FETÖ ile Mücadelenin Seyri

Şimdilik örgütün beli kırıldı ise de yakın ve uzak gelecekte tehlike olması ihtimali hâlâ çok güçlü. Bu yüzden FETÖ ile mücadele güncel siyaset üstü bir kamu bilinci ile yapılmak zorunda.

Devamı
FETÖ ile Mücadelenin Seyri
Sorun Can'dan Daha Derin

Sorun Can'dan Daha Derin

Can Dündar’ın Avrupa’da bir saraydan başka bir saraya koşarak; bir gazeteden başka bir gazeteye geçerek yaptığı dezenformasyon, zihinsel sömürgeleşmenin post modern versiyonudur.

Devamı

FETÖ sadece Türkiye’ye zarar vermek için kullanışlı bir enstrüman değildir. Soğuk Savaş sonrasında 160 ülkedeki militanları sayesinde o ülkelerin bürokrasisine, medyasına ve ekonomik hayatına sızmış uluslararası bir örgüttür.

Bu çalışmada farklı alanlardan uzmanlar FETÖ’nün çeşitli alanlara yayılan faaliyetlerini, tarihini, örgütsel yapısını, ekonomik kaynaklarını, devlet kurumlarının içerisine sızarak kadrolaşmasını ve dini görünümlü bir hareketten silahlı terör örgütüne dönüşümünü analiz ediyor.

15 Temmuz'un üzerinden bir yıl geçti. Biz maalesef daha dünyaya bunun nasıl zehirli bir örgüt olduğunu anlatmakta güçlük çekiyoruz.

Gezi’den 15 Temmuz’a, ne kadar Türkiye’nin istikrarına göz dikmiş grup varsa arkalarında BAE’nin desteğini hissetti.

CHP’nin Yürüyüşü ve ‘20 Temmuz Darbesi’ Söylemi

Ana muhalefetin protesto yürüyüşü yapması demokratik hakkıdır. Ancak bu yürüyüşün CHP'nin de içinde olduğu siyaset kurumuna zarar vermeyecek teyakkuz içinde yapılması zorunludur.

Devamı
CHP nin Yürüyüşü ve 20 Temmuz Darbesi Söylemi
Diasporik Bir Tehdit Olarak FETÖ

Diasporik Bir Tehdit Olarak FETÖ

Diasporadaki sosyal ve ekonomik sermayeleri göz önünde bulundurulduğunda örgütün sadece ülke içerisinde pasifize edilmesinin sorunu bütünüyle çözmeyeceği açıktır.

Devamı

Ana akım medya içerisinde yer alan ve uluslararası enformasyon akışını yönlendiren Batı medyasının özellikle 2009 Davos Zirvesi ve sonrasında yoğun bir ilgiyle Türkiye’yi takip etmesi, Türkiye’nin yükselen gücüyle paralel seyretmektedir.

Örgütün “çatı” davası başta olmak üzere tüm davalarda izlediği savunma stratejisinin özü, her şeyi inkar etme üzerine kurulu.

Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel iki ülke ilişkilerinin düzelmesi için adım atması gereken taraf Almanya olduğu için Ankara’dan beklediği tavizi alamadan dönmek zorunda kaldı.

Taksim Gezi Parkı şiddet eylemleri, Türkiye’nin yakın dönemde maruz kaldığı dış destekli saldırıların ilkiydi.

Sadece Türkiye için değil dünya için de bir tehdit olan FETÖ’nün hem iç hem de dış kamuoyuna anlatılması, mücadelenin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır.

AB’nin her şeye rağmen Türkiye için stratejik bir öncelik olduğu aşikar. Sadece Hollanda’nın seçim sürecindeki tavrı bile AB ile ilişkileri koparmaya yetebilirdi; fakat Türkiye ısrarla ilişkiyi sürdürmeyi tercih etti.

Obama dönemi kalıntısı bazı CENTCOM subaylarının perdelemeleri kalkarsa Türkiye ile ABD arasındaki eşgüdümün yapıcı ve kalıcı sonuçları daha net ortaya çıkacaktır.

Türkiye-ABD ilişkilerini yeni dönemde sadece Suriye bağlamında oluşacak ihtilaflar ve sahip olunan güvenlik kaygılarının "itici" etkileri şekillendirmeyecek.

Bu görüşmenin sonucuna ilişkin esas odaklanılması gereken nokta, ABD’deki FETÖ yapılanması ve elebaşı Gülen’in durumu. Sonraki süreçte, Washington yönetimi bir adım atarsa bu görüşme başarılı geçmiş demektir.

ABD’de, bu ülkenin Türkiye politikasının kendi çıkar ve algıları doğrultusunda belirlenmesi için çalışan lobiler olduğu gibi, Avrupa’da da aynı şekilde çaba gösteren etkili lobiler vardır.

Türkiye ve Amerika, öncelikleri uyuşmasa da Suriye konusunda yeni bir zemin inşa edebilir. Erdoğan'ın ziyareti öncesinde tüm yaşananlar, bu yeni zeminin inşa edilebileceği görüşmeyi hedef almaktadır.

Türkiye, her türlü maliyeti göze alarak kendi yolunu çizme eğilimine girmeli. Bu yol Amerika'yı doğrudan karşıya almak değildir.

Önce CHP, hemen ardından HDP Meclis'ten çekilecek, sokaklara dönülecek, yeni bir kalkışma furyası başlatılacaktı. "CHP Meclis'ten çekilseydi HDP'liler de çekilecekti" sözü HDP Washington temsilcisine ait.