Türkiye Yüzyılı Başlarken Ekonomik Görünüm

2023, Türkiye için aynı zamanda depremin ve acıların yılı da oldu. Buna rağmen Türkiye, depremin yaralarını hızla sarmaktadır. Depremin sarstığı 11 ilde konut ve altyapı başta olmak üzere ciddi bir yenilenme sürecine gidilmiş durumdadır. Yine de depremin 104 milyar doları bulan maliyetinin yanında, büyüme ve enflasyon üzerinde de etkileri oluştu.

Devamı
Türkiye Yüzyılı Başlarken Ekonomik Görünüm
Türkiye nin Enflasyonla Mücadelesi

Türkiye’nin Enflasyonla Mücadelesi

2022’nin ilk aylarına yüzde 36 ile başlayan enflasyon rakamları Ekim ayında yüzde 85 ile zirveyi görerek düşüş eğilimine girdi. Baz etkisiyle Ocak, Şubat ve Mart aylarında yüzde 50’in altına gevşeyecek olan enflasyonun 2023 yılını yüzde 22,3 ile tamamlaması bekleniyor.

Devamı

Türkiye'de beklentilerin hızla değişmesi, kurun ve enflasyonun yükselmesi, sadece iç faktörler kaynaklı da değil. Merkez bankalarının şahin duruşlarının öne çıktığı yeni bir dönemdeyiz. Enerji ve gıda başta olmak üzere emtia piyasalarındaki fiyat hareketleri ile birlikte, başta ABD olmak üzere, Avro Birliği ve İngiltere'deki faiz artışları da baskı oluşturuyor.

Son bir yılda dünya genelinde kahve yüzde 79, pamuk yüzde 65, şeker yüzde 46, buğday yüzde 43, mısır yüzde 42, arpa yüzde 35, tahıl yüzde 31, et yüzde 22 ve süt yüzde 13 artış göstererek global enflasyonu ciddi oranda etkiledi. Yaşanılan çip krizi ise araç fiyatlarını yukarıya taşıdı. Farklı sektörlerde birleşen belirsizlik, arz sorunu ve güvensizlik küresel enflasyonun temel bileşenleri olarak ortaya çıkıyor. Az gelişmiş ülkelerde aşırı yoksulluk seviyesinin altına düşen milyonların küresel enflasyondan ciddi oranda etkilenmesi kaçınılmaz. Temel yaşam ürünlerine ulaşımın daha da zorlaşması küresel salgının etkilerini daha uzun yıllara yayabilir. Sonuç itibariyle 2008 finans krizinin etkileriyle kıyaslanabilecek bir süreçten geçen küresel ekonomi enflasyon sorunuyla karşı karşıya. Ancak hükümetler pandemi koşulları ve iklim krizi nedeniyle gerekli önlemleri zamanında alamayabilir. Bu sürecin etkilerinin azaltılması için üretimde istikrarın sağlanması, karbon salınımının kademeli olarak azaltılması ve tedarikteki sorunların kısa, orta ve uzun vadeli önlemlerle çözülmesi gerekiyor.

Salgının ardından küresel ekonomi toparlandı. Ancak enflasyondaki artışlar, ekonomik toparlanmayı ‘eşitsiz’ bir hale bürüyor. Satın alma gücündeki gerilemeyi telafi etmek için enflasyonun geçici, ücret artışlarının kalıcı olması sağlanmalı

Başkan Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası’nın odağına çekirdek enflasyonu koyduğunu açıklaması çok da şaşırtıcı değil. Ancak manşet ile çekirdek arasındaki makas çok açılırsa, TCMB’nin buna nasıl reaksiyon göstereceğine dair ipuçları verilmeli

Büyümede Tarihi Geri Dönüş

Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 büyüdü. Kademeli normalleşme ile birlikte hizmetler sektörü canlandı. İhracat rakamları oldukça iyi seyrediyor. Sanayi cephesinde de öncü göstergeler olumlu. 2021 sonunda % 8-9 yakalanır

Devamı
Büyümede Tarihi Geri Dönüş
Enflasyonun Yapısal Tarafı

Enflasyonun Yapısal Tarafı

Enflasyona sadece parasal bir mesele olarak bakmanın, hedefi tutturmada başarı sağlamadığını son 10 yılda defalarca gördük. İklim değişikliği, enflasyon için tehdit oluştururken, kuraklık gıda enflasyonunu küresel ölçekte artırıyor

Devamı

Mali destekler ve aşılanma ile ekonomik aktivitenin normalleşmeye başlaması istihdam artışını beraberinde getirdi. Ancak, işsizlik halen salgın öncesi seviyelerin üzerinde. İstihdam kayıplarının bu yıl tamamen telafi edilmesi mümkün görünmüyor

TCMB’nın tahminlerine göre, talebin enflasyon üzerindeki yukarı yönlü etkisi ağustos-eylül itibarıyla ortadan kalkacak. Yüksek seyreden üretici fiyatları ise enflasyonun üzerinde risk oluşturmaya devam edecek

Merkez Bankası’ndan faizleri yüzde 19’un üzerine çıkarmasını bekleyen yoktu. Şimdi TL’de yaşanan son değer kayıplarının bu senaryoyu değiştirip değiştirmeyeceği meselesi kritik

Küresel krizin yaşandığı 2020’yi pozitif büyümeyle tamamlamak, Türkiye ekonomisinin dayanıklılığına dair bir gösterge. Mevcut koşullarda beklenmedik bir değişim yaşanmazsa bu yıl büyüme % 4-4.5 olur

Salgın koşullarından dolayı 2020’de ‘acaba enflasyon düşer mi?’ beklentisi oluşmuştu. Ama rüzgâr tersten esti. Ocak-Aralık döneminde fiyatları en çok artan 20 ürünün 13’ü mutfağı ilgilendiriyor

Bu hafta büyüme verisi iyi, enflasyon rakamları kötü geldi. Yılı pozitif bir büyüme rakamıyla kapatmamız kuvvetle muhtemel. Enflasyon ise 2021 ikinci çeyrekten itibaren düşer

Euro/dolar paritesi 2 yıl aradan sonra 1.20’nin üzerini gördü. ABD’deki gelişmeler doları değer kaybına sürüklediği için euro parlıyor. Euro güçlendikçe Avrupa’nın enflasyon hedefini tutturması ve dış ticarette rekabet etmesi zorlaşıyor

İmalat sanayi PMI verisi 53.9 ile Şubat 2018’den sonraki en yüksek seviyeye çıkıp, eşik değer olan 50 sınırını geçti. Türkiye, G20 ülkeleri arasında en hızlı toparlanan ülke oldu. İhracat da haziranda mayısa göre yüzde 35 ile beklentilerin üstünde arttı

Bu hafta enflasyon da açıklandı. Yıllık enflasyon yüzde 16.65'ten 15.01'e indi. ÜFE yüzde 21.66'dan 13.45'e düştü. Böylece ÜFE'deki yıllık bazda artış oranı, Kasım 2016'dan beri ilk kez TÜFE'nin altında kaldı. Enflasyon üzerindeki maliyet baskısı giderek azalıyor.

Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde küçülmeyi durduracağını veya büyümeye başlayacağını, son çeyrekte ise göreceli olarak güçlü bir büyüme sağlayacağı söylenebilir. Türkiye 2018'deki kur krizinin yaralarını 2019'da sarıp 2020'de orta/uzun vadeli büyüme trendine az veya çok dönecek gibi duruyor.

Temmuz enflasyonundaki yükseliş tek seferlik geçici etkilerden kaynaklanıyor. Sonbaharla birlikte enflasyon hissedilir ölçüde düşecek. 2020’de kalıcı olarak tek haneye inecek

Bir faktörün etkisi, yalnız değişim oranıyla değil, payı ya da büyüklüğüyle de orantılıdır.