19 Yılında AK Parti nin Dış Politika Stratejisi

19. Yılında AK Parti’nin Dış Politika Stratejisi

Türkiye, tepkisel ve tek-yanlı olmayan bir anlayışla çok-boyutlu, çok-taraflı, karşılıklı kazanç karşılıklı bağımlılık ilkelerine dayalı ve barış için savaşa da hazır halde olduğunu dost ve düşmana göstermiştir.

Devamı

19. yılını kutlayan AK Parti'nin Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde geride kalan tecrübesinin muhasebesini yaparak 100. yılda Türkiye'yi bölgesinde 'büyük strateji'ye sahip bir aktör haline dönüştürme sorumluluğu bulunmaktadır.

Ankara, güç politikasının şiddetlendiği bir dönemde Türkiye’nin müttefiklere ihtiyacı olduğunu biliyor. Ancak ittifak bağlarını Türkiye’yi başka ülkelerin nüfuz alanına dâhil etmeyecek şekilde dizayn etmeye çalışıyor. ABD ve Avrupa ile olan ittifakını bu şekilde eşit ortaklar arasındaki bir ilişki şeklinde inşa etmeye çalışırken bir yandan da bu ülkelere olan bağımlılığını azaltacak yeni ortaklıklar arayışı içerisinde.

Bölgemizde Türkiye'nin etkisini sınırlandırmak için var gücüyle çabalayanların başında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) geliyor. Abu Dabi, Kahire'yi Libya'daki iç savaşa sokmak için Türkiye karşıtı bir kampanyanın yürütücüsü. Darbeci Sisi'yi teşvik etmek amacıyla Türkiye karşıtlığı üzerinden bir "pan-Arabist milliyetçilik" üretmeye çalışıyor. "Türk işgali," "Bab-ı Ali ve kolonici dil" ya da "Arap iç işlerine karışmaktan vazgeçme" söylemleri bu çabanın ürünü. Ancak Vatiyye Üssü'ne yapılan son saldırıdan sonra BAE'nin yıkıcı faaliyetleri Ankara'da gündemin başköşesine oturdu. Daha önce Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun BAE'ye yaptığı uyarıyı geçtiğimiz günlerde Savunma Bakanı Akar'ın ifadeleriyle yeni bir aşamaya geçti: "Doğru zaman ve doğru yerde hesabını soracağız."

Muhalefetin Tutarsızlıktaki Israrı

Muhalefet partisinin dünya siyasetinin gerçekliğinden bu derece uzak olması normal mi? Eğer iktidar hayali kuruyorsanız vatandaş sizin bu çalkantılı dönemde ne önerdiğinizi duymak isteyecektir.

Devamı
Muhalefetin Tutarsızlıktaki Israrı
Uluslararası Siyasal Sistemde Türkiye nin Yeri Neresi

Uluslararası Siyasal Sistemde Türkiye’nin Yeri Neresi?

Türkiye, Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyetin şimdiye kadar olan dönemindeki orta büyüklükte devlet rolüyle yetinmek istemiyor, her bölgesel güç gibi küresel bir aktör olmak istiyor.

Devamı

Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Yalçın, "15 Temmuz'daki hain darbe girişimi, Türkiye'nin meşruiyetine karşı açık bir saldırıydı." dedi.

Türkiye’nin dış politikada seçmiş olduğu bağımsız ve kendi halkının çıkarını önceleyen yol bazı küresel ve bölgesel aktörlerle kendisini karşı karşıya getiriyor.

Türk dış politikasında 2006-2007 sonrasında yaşanmakta olan dönüşüm, 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ivme kazanmıştır. Dönüşümün temel hedefleri ve istikameti değişmemiştir.

Son bir kaç yıldır Türkiye'nin dış politikadaki temel eğilimlerinden birisi hem ABD ve Avrupa hem de Rusya ile ilişkisini ideolojik çerçeveden çıkarıp daha rasyonel bir düzleme oturtma çabasıdır.

Türkiye'nin önde gelen akademik dergilerinden Insight Turkey, 'Sorunlu Zamanlarda Türkiye-ABD İlişkileri' başlıklı yeni sayısında, Türk-Amerikan ilişkilerinin mevcut durumunu değerlendiriyor. Ayrıca bu sayı okuyucularına COVID-19 yansımaları da dikkate alınarak Türkiye ve çevresindeki bölgelerdeki son gelişmelere ilişkin genel bir çerçeve sunmaktadır.

Son yıllarda Batılı ülkelerle Türkiye arasındaki ilişkilerde genel olarak sorunların ağır bastığı ve birkaç istisna dışında iş birliği havasına pek rastlanmadığı ortada... Bunun birçok nedeni var ama bunlardan en önemlisi, Ankara’nın dış politika tercihlerinden hoşlanmayan çevrelerin Avrupa ve Amerikan kamuoyunda oluşturmayı başardığı Türkiye karşıtı hava diyebiliriz. ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin, Türkiye siyasetine müdahale imkânlarının AK Parti iktidarı döneminde azalması da bu ülke yönetimlerini rahatsız eden ve Ankara’ya karşı daha sert politika izlemelerine neden olan bir faktör.

Türkiye ile Katar arasındaki işbirliği son dönemlerde benzersiz bir düzleme oturdu. İkili ilişkiler, bölgesel vizyon ve politikalar konusundaki tutum, finans ve enerji alanındaki işbirliği, liderlerin samimi ilişkisi bu tablonun en önemli göstergeleri.

Ayasofya'nın camiye rücu ettirilmesi elbette Türkiye'nin bağımsızlığının ve egemenlik haklarının sembolü niteliğindedir. Ayasofya'nın cami olarak yeniden açılmasına gösterilecek saygı aynı zamanda Türkiye'nin istiklaline gösterilecek bir saygıdır.

Güncel parti siyasetinin gündeminde sosyal medya düzenlemesi, Ayasofya, çoklu baro teklifi, İstanbul Sözleşmesi, LGBT, Z kuşağı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin temel belediyecilik hizmetlerindeki gerilemesi gibi konular var.

Özellikle son beş yıl içerisinde daha önce çok da örneğine rastlamadığımız bir hareketlilik yaşanıyor. Türkiye dört bir tarafta askeri operasyonlar yapıyor. Diplomatik müzakereler yürütüyor. 2013-2016 arası sıkışmışlık bir şekilde kırıldı ve şimdi Türkiye'nin önüne geniş bir manevra alanı doğdu. Önemli sorunlar fırsata dönüştürüldü.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Fransa’nın zaten uzun süre sorunlu ilişkilere sahip olduğu NATO’yu istediği yönde harekete geçirme konusunda etkisi yok ama AB içerisinde ciddi bir etkinliği olduğuna kuşku yok.

Pençe Kartal ve Pençe Kaplan harekatları, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) son yıllarda Irak'ta bulunan PKK terör unsurlarına yönelik gerçekleştirmiş olduğu en geniş kapsamlı operasyonlardır.