Güvenlik Radarını ortaya çıkarırken öncelikle Türkiye'nin stratejik yönelimi, jeopolitik ortamı, güvenliği ve dış politikası açısından en önemli ve öncelikli gördüğümüz konuları tespit ediyoruz. Bu konu başlıkları altında, bitirmekte olduğumuz yıl içerisinde gerçekleşen önemli gelişmeleri özetledikten sonra konunun temel dinamiklerini tespit ve tahlil ediyor, en son da bir sonraki yılda bu temel dinamiklerin nasıl dönüşeceğine dair öngörülerde bulunuyoruz.
Devamı
Öncelikle, Filistin-İsrail sorunundaki dengeler değişti. Filistinli aktörlerin vurucu ve caydırıcı gücünü gören İsrail yönetimi, insan haklarını ve uluslararası hukuk ilkelerini çiğneyerek pervasız bir şekilde şiddetli ve orantısız bir karşılık verdi. Bu topyekun saldırının da sorunu çözemeyeceğini gören İsrail, bir süre sonra bir “karşı taraf”ın varlığını kabul etmek zorunda kalacaktır.
Devamı
Foer’in kitabı Biden’a pandemi, ekonominin canlandırılması, ara seçimler, Afganistan’dan çıkış ve Ukrayna meselelerinde eleştirel bir tavır takınmadan genel olarak iyi not veriyor. Foer Biden’ın sürekli hafife alınan bir lider ve kendisinin de bunun farkında olması itibariyle bu konuda hassas bir siyasetçi olduğunu belirtiyor. Beklentileri düşük tutarak rakip ve düşmanlarıyla sürekli uzlaşı yolu arayan bir lider olarak öne çıkan Biden’ın ilk iki yılında başardıklarına rağmen popülaritesinin bu kadar düşük olması önemli bir tezat teşkil ediyor. Şu günlerde anketlerde Trump’la başa baş görünen Biden’ın belki de en büyük sorunu kitabın başlığında ifade edildiği gibi ‘son siyasetçi’ olması. Amerikan halkının sistemi yetkinlikle çalıştırarak sonuç almaya çalışan Biden’ı mı yoksa gene Trump gibi o sistemi yıkma sözü veren bir adayı mı tercih edeceğini bekleyip görmemiz gerekecek.
ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo dört günlük Çin ziyaretinde iki ülke arasındaki ticari sorunların yönetilmesine odaklandı. Çinli muhatabı Wang Wentao’yla görüşmesi sonrasında tansiyonu düşürmeye yönelik ortak bir forum oluşturulacağını açıklayan Raimondo, Biden yönetiminin çip ihracatı sınırlamalarını savunarak ulusal güvenlikten vazgeçmeyeceklerini söyledi. 5 yıldır Çin’e giden ilk Ticaret Bakanı olan Raimondo’nun ziyareti, Haziran’da Dışişleri Bakanı Blinken’ın ve Temmuz’da Hazine Bakanı Janet Yellen’in ziyaretlerinin peşinden geldi. Çin’le ekonomik mücadeleye devam eden Biden yönetiminin bir yandan da artan tansiyonu düşürerek bu ülkedeki Amerikan ekonomik çıkarlarını ve sermayesini korumaya çalıştığını görüyoruz.
Çin’le karşılıklı bağımlılık oranı son derece yüksek olan Amerikan ekonomisinin Çin’e baskı yaparken dikkatli ve seçici olmak zorunda kaldığını görüyoruz. Biden yönetiminin yapay zekâ ve yarı iletken çip üretimi gibi ileri teknolojilere dair uzmanlığın Çin’e aktarılmasını önleme çabalarının bu amaca matuf olduğu söylenebilir. Bir yandan teknolojik casusluk konusunda mücadele ettiği Çin’le bir yandan da uzay ve yapay zekâ gibi alanlarda Amerikan liderliğini korumak üzere çatışan Washington, Amerikan firmalarının bilançolarına zarar verecek adımlar atmaktan da kaçınmak zorunda.
Amerikan basınına yansıyan haberle göre ABD’yle Suudi Arabistan arasında İsrail’i tanıma konusunda anlaşmaya varıldı. Detaylarının önümüzdeki 9 ila 12 ay arasında belirleneceği ifade edilen anlaşmayla Suudi Arabistan’ın İsrail’le normalleşmesi karşılığında Amerikan güvenlik garantileri ve sivil nükleer kapasite geliştirme konusunda destek alacağı belirtiliyor. Filistin konusunda İsrail tarafından tavizler verilmesini öngören anlaşmanın iki devletli bir çözüme gidişe yardım etmesi de öngörülüyor. Suudi Arabistan’ın Çin’le askeri ilişki geliştirmemesi beklentisini de içeren anlaşma gerçekleştiği takdirde İsrail’le Arap dünyası arasındaki ilişkiler tamamen yeni bir döneme girecek.
Devamı
Uluslararası sorunları çözmek ve küresel güçlerin yıkıcı etkilerinden kurtulmak amacıyla başlatılan bölgeselleşme süreçleri hem küresel güç rekabetinin sertliğini yumuşattı hem de bölgesel güçlerin uluslararası siyasette daha bağımsız bir politika izlemelerini sağladı.
Devamı
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un ABD Kongre’sinde yaptığı konuşma öncesinde yaşanan tartışmalar, Başkan Biden’ın ve bazı Demokratların Netanyahu hükümetine ilişkin rahatsızlıklarını gün yüzüne çıkardı. Biden, Netanyahu hükümetinin Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini sınırlamak üzere hazırladığı yasa tasarısından rahatsız olduğunu daha önce açıkça belli etmişti. Tasarının muhalefete rağmen geçirilmemesini ve daha geniş bir uzlaşı sağlanmasını tercih ettiğini ifade eden Biden, Netanyahu’yu Washington’a davet etmeyerek de tepkisini koymuştu. Biden’ın 28 haftadır devam eden protestolardan rahatsız olması ve partinin progresif kanadının Filistin hassasiyeti Demokratların Netanyahu hükümetine tepki koyması sonucunu doğurmuş görünüyor. Buna rağmen Biden’ın karar değiştirerek Netanyahu’yu Washington’a davet etmesi köprüleri atmak istemediğine işaret ediyor.
Biden yönetimi F-16 meselesinde sembolik ancak önemli bir adım attı.
Batıdaki mevcut bankacılık krizinin özeti aslında şudur. Bankalar zaten sorunlu, kötü yönetiliyor, çok fazla risk almalarına izin veriliyor ve haddinden fazla riskler barındırıyordu. Bazıları gereğinden fazla büyük, daha küçüklerinin risk yönetimleri facia, gizli kayıpları çok fazla, türev ürünler üzerinden alınan risklerin ise haddi hesabı yok. Fed'in faiz artışları dalgası ise, buz dağının görünmeyen yüzünü ortaya çıkardı. Riskler adım adım ortaya döküldü, düzeltme hamleleri ise işe yaramadı ve bankalara hücum dalgası takip etti.
Cumhuriyetçi Parti’de resmi olarak aday adayı olduğunu açıklayan tek isim eski Başkan Donald Trump. Trump, kasım ara seçimleri öncesinde adaylığını açıklayarak muhtemel bir seçim zaferinin rüzgârını arkasına almayı planlamış ancak böyle bir zaferin olmayacağını gösteren anketlere bakarak kararını seçim sonrasına bırakmıştı.
Bugün hala küresel enerji ve emtia ticaretinin önemli bir kısmı dolar ile yapılmaktadır. Bu ticaretin, ileride milli paralar veya altın gibi genel kabul gören metalarla yapılma ihtimali de yüksektir.
Eğer Temsilciler Meclisi'nde önerilen değişiklikler kanun hâline gelirse, hâlihazırda tökezlemekte olan ABD - Türkiye ilişkileri bu durumdan büyük ölçüde etkilenecek ve (Türkiye ile Yunanistan arasındaki son gerilimler de dikkate alındığında) daha fazla çıkar ayrımına yol açacaktır.
ABD'nin Ortadoğu'da Rusya ve Çin'i sınırlandıracak, İran'ın İsrail ve Körfez ile sorunlarını ortadan kaldıracak bir yeni angajman türü üretmesi mümkün görünmüyor. Türkiye'nin dengeleyici ve istikrar/güvenlik sağlayıcı rolünü bile görmekten uzak Washington'ın bölgedeki yeni diplomatik çabalarının zaman kaybı olması kuvvetle muhtemel.
NATO'da artık sadece askerî bir yapılanma değil, ancak siyasi ve ekonomi gibi farkla alanlarda eş güdümün öne çıktığı yeni bir anlayışın benimsenmesi gerekiyor.
Dış politikada Türkiye'nin büyük güçlerle ilişkileri, ittifakları, diplomatik gerilimleri, askeri müdahaleleri, savunma sanayi kapasitesi ve uluslararası sisteme dair eleştirel söylemleri var.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, "Türkiye'nin 2022'de bir aşı diplomasisi harekatı yapacağını şimdiden öngörmek herhalde çok zor olmaz." dedi.
Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali durumunda sadece ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Putin'in düşünmesi gereken neredeyse Ukrayna'nın nasıl bir direnç göstereceği ile sınırlı.
ABD'nin sırf İsrail'in bölgedeki güvenliğini temin etmek için yıllardır İran'a bir 'haydut devlet' gibi davranması, Avrupa'nın Tahran'la yakın siyasi ilişki kurmasının önüne geçti.
Hırçın, eski sömürgeci büyük güç olarak Fransa küresel düzlemde yaşadığı itibar ve güç kayıplarını Türkiye'ye sataşarak toparlamaya çalışıyor. Yükselen güçler arasında Türkiye'nin rekabetçi profili ise giderek güçleniyor. Türkiye'nin yakın dönemde Rusya ile gelişen ilişkilerini eleştirenler bugün eski ittifakları çatırdatan yeni ittifak arayışındalar.