Erdoğan’ın Cevabındaki Sorular

Bu konular uzun yılların birikimi neticesinde bu noktaya geldi. Bazıları belki de hiç çözülmeyecek. Ankara ve Washington'ın uluslararası sistemin ve ilişkilerin geleceği konusundaki algı farklılıkları aşikar. Bu farkı belki de Trump'tan ziyade senatörlerin Erdoğan ile sohbetinde görüyoruz..

Devamı
Erdoğan ın Cevabındaki Sorular
Analiz Rusya Yaptırımlarının Etkileri ve Türkiye Enerji Sektörüne Yansımaları

Analiz: Rusya Yaptırımlarının Etkileri ve Türkiye Enerji Sektörüne Yansımaları

Bu çalışmada ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların etkileri ve uluslararası alandaki tesirleri incelenmekte, yaptırımların Türkiye’nin enerji sektörüne yansımalarının analizi yapılmaktadır.

Devamı

Üç harekât, iki mutabakat ile büyük kazanımlar elde eden Türkiye sahada zorlukları aşıyor ancak saha dışında daha büyük bir mücadele ile karşı karşıya. YPG silahlı bir yakın tehdit olmaktan çıkarılsa ve topraksal bir kara gücü olmak durumu zayıflatılsa da bir sorun olarak varlığını biçim değiştirerek sürdüreceğe benziyor.

Soçi'de bugün gerçekleşen Erdoğan-Putin zirvesine odaklanan zihinlerde iki soru var

Barış Pınarı Harekâtı’nı pek çok cephede yürütmek durumunda kalan Türkiye, bir yandan sahada operasyona devam ederken bir yandan da terör örgütü PKK/YPG’yi işbirliği yapacakları bir aktör olarak gören ülkelerden gelen baskıları göğüslemek zorunda.

Herkes Türkiye’nin Kazandığının Farkında

ABD ile ipleri kopartmaktan çekinmeyen Türkiye, Rusya ile de aynı noktaya gelmekten hiç çekinmez. Türkiye Rusya’nın karşısında Batı tarafından yalnızlaştırılmış bir ülke olarak değil, Batı’nın da destek verebileceği bir aktör olarak yer alıyor.

Devamı
Herkes Türkiye nin Kazandığının Farkında
Eski Türkiye Yok

Eski Türkiye Yok

SETA Ekonomi Direktörü Doç. Dr. Nurullah Gür, ABD ile varılan anlaşmayı değerlendirdi: Türkiye istediğini aldı. Amerika da şunu gördü ‘Türkiye artık eski Türkiye değil. Bazı göz korkutmalarla, tehditlerle sinecek bir Türkiye yok..

Devamı

ABD, YPG'yi ilanihaye koruyamayacağını gördü. İran'ı Suriye'de YPG ile sınırlandırma hayalinin de boş olduğunu anladı.. Avrupa ise rasyonel menfaatlerini takip edecek ve Türkiye'nin müttefikliğini yeniden keşfedecek..

Ankara ile Washington arasında tansiyonun istikrarlı olup olmaması ve Türkiye'nin askeri operasyonunda başarılı bir şekilde sonuç üretmesi Suriye krizinde yeni bir aşamaya geçilmesinde beraberinde getirecektir. Bu anlamda BPH Türkiye'nin son dönemde attığı en önemli adımlardan biridir.

Barış Pınarı Harekâtının başlamasından birkaç saat önce, Erdoğan ve Putin arasında gerçekleşen telefon görüşmesiyle, Rusya’nın bölgesel çıkarlarını da göz önüne alarak harekatı desteklediği ortaya çıktı.

İdlib'deki gelişmelerin maliyeti Rus-Türk ilişkileri için ciddi bir sorun teşkil edebilir.

Anlaşılan Türkiye'nin konuyu partiler üstü olarak görüp bir devlet politikası olarak bakmasına mukabil ABD de konuyu hükümetten bağımsız ele almaktadır. Trump'ın tüm farklı çıkışlarına rağmen paradigmatik bir değişim söz konusu olmamıştır.

Gelinen kritik aşamada Türkiye'nin İdlib sahası ve Suriye siyaseti için önemli kararlar alması gerekmekte..

Türkiye, Suriye krizinin çözülmesi için neredeyse bütün taraflarla farklı seviyelerde müzakerelerini sürdürürken neredeyse her gün "çatışmasızlık" bölgelerinden saldırı haberleri geliyor..

On yedi yıldır iktidarda olan AK Parti'nin dış politikada ortaya koyduğu performans birçok söylem, farklı politik tercihler ve değişim hatları barındırıyor. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik statüsü de AB ile kapışması da, ABD ile ilişkilerin gelişmesi de "eksen kayması" yaftalaması da, Afrika açılımı da Suriye'de askeri harekat yürütülmesi de bu zaman zarfında gerçekleşti. Kimi zaman birbiri ile taban tabana zıtmış gibi görünen bu söylem ve politikalardan biri ya da birkaçı merkeze alınarak AK Parti'nin dış politika çizgisi eleştiriye tabi tutuldu ya da övgüye mazhar oldu.

Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan’da eski adıyla Astana Süreci diye anılan toplantıların on üçüncüsü gerçekleştirilirken Suriye’de sahada da önemli bir mücadele yaşanıyor.

Mesele sadece Türk- Amerikan ilişkilerinin geleceğine dair kaygılarla alakalı değil. Önemli bir NATO ülkesinin örgütün diğer önemli ülkesini ortak F-35 programından çıkarmasından da fazlası var.

ABD-Türkiye jeopolitik kopuşu bir yol ayrımında. ABD’nin Türkiye’yi Kongre üzerinden yasa tasarıları ile cezalandırmaya çalışması akıllıca bir strateji değildir ve asla olmayacaktır. Bu aslında, Türkiye’yi Rusya’nın yanına itecek stratejik bir hata bile olabilir.

Washington, Ankara’nın S-400 ile F-35 arasındaki teknik meseleyi ortak bir komite ile araştırılalım önerisine rağmen bu kararı aldı. Karar “Türkiye’nin ya S-400 hava savunma sistemini ya da F-35 savaş uçaklarını alabileceği, ikisine birden sahip olamayacağı” şeklinde rasyonelleştirildi.