‘Eski Türkiye'nin ‘Askeri Muhalefet' Özlemi

Muhalefetini ‘askeri ana muhalefet'in serin gölgesi altında yapmaya fazlaca alışmış bir kısım medyanın İmralı ile müzakereler ve Kürt Sorunu'nun çözümü sürecinde askerleri bir şekilde muhalefetin içine dâhil etme gayreti içinde olduğunu daha önce söylemiştik.(1) Bu gayret CHP'deki ulusalcı kanadın da katılımıyla devam ediyor.

Devamı
Eski Türkiye'nin Askeri Muhalefet' Özlemi
Çözüm Süreci'nde Asker Yok Muktedir Siyaset Var

Çözüm Süreci'nde Asker Yok, Muktedir Siyaset Var

Arkalarında ordu olmayınca seslerini duyuramadıklarını görenler, askeri yeniden gündeme taşıma çabalarına, ‘üst düzey bir askeri yetkili'nin mesajını ‘muhalefet' olarak aktardıkları günleri özlemeye çözüm sürecinde de devam edecekler.

Devamı

Siyasetin tanımını kendi siyaset müdahalelerini bile müdahale olarak görmeyecek kadar geniş çizen, siyasete karışma eğilimli generallerin TSK'da edindikleri ‘askeri/teşkilat kültürü' emekli olduktan sonra da devam ediyor. ‘Sivilleşmeyi' reddeden emekli generallerin bile önemli bir aktör olabilmesi Türk sivil-asker ilişkilerinin kendine has yapısından ve tarihinden kaynaklanmaktadır. Kısacası Türkiye'de sivil-asker ilişkilerinin demokratikleşmesi sürecinde eski pratiklerin geride bırakılması gerekecek ama sıkça unutulan bir aktör daha var: Orduevi baskısının aktörleri olan emekli generaller.

28 Şubat post-modern darbesinin 16. yıldönümü nedeniyle, SETA “Bin Yıllık Darbe!: 28 Şubat” başlıklı özel bir panele ev sahipliği yaptı.

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'na çeşitli devlet kurumlarınca gönderilen belge ve bilgiler, askeri vesayetle mücadelede rehavete yer olmadığını gözler önüne seriyor.

ABD'deki seçimler yaklaştıkça iki ülkenin iç ve dış politikaları daha bir iç içe geçecek ve bu durum belki de 2013'teki İran başkanlık seçimlerine kadar daha girift bir hal alacak.

2011'de Türkiye

2011’de Türkiye başlıklı SETA analizi, genel seçimlerden Kürt sorununa, Arap Baharı’ndan yeni anayasa sürecine Türkiye’nin meseleleri hakkında geniş çaplı bir 2011 değerlendirmesi sunuyor.

Devamı
2011'de Türkiye
Apolitik Ricat

Apolitik Ricat

Son zamanlarda yaşadığımız boykotlar, arzulanan siyasi protestonun sonuçlarını gerçekten eylem sahiplerine  sundu mu?

Devamı

İstifa resti, normal işleyen bir süreçte gerçekleşmesi yıllar alacak sivilleşmenin bir anda gerçekleşmesine hizmet edebilir.

Asker-siyaset ilişkileri Türk siyasal hayatının her evresinde temel tartışma konularından biri olmuştur.

Son on yılda ABD'nin yaşadıklarına hızlı ama dikkatli bir bakış bile dünya sistemine dair derin değişimin fay hatlarını görmemizi sağlayabilir.

Adeta çözülmeye çalışılan Kürt meselesi öznelik sorunu karşısında ikincil bir problem haline gelmiş durumdadır. Demokratik açılım süreci tam da bu problemden dolayı Kürt meselesine ulaşamadı. Aradaki aktörlerle uğraşmaktan sorunun özüne yönelik adımlara sıra gelmedi. Bundan sonra da, aktörlük sorunu kabul edilebilir bir noktaya çekilmediği müddetçe benzer bir son kaçınılmaz görünmektedir. Demokratik açılım, yirmi yıllık medya, seksen yıllık resmi tarih karartmasından sonra, Kürt meselesinin tartışılmasını sağladı. Açılım süreci bu yönüyle başlı başına bir yüzleşme pedagojisi inşa etti. Kürt meselesi başta olmak üzere 'dokunul( a)mayanlar' başlığı altındaki bütün yakıcı sorunlara bir şekilde dokunulmuş oldu. Gelinen noktada sorunun çözümünde umutlar korunmakla beraber, çözüme henüz uzak olduğumuz aşikâr. Çözümü zora sokan, çözüm yönünde mesafe almayı zorlaştıran dinamiklerin başında ise, aktörlük mücadelesi yer alıyor.

SETA PANEL Oturum Başkanı:     Hüseyin Yayman, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Konuşmacılar:     Ahmet Özcan, Araştırmacı, Yazar     Murat Yılmaz, Siyaset Bilimci     Hatem Ete, SETA Siyaset Araştırmaları Koordinatörü     Tarih: 27 Mayıs 2010 Perşembe Saat: 16.30 – 18.30 Yer: SETA, Ankara

Bu yazıda, ilerlemeciliğin gelenek, bilgi ve otorite ile kurduğu ilişkinin bir eleştirisi sunulmuştur.

2000’li yılların başından itibaren TSK’nin siyasal rolü ve sistem içindeki ayrıcalıklı konumu eski yıllara oranla daha fazla sorgulanmaya başlandı.

2000'li yılların başından itibaren TSK'nin siyasal rolü ve sistem içindeki ayrıcalıklı konumu eski yıllara oranla daha fazla sorgulanmaya başlandı.

SETA ve Pollmark'ın beraber gerçekleştirdikleri "Türkiye'nin Kürt Sorunu Algısı" araştırmasında ortaya çıkan en önemli verilerden biri, ekonomik sorunlar parantezinde değerlendirilebilecek işsizlik ve geçim sıkıntısı bir yana bırakıldığında, toplumun Kürt meselesini, Türkiye'nin en önemli siyasal sorunu olarak algıladığıdır. Araştırmaya göre, toplum, son 25 yılda sorunun karmaşık boyutlarını görmeyip teröre indirgeyen ve bu nedenle de, çözüm için güvenlik tedbirleriyle yetinen politikaların da başarısız olduğunu (%71,1) düşünmektedir. Aynı şekilde, toplumun büyük bir kesimi, TSK'nın PKK'yı etkisiz hale getirmesinin (%55,6) veya PKK'nın silah bırakmasının (%51,1) tek başına sorunu çözmeyeceği inancındadır. Bu kesim için, Kürt sorununun çözümü, Kürt sorununun PKK dışında kalan dinamikleriyle yüzleşmekten geçmektedir. Bu da siyaset kurumuna sorumluluk düştüğü anlamına gelir. Bu çerçevede, araştırmanın bütününe bakıldığında, Kürt meselesinin terör unsurundan bağımsız olarak toplum tarafından Türkiye'nin en önemli siyasal sorunu olarak algılandığı ortaya çıkıyor. Bu durum, Türkiye'nin bir Kürt meselesi olduğunu inkâr etme siyasetinin sürdürülemeyeceğini ve toplumun siyasal iletişim dili doğru kurgulanmış bir çözüm iradesine destek vermeye hazır olduğunu gösteriyor.

Tezkere kararının ardından Kuzey Irak’a başlayan hava operasyonlarını beklendiği üzere bir kara harekâtı takip etti. Türkiye daha önce onlarca kez yaptığı sınır ötesi operasyonu bir kez daha yapıyor.

Amerika’nın 2007 itibariyle Irak’taki durumunun, bir çok uzman tarafından “bataklığa düştüğü” şeklinde tarif edilmesi oldukça aceleci bir okumadır. Amerika’nın Irak’ta “başarılı” olmasından ne anlıyoruz?Amerika, Irak işgalini ne yapsaydı başarıyla tamamlamış olurdu? Amerika’yı başarısız bulan okumaların bu suallere çok net cevapları olduğunu zannetmiyorum. Önümüzde tam tersi bir tablo söz konusu. Amerika’nın Irak işgaliyle birlikte elde ettiği en önemli kazanım, Ortadoğu politikasına tek küresel güç olarak el koyması oldu. Artık İran, Suriye, Türkiye ve Suudi Arabistan zaten sorunlu olan bölgesel politikalarını Amerikasız bir denklem içerisinde kurgulama ihtimalinden ciddi şekilde uzaklaştılar. Irak işgaliyle birlikte Kürt Sorunu bir Kürdistan sorunu, Iraklı Şiiler ise bölgesel Şii Kuşağı bağlamında ele alınma potansiyeline kavuştular.

SETA KONFERANS Konuşmacı:     Bekir S. Gür     The Center for Open and Sustainable Learning, Utah State University     Tarih: 1 Şubat 2007 Pazartesi Saat: 18.30 Yer: SETA, Ankara