Türkiye’nin AB Aktivizmi

Türkiye'nin 2000'li yılların başında aldığı risklere ve cesur adımlara rağmen, Türkiye-AB ilişkilerinde dışlanan ve cezalandırılan Türkiye ve Kıbrıslı Türkler olmuştur

Devamı
Türkiye nin AB Aktivizmi
Yeni Bir Denge Siyaseti Mümkün mü

Yeni Bir Denge Siyaseti Mümkün mü?

Türkiye ile AB'nin yeni sayfa açması hem Brüksel'in hem de Ankara'nın Washington karşısında elini güçlendirir. Evet, Biden yönetiminin kabineye koyduğu isimler Ankara-Washington hattında YPG ve S-400'ler konularında zorlu bir sürece işaret ediyor. Biden'ın ekibinin Türkiye'yi eleştiren ya da baskılayan bir politikaya girme ihtimali göz önünde bulundurulmalı.

Devamı

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 53. sayısı çıktı.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından video konferans yoluyla '2021'de Türkiye ve Dünya: Beklentiler, Riskler, Fırsatlar' başlıklı web paneli düzenlendi.

2020 yılı boyunca gerek Avrupa’dan gerekse ABD’den Türkiye’nin canını sıkacak baskı ve müdahaleler gelmeye devam etti..

2020’nin öne çıkan bütün gelişmeleri bu yıllıkta analiz edildi. Alanında uzman araştırmacılar tarafından hazırlanan '2020'de Türkiye', Türkiye’yi anlamak için önemli bir başvuru kaynağı.

AK Parti Nasıl Bir Reform Yapmalı?

Türkiye'nin son yıllarda demokratikleşme ve kapasite artırımı konularında kat ettiği mesafe ülkeyi özgürleştirdi ve rasyonel ufkunu genişletti.

Devamı
AK Parti Nasıl Bir Reform Yapmalı
Erdoğan ın Putin e Cevabı Biden a ne Söylüyor

Erdoğan’ın Putin’e Cevabı Biden’a ne Söylüyor?

Biden'ın Türkiye politikası, Ankara'nın kendi oyununu oynama gerçekliğini tanımalı. Erdoğan-Putin ilişkisi gibi bir ilişkinin Erdoğan ve Biden arasında kurulması ihtiyacı fark edilmeli.

Devamı

Türkiye Amerikan yaptırımlarıyla ilk kez karşı karşıya değil. Bir benzeri Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında olmuştu. Yaklaşık üç yıl kadar sürmüştü. Uluslararası şartlarda yaşanan çeşitli sarsılmalar sonrasında ABD yeniden Türkiye'ye yönelmişti. Sovyetler'in Afganistan işgali ve İran'daki devrim sonrasında Amerika Türkiye'yi yeniden keşfetmiş ve o zamana kadar yaşanan ayrılıklar bir kenara bırakılmıştı.

Son yıllarda krizlerin eksik olmadığı Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni krizin adı CAATSA yaptırımları. Uzun zamandır beklenen ancak nasıl uygulanacağı konusunda Amerikan yönetiminin de karar veremediği yaptırımlar Trump'ın görevden ayrılmasına bir ay kala hayata geçirildi. Kimilerine göre bu bir uyarı; kimileri de yaptırımın beklendiğinden çok daha hafif olduğu kanaatini taşıyor.

Türkiye kendi başına karar almak ve uygulamak zorunda kaldığında, ABD ile olan ilişkisi de mecburen değişime uğradı. Rusya ise 70 yıl önce yaptığı hatayı tekrar etmedi. Putin'in realist yaklaşımı Türkiye'yi pazarlık yapılabilir bir aktör olarak görmesini sağladı.

Amerikan güvenlik bürokrasisi ile Kongre’nin büyük kısmı, Obama döneminden devraldıkları Türkiye karşıtlığını Trump’ın başkanlığı döneminde tırmandırdılar.

Türkiye’nin herşeye ‘Evet’ diyecek bir ülke olmadığını vurgulayan Milli Savunma Bakanı Akar: Türkiye-ABD arasında müttefiklik ilişkileri var. Bir S-400 için feda mı edeceksiniz? Temennimiz bu karardan dönmeleri

Yaptırımlar nedeniyle Türkiye'nin savunma sanayii duracak veya bitecek değil. Aksine tüm hızıyla devam edecek

Uzmanlar ABD yönetiminin, Türkiye'nin savunma sanayisini hedef alan yaptırımlarının ardından kısa vadede ikili ilişkilerde sert bir kopuşun olmayacağı görüşünde.

Yaptırımların bundan sonra da Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyen bir silah olarak kullanılıp kullanılmayacağını ise Biden yönetiminin “takıntılı” Kongre karşısında nasıl bir tavır takınacağı belirleyecek.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 52. sayısı çıktı.

Türkiye, Obama'nın başkanlığı devrettiği zamanki yerinde de değil artık. Birçok krizde etkin rol alan ve Batı ittifakı için değerli bir müttefik. Biden yönetiminin ABD'nin jeopolitik çıkarlarını yeniden değerlendirme sürecinde birçok dosyada Türkiye faktörünü görmemesi mümkün değil. Avrupa, NATO, Afrika, Akdeniz, Ortadoğu, Rusya, Kafkaslar, Hazar, Körfez ve hatta Çin dosyasında.

Cumhurbaşkanı Erdoğan reformu milletin talebi ve dünyanın gidişatının gereği olarak görüyor. Yani, 'mücadele ediyoruz' diyerek reforma direnenlere de müsamaha etmeyecek. Zamanlamasını, kapsamını, aktörlerini ve hızını kendisi belirleyecek. Unutmayalım, Erdoğan bu altın sentezi her seferinde tutturabildiği için hâlâ iktidarda.

Türkiye'nin aktif hamlelerde bulunduğu jeopolitik denklemlerde yine akışın hızlandığı bir döneme girdik.