Enerji Bağımsızlığı İle Dış Politika Aktivizmi Ayrı Düşünülemez

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin dış politika üzerindeki etkisini değerlendirdi.

Devamı
Enerji Bağımsızlığı İle Dış Politika Aktivizmi Ayrı Düşünülemez
Keşfi Kendi Kaynaklarımızla Yapmış Olmamız Her Şeyden Kıymetli

Keşfi Kendi Kaynaklarımızla Yapmış Olmamız Her Şeyden Kıymetli

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Türkiye’nin doğalgaz keşfi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Karadeniz’deki rezerv keşfinin Doğu Akdeniz’deki gelişmelere etkisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür, Karadeniz’deki doğalgaz rezervi keşfinin Türkiye ekonomisi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Enerji Araştırmaları Direktörü Kemal İnat, Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin Türkiye’nin dış politikası üzerine etkilerini değerlendirdi.

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası güçlerle ilişkileri üzerindeki etkisini değerlendirdi.

Yeni Keşiflerle Türkiye Enerjide Küresel Bir Aktör Olacaktır

SETA Enerji Araştırmacısı İsmail Kavaz, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz rezervi keşfini değerlendirdi.

Devamı
Yeni Keşiflerle Türkiye Enerjide Küresel Bir Aktör Olacaktır
Doğalgaz Keşfinin Yansımaları

Doğalgaz Keşfinin Yansımaları

Keşfedilen doğalgaz rezervinin Türkiye'nin enerji politikasında doğrudan ve uluslararası konumunda dolaylı etkilerinin olacağı açık. Coğrafi konumu sebebiyle enerji nakil hatlarının merkezinde olan bir ülke olmaktan enerji üreten ve ileride ihraç etmeyi hedefleyen bir noktaya geçiyor.

Devamı

Berat Albayrak’a yönelik geçmişte yapılan linç kampanyalarının sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Ekonomi üzerinden bugünlerde devam eden saldırıların arka planını da birkaç sene sonra çok daha iyi anlayacağız...

Libya'da kaybettiği inisiyatifin intikamını alırcasına Fransız Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan'ı Türkiye ile gerilme yönünde cesaretlendiriyor.

Beyrut limanını yok eden patlama ve Yunanistan ile Mısır'ın provokasyonu bölgedeki gerilimi yeniden yükseltti. Atina ve Kahire, Ankara'nın Kasım 2019'da Trablus ile imzaladığı ve BM'ye bildirdiği deniz yetki anlaşmasının tam hilafına olan sözde münhasır ekonomik bölge anlaşması imzaladıklarını önceki gün duyurdu.

Macron, Doğu Akdeniz'de oluşan Türkiye karşıtlığının öncü rolünü Lübnan'da da oynayacağını gösteriyor. Muhtemelen Lübnan için acil olan mali bütçeyi Suud/BAE'den karşılayarak Lübnan'ın Türkiye üzerinden Doğu Akdeniz'de bir açılım yapmasının önüne geçmek isteyecektir.

Bölgemizde Türkiye'nin etkisini sınırlandırmak için var gücüyle çabalayanların başında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Abu Dabi, Kahire'yi Libya'daki iç savaşa sokmak için Türkiye karşıtı bir kampanyanın yürütücüsü. Darbeci Sisi'yi teşvik etmek amacıyla Türkiye karşıtlığı üzerinden bir "pan-Arabist milliyetçilik" üretmeye çalışıyor. "Türk işgali," "Bab-ı Ali ve kolonici dil" ya da "Arap iç işlerine karışmaktan vazgeçme" söylemleri bu çabanın ürünü. Ancak Vatiyye Üssü'ne yapılan son saldırıdan sonra BAE'nin yıkıcı faaliyetleri Ankara'da gündemin başköşesine oturdu. Daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun BAE'ye yaptığı uyarıyı geçtiğimiz günlerde Savunma Bakanı Akar'ın ifadeleriyle yeni bir aşamaya geçti: "Doğru zaman ve doğru yerde hesabını soracağız."

ABD’nin Dedeağaç (Yunanistan)’ta kurduğu askeri üssünün niteliği nedir? Dedeağaç Üssü’nün kurulmasından önceki gelişmeler nelerdir? Üssün kurulmasının siyasi arka planı nedir? Üssün kurulmasının hukuki durumu nedir? ABD ve Yunanistan’ın Dedeağaç’taki faaliyetlerinin Türkiye’ye yansımaları nelerdir?

Türkiye karşısında Yunanistan ve GKRY’nin maksimalist taleplerine ve onların Ankara ile yaşadığı anlaşmazlığı kendi çıkarları için kullanmak isteyen Fransa’nın ihtiraslı politikalarına destek vermesi AB’nin yapacağı ciddi bir hata olur.

Merkel'in olumlu girişimi tüm AB başkentlerinde desteklenmeli. Doğu Akdeniz'deki gerilime kısa bir mola verildi.

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Yalçın, "15 Temmuz'daki hain darbe girişimi, Türkiye'nin meşruiyetine karşı açık bir saldırıydı." dedi.

Türkiye'ye yönelik ağır ideolojik kampanyanın hedefi, Ankara'nın Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz'deki yeni hamlelerinin taktik kazanımlardan stratejik kazanımlara dönmesini engellemek.

Türkiye ve Azerbaycan’a karşı saldırılarda bulunan ve toprak bütünlüklerini hedef alan Ermenistan ve PKK’nın, bölgesel politikaları rekabet hâlinde olan ABD ve Rusya’nın aynı anda desteğini almış olmaları her ikisinin de aktör değil araç olduklarını gösteriyor.

Türk dış politikasında 2006-2007 sonrasında yaşanmakta olan dönüşüm, 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ivme kazanmıştır. Dönüşümün temel hedefleri ve istikameti değişmemiştir.

Son bir kaç yıldır Türkiye'nin dış politikadaki temel eğilimlerinden birisi hem ABD ve Avrupa hem de Rusya ile ilişkisini ideolojik çerçeveden çıkarıp daha rasyonel bir düzleme oturtma çabasıdır.