Dağlıca Hassas Bir Bölge

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Yeşiltaş, Dağlıca'daki hain terör saldırısını değerlendirdi.

Devamı
Dağlıca Hassas Bir Bölge
Umut Tacirleri İşbaşında

Umut Tacirleri İşbaşında

7 Haziran seçimleri sonrası "umut"lar suya düştü. "Yıkıcı ittifak"tan bir "restorasyon hükümeti" çıkmadı. Ama mücadele biter mi? Yeni bir seçim var. Değil mi ki "her seçim bir umut"tur.

Devamı

2011'de Necdet Özel'in Genelkurmay Başkanı olması sonrası Türkiye siyasetinde ciddi değişikliklerin ve kırılma anlarının yaşandığına tanık olunmuştur.

Doğrunun tek bir resmi vardır diyenlere katılmam. Doğrunun pek çok resmi vardır. Fakat bu farklı resimler farklı zihinlerde temsil edilir. Eğer tek bir zihinde bu farklı resimler aynı anda doğrunun temsili diye karşımıza çıkıyorsa işte orada hastalıklı bir hal vardır.

Medyanın içindeki bazı yayın organları bilinçli bir şekilde gerçeğin hilafına yayın yapmakta ve toplumun genel çıkarlarını savunmak yerine dar çevrelerin siyasi hesaplarının sözcüsü olarak yoluna devam etmektedir.

Ne acı değil mi? Barışın kıymetini anlamaları için silahların konuşması gerekiyormuş. Daha doğrusu devletin silah kullanması. Çözüm süreci bitti bitiyor diye sevinç naraları atanlar, şimdi "barış süreci biterse çok şey biter" diye haykırıyor.

Sınıra Dayanan Geleceğimiz: Tehditler ve Fırsatlar

Türkiye de karmaşık bir sahnede yer alıyor: Bir yandan muhitimizdeki değerimiz artarak daha iyi anlaşılıyor. Diğer yandan da, yan bahçedeki kavga çitlerin üstünden topraklarımıza taşırılmak isteniyor.

Devamı
Sınıra Dayanan Geleceğimiz Tehditler ve Fırsatlar
Türkiye'nin Gücü ve Fırsatlar V Avrupa Pazarında Büyüyoruz

Türkiye'nin Gücü ve Fırsatlar V: Avrupa Pazarında Büyüyoruz

İlk çeyrekte AB'ye ihracatımız yıllık bazda dolar olarak % 12,3 düştü ancak bu dönemde euro da, dolar karşısında % 18'e yakın değer kaybetti. O halde aynı ihracata euro cinsinden bakalım dediğimizde, %6,5 oranında bir artışa şahit oluyoruz. İşte bu da, AB'de pazar payımızı arttırdığımıza işaret ediyor. Bununla birlikte, dünya ticaretinden neredeyse hiç bir ülkenin arzu ettiği desteği alamadığı bir dönemden geçiyoruz.

Devamı

Ukrayna ne Batı'nın ne de Rusya'nın tamamen kontrolünde ya da dışında bir yapıya kavuşmadığından ortak zeminde hareket edilmesi bölgede istikrar ve barış açısından önem taşımaktadır.

Sderot tepelerinde Gazze katliamını seyreden güruhun arasına karışmadık bir türlü. Oysa, çok eski değil, daha 1990'larda, nasıl da umutlanmış ve mesafe de almıştık. Bir şey yapmamayı beceremedik!

Yeniden yargılama yoluyla hak ihlallerinin giderilmesi mümkün ise, Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderebilir. Balyoz ve Hanefi Avcı kararlarına yönelik incelemede de bu gerçekleşmiştir.

Rusya neden ilhak kararı aldı ve bundan beklentileri neler? AB ve ABD Rusya'ya karşı nasıl tavır aldı ve bundan sonrası için neler yapabilir? Türkiye bu meselenin neresinde duruyor?

SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, Başbakan Erdoğan'ın ‘balkon konuşması'nda uzatılacak zeytin dalını alacak bir el görünmediğini belirtti.

Ukrayna'da yaşanan krizin temelinde ne yatıyor? Rusya gelişmeleri nasıl okuyor? Avrupa Birliği'nin krize bakışı nasıl, uyguladığı politikalar neler?

Türkiye - Rusya ilişkilerinin Kırım meselesinden dolayı gerilebileceği öngörülebilir. Ancak ciddi bir kriz beklenmemektedir.

Sovyetler Birliği'nin mirasını devralan tüm ülkeler siyasi ve sosyal bunalımlara gebe durumda. Bu zincirin önemli bir halkası olan Ukrayna'da yaşanan bunalım da bu dönüşümlerin bir parçası olarak okunabilir.

Küresel ekonomide söz sahibi olabilmek için yapılması gereken yatırımların çoğu ‘sanayinin kaptanları' olan TÜSİAD çevrelerinin kapsama alanında. Fakat bu çevrenin Gezi ve 17 Aralık süreçlerinde genetik yapılarına uygun olarak ekonomik baskı grubundan muhalif bir siyasal pozisyona nasıl hızla sürüklendikleri de ortada.

Huzurunda olunmaktan dini bir neşve duyulan Atatürk, kurduğu Cumhuriyetin tehlikede olduğu söylemi ile muhalif bir hareket oluşturmada manevi bir unsur olarak canlandırılmaktadır.

Kürt Sorunu’nda yeni çözüm sürecine yön veren yeni yaklaşım tarzının ilk olarak orduda seslendirildiÄŸi iddiaları son günlerde dolaşıma sokulsa da, 1990 yılından bu yana ordu üst kademesinin terörle mücadele yöntemine dair açıklamaları bu görüÅŸü pek inandırıcı kılmıyor.

Kürt Sorunu’nda yeni çözüm sürecine yön veren yaklaşıma iliÅŸkin en ilginç deÄŸerlendirmelerden biri hiç ÅŸüphesiz ‘yeni yöntemin ilk olarak orduda seslendirildiÄŸi, buradan AK Parti’ye geçtiÄŸi’ iddiası. Sanıldığının aksine TSK monolitik bir kurum olmadığı için 30 yıllık süreçte silahlı kuvvetler bünyesinde egemen terörle mücadele yönteminden farklı düÅŸünen farklı rütbelerden askerler olmuÅŸ olabilir. Bugün çözümü desteklediklerini açıklayan emekli askerlerin varlığından bu çıkarımı yapmak mümkün. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin muvazzaf askerleri nezdinde dışarıya yansıyan reel pozisyonunu Genelkurmay üst kademesinin temsil ettiÄŸi düÅŸünülür ve 1990 yılından bu yana üst kademenin terörle mücadele yöntemine dair açıklamaları incelenirse, demokratik çözüm fikrinin ilk olarak orduda seslendirildiÄŸini söylemek pek inandırıcı gelmiyor.