Yeni dönemde bölgesel güçler arasındaki büyük oyun Türkiye, İran ve İsrail arasında. Bu oyunun avantajlısı Ankara. İran eliti milliyetçi duygusallığı ve abartılı umudu bir kenara bırakıp yeni bölgesel jeopolitiğe odaklanmalı.
Devamı
Ankara'nın dış politikası ideolojik hülyalara değil, etrafındaki güç boşluklarını hesap eden jeopolitik realizme dayanıyor.. Erdoğan'ın hamlelerini 'Yeni Osmanlıcılık', 'Türkçülük' ya da 'İslamcılık' olarak sunanlar aslında Ankara'nın müdahale ettiği jeopolitik denklemlerde pozisyon kaybettiğini düşünen ya da daha fazlasını alamayacağını gören aktörler: Yunanistan, BAE, Fransa ya da İsrail gibi.
Devamı
Davos’la başlayan ve sonrasında Türkiye’nin küresel ve bölgesel aktörlerle karşı karşıya kaldığı hemen her kritik süreç 'otoriterleşme' ve 'eksen kayması' gibi tartışmalarla senkronize biçimde ilerleye geldi.
Ulusalcılık ve devletçilik gibi ilkelerin bastırılması doğal olarak Atatürkçülüğün de devre dışı bırakılması sonucunu getiriyor. CHP tabii ki Atatürkçülüğü kendi söyleminin bir parçası olarak kullanmaya devam edecektir. Ama bu bir söylemden ibaret kalacaktır.
Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin yerine oturtulmaya çalışılan yeni ideolojik konumlanmasında Atatürkçülerin yeri bulunmamaktadır. Bu CHP'de Atatürk artık yalnızca gerekli görüldüğünde kullanılan bir siyasi refleks ve popülist reaksiyon aparatı halini almıştır.
Önder Sav, Onur Öymen gibi CHP'nin içinde kariyer derdi kalmayanlardan da güçlü bir açıklama duymadık.
HDP'nin CHP'ye yaklaşacağını savunadursunlar CHP, HDP çizgisine doğru kayıyor.
Devamı
CHP'nin gerçekten ciddi bir sorunu var. Uzun süredir küreselcilik, marjinal solculuk, hatta HDP çizgisi CHP'de kol geziyor. Bazı CHP seçmenlerinin bu durumdan rahatsız olduğunu anlamak için uzman olmaya gerek yok. Eğer İnce Atatürkçülük kavramsallaştırmasını kendi adına bir çizgi olarak belirleyebilecek olursa kendine geniş bir alan açabilir.
Devamı
SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, CHP içerisinde yaşanan tartışmalar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
FETÖ kendince toplum düşmanlığını yapmaya devam ediyor. Türkiye'nin hızlı adımlar atarak sosyal medyada ortaya çıkan bu kirliliğe müdahale ediyor olması değerli. Aynı şekilde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un düzenli açıklamalar yaparak gerçek bilgileri toplumla paylaşması FETÖ ve uzantıları tarafından oluşturulmaya çalışılan atmosfere izin vermiyor.
Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı 2019 Ortaöğretim Kurumlarına İlişkin Merkezi Sınav raporunda temel bulgular nelerdir? Merkezi sınav sonuçları eğitim sisteminin yapısal sorunlarına dair neler söylemektedir? Ortaöğretim tercih ve yerleştirme kılavuzundaki değişiklikler nelerdir?
Bir siyasi parti ya da siyasetçi ne yaparsa meşru siyasetin sınırlarını aşmış olur? Bir siyasetçi farklı birçok değeri ya da siyasi çizgiyi savunabilir.
28 Şubat 1997 tarihinde Milli Güvenlik kurulunun 406 Sayılı Kararı Türk siyasi hayatını ve eğitimi kökten ve doğrudan etkiledi.
AK Parti-MHP cephesinde yerel seçimlerde ittifak yapılmayacak olması Cumhur İttifakı’nın sonlandığı anlamına gelmemektedir. Bunun için geçerli bir sebep olmadığı gibi mevcut siyasi şartlar bu iki partiyi birbirine daha fazla yaklaşmaya zorlamaktadır.
İki parti de hem birbiriyle centilmence rekabet etme hem de eski Millet İttifakı partilerinin adaylar üzerinden işbirliği yapması riskini yönetmek durumunda.
Yeni liseye geçiş sistemi..
Devlete ve milli iradeye karşı FETÖ ile iş tutmak, PKK'nın uzantısı HDP ile yan yana gelmek, DHKP-C'ye arka çıkmak CHP'nin rutin pratiği olmuştur.
Kriter Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Fahrettin Altun ABD’nin FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD, faiz lobisi ve ülke içinde CHP ile yürüttüğü Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabalarını ele aldı.
SETA Genel Koordinatör Yardımcısı Altun, "CHP'nin 2019'a giderken elinde irtica söylemi dışında aparatı kalmadı. Kılıçdaroğlu partisinin başına geçerken Baykal'ın uyguladığı bu siyaseti terk edeceğini söylemişti. Şimdi buna geri döndü." dedi.
Erken Cumhuriyet döneminden itibaren, devletin ve dolayısıyla iktidarın sahipliğini kendisinde gören çevreler, çerçevesini yine kendilerinin belirlediği “modernleştirici paradigma” etrafında bir “makbul vatandaşlık” tanımı yaptılar. “Modernleştirici paradigma” etrafında oluşturulan “Kemalizm” “biz” ve “öteki” düşüncesi etrafında “dışlayıcı pratiklerin” hâkim olduğu bir kimliğe dayanmaktaydı.