyanların kahir ekseriyetinin, Türkiye'nin normalleşme sürecini bir rejim krizine dönüştürme çabası içerisinde olan aktörler olduklarını görebiliyoruz.

Hiçbir örgütlü manipülasyon olmazsa bile, yükseköğretimin üyelerinin çoğunluğu profesörlerden oluşan bir kurul yoluyla yönetilmesi, zaten bugüne kadarki YÖK yapısının ta kendisidir.

Okullarda başörtüsünün pedagojiye uygun olmadığını ifade edenler, yasaklar nedeniyle okul kapısında her gün başını açan öğrencilerin yaşadığı travmayı hangi pedagojik teori ile açıklıyorlar?

Bekir S. Gür imzalı “Eğitimle İmtihan”, yeni bir Türkiye'nin inşasında pozitif ve kurucu bir rol alması gereken eğitim sisteminin iyileştirilmesine dönük tartışmalara katkılar sunuyor.

Genç nüfusa sahip Türkiye'nin demokrasisinin ve ekonomisinin güçlenmesi için nitelikli bir insan kaynağına ihtiyacı var. Bundan dolayı da, eğitime ayırdığı kaynakları artırması ve yönetimi iyileştirmesi şart.

Eğitim politikalarını düzenli bir şekilde izleyen kuruluşların sayısı çok az olsa da, eğitim politikalarının belirlenmesinde hatırı sayılır bir etkileri var.

Bugün normallik olarak sunulan Kemalist milli eğitim, bir homojenleştirme projesidir. Yakın tarihimiz solcuların, İslamcıların ve Kürt milliyetçilerinin muhalefeti ile bu projenin sınırlarına şahit oldu.