Alman Cumhurbaşkanının Türkiye Ziyareti ve Türk-Alman İlişkilerinin Geleceği

Almanya Cumhurbaşkanının 22-24 Nisan tarihlerinde Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret Türk-Alman ikili ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir yer tutmaktadır. Türk ve Alman federal hükûmet yetkilileri arasında sürdürülen mevcut ikili temaslar yanı sıra 14-28 Mayıs 2023'te Türkiye'de gerçekleşen seçimlerin ardından ikili ilişkilerde yeni bir dönem başlamıştı. 14 Mart 2022'de Şansölye Olaf Scholz'un (SPD), 29 Temmuz 2022'de ise Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un (Yeşiller) Türkiye'ye gerçekleştirdikleri ziyaretler önem arz etmiş, son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 17 Kasım 2023'te Almanya'ya bir ziyaret gerçekleştirmiştir.

Devamı
Alman Cumhurbaşkanının Türkiye Ziyareti ve Türk-Alman İlişkilerinin Geleceği
Podcast 7 Yılında 15 Temmuz ve Türk-Alman İlişkileri

Podcast: 7. Yılında 15 Temmuz ve Türk-Alman İlişkileri

7. Yılında 15 Temmuz ve Türk-Alman İlişkileri

Devamı

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, bölgede yaşanan son gelişmeler ışığında Almanya-Türkiye ilişkilerini değerlendirdi.

Scholz’un Ziyareti Işığında Türkiye-AB İlişkileri

Avrupa'nın geleceğinin şekillenmesinde üç ülkenin kritik rolü var: Rusya, İngiltere ve Türkiye.

Devamı
Scholz un Ziyareti Işığında Türkiye-AB İlişkileri
Yeni Almanya Şansölyesi Olaf Scholz un Resmi Türkiye Ziyareti

Yeni Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Resmi Türkiye Ziyareti

14 Mart 2022 Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ikili ilişkiler ve bölgesel meseleleri görüşmek üzere Ankara'ya ilk resmi ziyaretini gerçekleştirecektir.

Devamı

SPD-Yeşiller-FDP koalisyonu haricinde Alman devletinin terör örgütleri PKK'ya ve FETÖ'ye "kucak açan" tavrı, hiç şüphesiz yeni dönemde de Türk-Alman ilişkilerinde gündemin ilk sırasında yer alacaktır.

Kurulacak olan yeni koalisyon hükümetinin kapsamlı hedefleri bulunmaktadır. Dış politikada genel anlamda devamlılığın muhtemel olmasına rağmen diğer birçok alanda yenilikler hedeflenmektedir.

Yeni hükümetin, ülkenin yapısal bir özelliği olarak liberal dış politika hedeflerine sadık kalacağı ve 'önce ticaret' stratejisi kapsamında dışa dönük adımlar atacağı öngörülüyor.

Merkel'in görevde olduğu son 16 yıl, Türk-Alman ilişkilerinin en hareketli dönemlerinden biri olarak tarihe geçti. Bir yandan iki ülke arasındaki iş birliği alanlarının çatışma alanlarından geniş olması, diğer yandan Erdoğan ve Merkel'in reel-politik çıkarlar ekseninde rasyonel iki aktör olarak hareket etmeye çalışması, 16 yıllık dinamizmin temel itici güçleri oldu.

Türkiye’nin Afrika politikası bölgenin kalkınmasına, gelişmesine ve bağımsızlığını güçlendirmesine dayanan stratejik bir yaklaşım. Bu öncelikler Afrika’ya yönelik, kıtanın gerçek potansiyelini hiçbir şekilde yansıtmayan negatif algının kırılmasına da yardımcı oluyor.

Türkiye'nin Afrika politikası, bölgeye yönelen diğer aktörlerin aksine, ekonomik fırsatları ve maliyet avantajları öncelemek yerine kıtanın kalkınmasını da hedefleyen bir yaklaşımla şekilleniyor.

Merkel sonrası dönemde Türk-Alman ilişkileri kurulacak hükümete göre şekil alacak. Alman devletinin, terör örgütleri PKK ve FETÖ’nün Almanya’daki yoğun faaliyetlerine göz yumması ikili ilişkilerde başlıca sorunlar arasında yer almaya devam edecek.

Türkiye ve Almanya, Afrika’nın geleceğinde önemli yer edinebilecek iki Avrupalı ülke. Kalkınma geçmişleri ve tecrübeleriyle kıtanın gelişmesine katkı sunabilecek, siyasi ajandaları diğer aktörlere kıyasla daha pozitif ülkeler.

Ticaret Bakan Yardımcısı Gonca Yılmaz Batur, Almanya’nın Türkiye’nin Avrupa’daki en önemli ticaret ortağı olduğunu belirtti.