Podcast: Türkiye-Afrika İş Birliği | Güçlü Bağlar, Ortak Gelecek

Moderatör : Tunç Demirtaş, SETA Konuşmacılar : Mehmet Güllüoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Darüsselam Büyükelçisi Abdinor Dahir, Somali Yatırım Ajansı Türkiye Direktörü Gökhan Kavak, Anadolu Ajansı

Devamı
Podcast Türkiye-Afrika İş Birliği Güçlü Bağlar Ortak Gelecek

2023’ün ilk haftalarında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Güney, Orta ve Doğu Afrika ülkelerine yönelik ziyaretleri Türkiye Yüzyılı’nda Afrika’yı özel olarak konumlandıracağını gösteren bir tavır sergileyeceğinin işaretidir.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca düzenlenen Türkiye-Afrika Medya Zirvesi'nin ikinci gününde 'Süreğen Kriz Çağında Uluslararası Düzen(sizlik)' başlıklı oturum gerçekleştirildi.

Türkiye insani diplomasiden yana tavır alıyor. Afrika'da en fazla temsilciliği bulunan ülkeler arasında üst sırada yer alan Türkiye kıtanın kalkınması için çaba gösteriyor. Karşılıklı ortak kazanca odaklanan Türkiye kıtanın sahip olduğu reel olgular üzerinden politika gerçekleştiriyor.

Bu analizde son yirmi yıl zarfında ivme kazanan Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle iş birliğinin mahiyeti ve muhtemel istikameti ele alınmaktadır.

Açılımdan ortaklığa ‘Yakınımızdaki Afrika’

Bu vizyon Afrika'yı Afrikalıların perspektifiyle görme ve ortaklaşa kalkınma anlayışına oturuyor. Türkiye-Afrika ortaklığı kalkınma yardımlarından altyapı, tarım, sağlık, telekomünikasyon ve savunma alanlarına kadar uzanıyor.

Devamı
Açılımdan ortaklığa Yakınımızdaki Afrika

Emine Erdoğan, Afrika'nın zengin potansiyeliyle, geçmiş kara günleri aşacağına ve bu yüzyılın en büyük güçlerinden biri olacağına inandığını dile getirdi.

Afrikalı devletlerin ve halkların menfaatlerini önceleyen insani bir politika olarak başlayan Türkiye'nin Afrika politikası eşitlik temelinde ciddi bir ortaklığa evrilmektedir. Kısa zaman içerisinde savunma sanayi gibi bazı hassas sektörlerdeki işbirliğinin de etkisiyle taraflar arasındaki işbirliği artarak devam edecektir.

'İnsanlığın koşar adım büyük bir kaosun içine sürüklendiğini' söyleyen Erdoğan, BM sistemini reform etmeye ve daha adil ilişkiler kurmaya çağırıyor.

Türkiye'nin Afrika politikası, bölgeye yönelen diğer aktörlerin aksine, ekonomik fırsatları ve maliyet avantajları öncelemek yerine kıtanın kalkınmasını da hedefleyen bir yaklaşımla şekilleniyor.

Türkiye ve Almanya, Afrika’nın geleceğinde önemli yer edinebilecek iki Avrupalı ülke. Kalkınma geçmişleri ve tecrübeleriyle kıtanın gelişmesine katkı sunabilecek, siyasi ajandaları diğer aktörlere kıyasla daha pozitif ülkeler.

Afrika ülkeleri için Türkiye’nin bölgeye yaptığı yatırım ve yardımlar, Batılı ülkelerin aksine, iki tarafın da çıkarlarına hizmet etme maksadı taşıyor. Türkiye bu yönüyle, sömürgeci geçmişe sahip Batılı ülkelerden farklılaşmaktadır.

Bu raporda Pekin ve Ankara yönetimlerinin Afrika Kıtası’ndaki ekonomik ve siyasi rekabeti karşılaştırmalı bir şekilde analiz edilerek Çin ve Türkiye’nin iş birliği için izlemeleri gereken politikalara odaklanılmaktadır.

Doğu Akdeniz’deki Türkiye faaliyetlerinden rahatsız olan Macron’un provokatif hamleleri bir bir elinde patlıyor. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Saadet Oruç, Fransa'nın Türkiye karşıtı tutumuna ilişkin, "Fransa'nın Orta Doğu politikası da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsrail çizgisinde ilerliyor. Türkiye'yi hedef alan, Türkiye düşmanlığında sınır tanımayan bu cephenin de bir tarafında yine Fransa'yı görüyoruz." ifadelerini kullandı.

21. yüzyılın getirdiği yeni fırsatlarla birlikte Afrika'nın sorunlarına çözüm üretebilecek farklı güçler ortaya çıktı. Bu güçlerin arasında Çin ve Türkiye, kıtanın gelecek yüzyılında etkili olacak aktörler olarak kendilerini gösteriyorlar.

AB’nin özellikle Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası terörle mücadelesine yönelik tavrı kabul edilemez boyutlara ulaşmış durumdadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Afrika turunun son durağı Mali'deydik. Erdoğan, "Afrika İslam medeniyetinin en önemli merkezlerinden biri" olarak nitelediği Mali'yi cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaret eden ilk Türk lideri.

Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 16 yılda 6 kat artarak 20 milyar dolara ulaşmıştır.

GFP (Global Firepower) isimli kuruluş her yıl 50'den fazla faktörü göz önünde bulundurarak dünya ülkelerinin askeri kapasitelerini indeksliyor.