Nahda'nın Önündeki Yol

Bugün Nahda'nın önünde uzun ve ince bir yol bulunuyor. Sistem dışı bırakılmadan, meşru, sorumlu ve yapıcı bir muhalefet partisi örneği sunmak. Bu tür bir siyasetle önümüzdeki dönemde iktidara gelmenin yolunu da hazırlayacaktır.

Devamı
Nahda'nın Önündeki Yol
Nahda Yeni Bir Çığır Açabilir

Nahda Yeni Bir Çığır Açabilir!

Tunus seçimlerini değerlendiren Abdullah A. Kalabalık, “Nahda koalisyon hükümetinde yer alır ve uzlaşmacı bir tavır takınırsa Tunus, Kuzey Afrika ve Arap Baharı adına yeni bir çığır daha açabilir” dedi.

Devamı

Tunus seçimlerini değerlendiren Muhittin Ataman, Nahda Hareketi'nin seçimleri neden kaybettiğini yorumladı.

Ortadoğu bölgesi halklarının önemli bir kısmının siyasete yapılan manipülatif müdahalelerle dışlanmasının oluşturacağı öfke ve radikalizm her geçen gün büyüyecektir.

Yeni bir Ortadoğu'nun oluşması için demokratikleşme tecrübelerinin farklı renklerle yaşatılması ve kurumsallaştırılması lazım. "Yeni" Türkiye gibi, "Yeni Tunus" ve "Yeni Fas" tecrübelerinin zenginliğine ihtiyacımız var.

ABD dış politikasında mevcut uluslararası krizlerde kimin, neyi, ne sebeple ve neye hizmet için söylediği veya yaptığı henüz açık olmamakla birlikte ortaya çıkan karmaşanın belirli bir stratejinin parçası olmadığı belli gibi.

Sivil Vesayet vb. Fanteziler

Birçok versiyonu üretilen "sivil vesayet" eleştirisinin temel hedefi, 2015 seçimlerinde AK Parti'nin Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğa ulaşmasını engellemek.

Devamı
Sivil Vesayet vb Fanteziler
Perspektif Güvenlik Sektörü Reformu ve Arap Baharı

Perspektif: Güvenlik Sektörü Reformu ve Arap Baharı

Güvenlik sektörünün Arap-Çoğunluklu Başkaldırıların tetiklenmesindeki rolü nedir? Güvenlik sektörü reformunun önünde ne gibi engeller vardır? Güvenlik sektörü reformu için ne gibi adımlar atılmalıdır?

Devamı

Yeni bir siyasal inşa için kendi içinde vesayet odakları ile mücadele eden Türkiye'nin bölge ülkeleri içindeki statükonun devamından yana tavır izlemesi çelişki olurdu.

İsyanlar başladığı andan itibaren Türkiye'ye yönelen söylemsel eleştirileri üç kategoride toplamak mümkün: Türkiye'nin ideolojik davrandığına yönelik söylemler, yalnızlık söylemi ve irrasyonalite söylemi.

Paris saldırısını değerlendiren SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun, “İslam dünyasında sivil siyaset alanının yok edilmesinin yanında yer alan Batılı ülkeler, şimdi sadece şiddeti araçsallaştıran mücadele yöntemleri ile karşı karşıya gelmek durumunda kaldı.” yorumunda bulundu.

Hanedan içi iktidar kapışması ihtimali S. Arabistan siyasetinin en kritik konusudur. Tahta kimin çıkacağı Kral Abdullah döneminde oluşturulan ve 35 prensten oluşan Biat Konseyi sayesinde şimdilik sorunsuzca belirlenmektedir.

Zincirin halkalarını birleştirdiğimizde farklı teoriler üretebiliriz. Ancak bu süreç Libya'ya müdahale ile biterse eğer, ifade etmediğimiz ihtimaller, komplo teorisi olmaktan çıkmış olur.

Ortadoğu'da halkların tercihinin iktidar olmasından en fazla rahatsız olan ülke olarak İsrail, karşı-devrim sürecinde Müslüman Kardeşler'in bölgesel çöküşüne "sessizce" büyük katkılar sağladı.

İsmine heyecanlı bir şekilde Arap Baharı dediğimiz olgunun henüz tamamlanan bir süreci yok. Farklı süreçler bir arada devam ediyor fakat bu süreçlerin ortak özelliği hiçbirisinin kemale ermemiş olması.

Üzerinden 18 sene geçti 28 Şubat post modern darbesinin. Türkiye'de değişim için “herşey bitti” denildiği bir dönemde halkın statükoya karşı “mükemmel geri dönüşü” için çok fazla beklenmeyecekti.

Suriye'de muhalefetin dört senelik direnişidir zor olan, Beşşar'ın hala Şam'daki başkanlık sarayında oturması değil.

Murat Yeşiltaş: “Suriye iç savaşı sonlandırılmadan IŞİD'i bir öncelik haline getirmek, örgütün daha da güçlenmesine neden olmaktadır. Suriye'nin vekâlet savaşlarının bir parçası olmaktan bir an önce çıkarılması gerekmektedir.”

Bölgesel ve küresel algı operasyonu neticesinde, bölgedeki İslami hareketlere güven zedelendi. Bu hareketler halkın gözünde düşürüldü ve halkın bunlara verdiği destekte bir azalma oldu.