Perspektif: GSYH 2012-II. Çeyrek Değerlendirmesi

SETA'nın hazırladığı çalışmaya göre, 2012 yılı II. çeyreğinde ekonomik büyüme aralıksız devam ediyor. Raporda büyümenin lokomotifi olarak ise ihracat gösteriliyor.

Devamı
Perspektif GSYH 2012-II Çeyrek Değerlendirmesi
Kredi Notu Artırımı ve Sonrası

Kredi Notu Artırımı ve Sonrası

Türkiye, bölgede sağladığı politik gücü, ekonomik boyuta taşımalı ve alternatif kredi derecelendirme kurma konusunda öncü olmalıdır.

Devamı

Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükselmesi ile olası sermaye girişleri TL'nin değerlenmesine neden olabilir.

Türkiye, yakın ve Ortadoğu ülkelerinde coğrafi çeşitliliği sağlayarak hem pazar payını büyütmüş hem de ihracata pozitif bir ivme kazandırmıştır.

Analizde, cari açık sorunu, azalan makro-finansal riskler, sürdürülebilir ekonomik büyüme, enflasyondaki azalış ve krizlere karşı direncin artması gibi ekonomide 2012'nin önemli başlıkları ele alınıyor.

Büyümek (dengeli) isteyen bir ekonomiye de fırsat verilmeli ve görünmeyen çıpalar ile ekonomi boğulmamalıdır.

"Türkiye-IMF İlişkileri' SETA'da Tartışıldı

SETA tarafından hazırlanan "Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem" başlıklı analiz, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın konuşmacı olarak katıldığı bir panelle kamuoyuna tanıtıldı.

Devamı
quot Türkiye-IMF İlişkileri' SETA'da Tartışıldı

Türkiye-IMF İlişkilerinde Yeni Dönem

Türkiye, 1961 yılında IMF ile gerçekleştirdiği ilk stand-by anlaşması ile 2008'de sona eren son stand-by anlaşmasına toplamda 19 stand-by yapmıştır. Türkiye, 30 yılı aşan stand-by ile yaşama döneminde, IMF'den 50 milyar doların üstünde kaynak sağlayan ülkelerden biri olmuştur.

Devamı

Türkiye'nin 1947 yılından bu yana süregelen ve özellikle de 2001 ekonomik krizinin ardından toplumun hemen hemen her kesiminin aşina olduğu IMF ile ilişkiler 13 Mayıs 2013'te kalan son borcun da ödenmesiyle yeni bir evreye girdi. Bundan sonraki dönemde Türkiye'nin IMF ile ilişkileri bütün üye ülkelerin tâbî olduğu dördüncü madde kapsamında rutin olarak devam edecek. IMF Türkiye Temsilciliği'ndeki görevli sayısı 19. stand-by anlaşmasının sona erdiği 2008 yılında hali hazırda yarı yarıya azaltılmıştı. Böylece IMF Türkiye Temsilciği altı ayda bir değerlendirmeler yapan irtibat bürosuna dönüştü, ilişkilerin seviyesi düşürüldü.

2013 yılında cari açık ve ekonomik büyüme arasında tercih noktasına gelmemek için, ekonomide uygulanacak uzun vadeli yapısal önlemler ile cari açığı artırmadan ekonomik büyümenin sağlanması gerekmektedir.

Türkiye ekonomisinde son 11 yılda gerçekleştirilen iyileştirmeler ekonomideki dengesizliklerden rant sağlayan bazı kesimlerin çıkarlarına ters düşmüştür.

FED'in açıklamaları ve Gezi olaylarının faiz oranları ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini değerlendiren SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl, faiz artışının getireceği ek yükü toplumun ödeyeceğini belirtti.

Sermaye giriş ve çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmaması için ülkeye yatırım fonlarının girişi teşvik edilmeli çıkışlar için tedbir alınmalıdır. İFM projesi yabancı sermaye giriş çıkışlarının istikrarsızlık unsuru olmasını engelleyecektir.

SETA Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, faiz artırımının mevcut sermayenin ülkeden çıkmasını engelleyeceğini dile getirdi.

SETA Ekonomi Direktörü Prof. Erdal Tanas Karagöl, faiz artışının yatırım maliyetlerini yükselttiğini hatırlatarak, “Faiz artırımı maliyetli ancak riskli olan ülkeler için faiz artırmaktan başka da araç yok” dedi.

Yüksek faiz- düşük kur filmi daha önce bu ülkede izlenmiş ve bu politikanın en önemli sonucu olan yüksek cari açık, düşük ekonomik büyüme ile telafi edilmiştir. Bu da GSYH'nın düşük seviyelerde gerçekleşmesine neden olmuştur.

Küresel ticaret ve finans akışlarına açık kalarak büyüme ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirmeye odaklanan serbest piyasa ekonomilerinde güçlü gelecek vizyonunu inşa eden iki kurucu kavram, “istikrar” ve “öngörülebilirlik”tir.

Merkez Bankası'nın, faiz oranlarının artırılmasına ilişkin aldığı kararı “çok radikal bir karar” olarak niteleyen SETA Ankara Ekonomi Araştırmaları Direktörü Erdal Tanas Karagöl, kararın beklenen bir karar olmadığının da altını çizdi.

Düşünce veya siyasa/araştırma kuruluşları, akademisyenliğin ve gazeteciliğin avantajlı taraflarını birleştirmeye olan ihtiyacı karşılarlar.

2002 yılı sonrasında ülkede sağlanan siyasi ve ekonomik istikrar ekonomik büyümenin sürekliliğine ve ekonomiye duyulan güvenin artmasına katkı sağlamıştır.