Hem faizlerin düşmesi hem de enflasyonun düşmesi yalnızca Merkez Bankası'ndan beklenilemez. Bu dönemde, Merkez Bankası'nın yanı sıra, bankalar ve BDDK'nın da süreçte yer alması gerekiyor.

Başkanlığa Murat Çetinkaya'nın atanması, bankanın içeriden atama ve kurumsal devamlılık geleneğini sürdüren bir adım olduğu için piyasalar tarafından olumlu karşılandı.

Bu yeni dönemde Türkiye'de politika yapıcıların, akademisyenlerin ve iş dünyası temsilcilerinin Merkez Bankası için alternatif hedeflerin neler olabileceğini tartışmaları gerekmektedir.

Merkez Bankası'nın bu göstergelerle elbet bir miktar rahatlayacağı ancak faiz indirimine usul usul gideceği görüşündeyim.

İstanbul Finans Merkezi (İFM), faizsiz finansal araç alternatifi sunarak, sermaye sahiplerinin yatırımlarını Türkiye'de değerlendirmesinde öncü rol üstlenebilir.

3. çeyrekte durağan bir resim veren sanayi verilerinin son çeyrekte hızlandığına şahit olduk. Bu kapsamda ilgili sanayi göstergelerinin, özellikle tüketimde bir kıpırdanmayı sinyallediği de göze çarpıyor.

Yüksek faizin de sebep olduğu düşük büyüme oranı, düşük yatırım ve üretim maliyeti ve rekabet gücünün azalması ekonomi için olumsuz göstergelerin oluşmasına neden olmaktadır.

Halk, çoğu ülkede olduğu gibi, seçmenin zayıf hafızasının anımsayabildiği, hemen yakın geçmişteki ekonomik gidişata bakarak iktidardaki partinin notunu verecek.

ABD'de faiz artırım kararının ardından para politikasının sonuçlarının halen daha tartışılıyor olması, tüm sorunların yalnız para politikaları ile çözülemeyeceğini gösteriyor.

Türkiye, Ali Mazrui'nin ifade ettiği şekliyle modern Afrika'yı etkileyen "yerel, İslami ve Batılı kodlar"ı veri kabul ederek bu coğrafyada etkili olmak istiyor.

Negatif faiz, gerek artısı eksisi, gerekse etkinliği halen tartışmalı bir mesele olarak, “her şeyi para politikasından beklemeyin” paketinin içindeki yerini güçlendirmeye devam ediyor.

Dünya çapında ne zamandır yaşanan FED gerginliği, bir 16 Aralık günü nihayete erdi. ABD Merkez Bankası FED beklentiler yönünde hareket ederek, “federal funds rate” aralığını %0,25-0,50 bandına yükseltti.

Hatice Karahan, ABD Merkez Bankası’nın faizi 25 baz yükselterek yüzde 0.25-0.50 aralığına çekmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

FED’in faiz artırım kararının ardından Türkiye Merkez Bankası’nın ne yönde karar alacağını cevaplayan Erdal Tanas Karagöl, merkez bankasının faiz artırımı konusunda bir adım atmayacağını belirtti.

FED’in 25 baz puanlık faiz artırma kararının ardından Türkiye’de de finansal pi-yasalar otomatik olarak bir artış beklentisine sokulmuştu.

Çıkarımlar bir hamle beklentisi yönünde olsa da, yönlenmeleri bir tarafa koyduğumuzda ille de bir hamle gerekiyor muydu?

FED'in faiz kararına bağlı olarak Merkez Bankası’nın faiz politikalarında sadeleştirmeye gidecek olmasını olumlu bulan Hatice Karahan, piyasanın önümüzdeki bir ayı sakin geçireceğini söyledi.